10. Hukuk Dairesi 2016/15288 E. , 2019/1766 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ile davalılardan ... Dünyası İnş. ... Müh. Tur. Gıda Nak. Taş. San. Tic. Ltd. Şti. avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerekçelere göre sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, 05.08.2008 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle sürekli iş göremez durumuna giren sigoratlıya bağlanan gelir ve yapılan masraflardan oluşan Kurum zararına ilişkin olup Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanun’un 26’ncı maddesinin birinci fıkrasında işverenin sorumluluğu, ikinci fıkrasında ise üçüncü kişilerin sorumluluğu düzenlenmiştir. Zararlandırıcı sigorta olayında; devlet adına sosyal güvenlik kanunlarını uygulamakla görevli Sosyal Güvenlik Kurumu birinci kişi, risklerin gerçekleşmesi halinde sigortalının ya da hak sahiplerinin Kurumdan yardım görmesi için primleri ödeyen işveren ikinci kişi konumundadır. Bunun dışında kalanlar ise üçüncü kişi olarak tanımlanmaktadır.
818 sayılı Borçlar Kanununun 332/1'inci maddesinde belirtilen işçi - işveren arasındaki akde aykırılık eylemleri ve bu çerçevede maddenin 2'nci fıkrası gereğince işverenin akde aykırı davranışları (işçi sağlığı ve iş güvenliğinin gerektirdiği önlemlerin alınmaması vs.) sonucu 26/1'inci maddeyle yapılan ilişkilendirme ile bir bakıma akde aykırı hareketten doğan tazminat davaları hakkındaki hükümlere tabii olmakla; zamanaşımının, işverenler ve işveren vekilleri açısından uygulanması gereken Borçlar Kanununun 125'inci maddesine göre on yıl olduğu belirtilmelidir.
Eldeki dosya kapsamına göre; mahkemece sigortalının sürekli iş göremezlik derecesinde ki değişikliğin gelire etkisi araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı Kurum sigortalının sürekli iş göremezlik derecesini 34,2 olarak belirlemiş, itiraz üzerine Yüksek Sağlık Kurulunun 11.01.2013 tarihli kararıyla da sürekli iş göremezlik derecesinin %34,2 olduğu belirlenmiş, bu karara karşı itiraz nedeniyle Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan alınan 04.07.2014 tarihli rapor ile iş göremezlik derecesi bu defa sigortalının kalça ekleminin tama yakın iyileşmesi nedeniyle %31 oranı olarak belirlenmiş, oluşan çelişki nedeniyle Adli Tıp Genel Kurulundan alınan 05.03.2015 tarihli raporunda da sürekli iş göremezlik derecesi, sigortalının kalça ekleminin tama yakın iyileşmesi nedeniyle %31 oranı olarak tespit edilmiştir.
Sürekli işgöremezlik derecesindeki düşmeye bağlı olarak değişime uğrayan gelir, yüksek işgöremezlik oranı nedeniyle bağlanmış olan başlangıçtaki gelir olup; gelir hesabındaki unsurlardan biri olan işgöremezlik oranındaki düşme karşısında, başlangıçtaki gelirin, değişen işgöremezlik oranına uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
Bu durumda, peşin sermaye değerli gelirin başladığı tarih itibariyle düşen işgöremezlik oranına göre belirlenmesi zorunlu olup; başlangıçtaki yüksek işgöremezlik oranı nedeniyle fazladan (yüksek işgöremezlik oranı ile düşen işgöremezlik oranı arasındaki fark işgöremezlik nedeniyle) ödenen fark gelirlerin, yeni oran üzerinden belirlenmiş olan peşin sermaye değerli gelire ilavesi gereği bulunmaktadır.
Şu halde, yapılması gereken iş; davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasının 26'ıncı madde hükmü uyarınca; sürekli iş göremezlik derecesindeki azalmanın ilk peşin değerli gelire etkisi belirlenmesini teminen konuya ilişkin 506 sayılı Yasanın sürekli iş göremezlik gelirinin hesaplanmasını düzenleyen 506 sayılı Yasanın 20'inci ve aylıkların alt sınırını düzenleyen aynı yasanın 96'ıncı madde hükümleri de gözetilerek konusunda uzman bilirkişiden usulünce alınacak hesap raporuyla, uyuşmazlığa konu sürekli iş göremezlik derecesindeki bu azalmanın, ilk peşin değerli gelirde bir farklılığa meydan verip vermediği belirlenmeli ve böylece varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ile davalılardan ... Dünyası İnş. ... Müh. Tur. Gıda Nak. Taş. San. Tic. Ltd. Şti. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hükmü temyiz etmeyen davalı Sedat Üstündağ Yapı Müh.Taah.İşletmesi yönünden davacı Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... Dünyası İnş. ... Müh. Tur. Gıda Nak. Taş. San. Tic. Ltd. Şti.'ye iadesine, 27.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
10. Hukuk Dairesi 2016/15288 E. , 2019/1766 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 35 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat