10. Hukuk Dairesi 2016/16577 E. , 2019/1110 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup, bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmelerinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re'sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden kanun ile getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. 506 sayılı Kanunun kabul edilip yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla beş yıl olarak öngörülen süre, 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanunun 5. maddesiyle on yıla çıkarılmış, daha sonra 07.06.1994 tarihinde yürürlüğe giren 3995 sayılı Kanunun 3. maddesiyle yeniden beş yıl olarak belirlenmiştir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir.
İnceleme Konusu davada; davacı davalı işveren nezdinde 01.01.2006-30.12.2006 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespitini istemiş, bilahare 01.03.2013 tarihli dilekçesi ile bu istemini 01.01.2006-23.01.2007 tarihleri arası sürekli çalışmasının tespiti şeklinde düzeltmiştir. 23.01.2007-22.08.2008 tarihleri arası çalışması davalı işverence bildirilmiş; mahkemece uyuşmazlık dönemi 01.01.2006-30.12.2006 arası alınmak suretiyle anılan dönemdeki çalışmanın tespitine karar verilmiştir.
Yukarıdaki maddi ve hukuki olgular kapsamında; 01.01.2006-30.12.2006 arası sürekli çalışmanın tespiti istemine ilişkin olan davada, davalı iş yerinden çıkış tarihinin 30.12.2006 alınması halinde isteme konu dönemin 30.11.2012 dava tarihi itibariyle anılan 506 sayılı yasanın 79. maddesi hükmü uyarınca hak düşürücü süreye uğradığının kabulü gerekecektir.
Ne var ki 01.03.2013 günlü davacı tarafından verilen dilekçe içeriği de gözetilerek, dava edilmemiş olmakla birlikte 30.12.2006-23.01.2007 tarihleri arası dönemde davalı işveren nezdinde çalışmanın varlığı halinde dava konusu yapılan 01.01.2006-30.12.2006 arası çalışmanın hak düşürücü süreye uğradığından bahsedilemeyecektir.
Şu halde yapılması gereken iş; 23.01.2007’den itibaren bildirimlerin yapılmış olması karşısında dava konusu yapılmamış olmakla birlikte 30.12.2006-23.01.2007 arası fiili çalışma olup olmadığı usulünce araştırılmalı; fiili olduğunun anlaşılması halinde dava ve uyuşmazlığa konu 01.01.2006-30.12.2006 arası çalışma süresinin hak düşürücü süre kapsamında kalmadığı değerlendirilmeli, aksi durumda hak düşürücü süre gözetilerek istemin reddine karar verilmelidir.
Yukarıda öngörülen şekilde yapılacak araştırma ve değerlendirme sonucu, dava konusu dönemin hak düşürücü süreye uğramadığı sonucuna ulaşılır ise; bu halde kabule konu yapılan 01.01.2006-30.12.2006 arası sürekli çalışmanın varlığına ilişkin mahkeme kabulünün eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğu da gözetilerek; mahkemece re’sen bordro tanıkları belirlenerek dinlenilmeli, dosyada beyanı alınan bazı tanıkların davacının önce çırak olarak çalışmaya başladığı yönünde beyanları bulunduğundan davacının çırak olarak çalışıp çalışmadığı araştırılmalı, çalışmanın varlığı ve süresi tereddütsüz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalı, elde edilecek sonuç değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan Göktuğ Elektronik Yayıncılık San. Tic. İşletmecilik A.Ş. (Flaş TV)'ye iadesine, 13.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
10. Hukuk Dairesi 2016/16577 E. , 2019/1110 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 42 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat