10. Hukuk Dairesi 2017/2913 E. , 2019/10439 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

10. Hukuk Dairesi 2017/2913 E. , 2019/10439 K.


'İçtihat Metni'

Mahkemesi : Bakırköy 3. İş Mahkemesi

Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının dava dışı ... ve ... San. A.Ş.'nin prim, işsizlik sigortası primi, damga vergisi ve gecikme zamları toplamından oluşan borçlardan sorumluluğu olmadığını, 2009/010842, 2007/023165, 2007/1025978, 2007/025988, 2007/025989, 2008/010087, 2008/010088, 2008/010089, 2008/011145, 2008/01146, 2008/011147, 2009/010840 takip numaralı ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının 5510 s. Yasanın 88., 6183 s. Yasanm mükerrer 35. maddesine göre davacının sorumlu olduğunu, dava ve talebin reddini ve %10’dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davanın Kabulü ile 'Davacı aleyhine ... SGM tarafından yapılan 2009/010842, 2009/010840, 2007/023165, 2007/1025978, 2007/025988, 2007/025989, 2008/010087, 2008/0100088, 2008/010089, 2008/011145, 2008/011146, 2008/011147 takip nolu takiple ilgili ödeme emirlerinin davacı açısından iptaline' karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının 5510 s. Yasanm 88., 6183 sayılı Yasanın mükerrer 35. maddesine göre davacının sorumlu olduğunu bunun usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B-BAM KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince; Bakırköy 3. İş Mahkemesinin 2015/385 Esas 2016/302 Karar sayılı kararı usül ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Mülga 506 sayılı Yasanın 80/12. maddesinde, 5510 sayılı Yasanın 88. maddesinde yer alan düzenlemeler karşısında davacının mevzuat hükümlerinde sorumluluk için aranan şartları haiz olduğu, tahakkuk eden prim ve diğer borçların asıl ve fer'ilerinin haklı bir neden olmaksızın ödenmediğini belirterek, bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun reddine dair verilen kararının temyizen incelenerek bozulmasını talep etmiştir.
IV-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu, 6183 sayılı Kanunun 35, mükerrer 35, mülga 506 sayılı Kanunun 80. ve 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde düzenlenmiş olup, sigorta primlerinin tahakkuk ve ödenmesi gereken zamanda yürürlükte olan mevzuat uygulanır.
Anonim şirketlerde, yönetim kurulu üyelerinin Kuruma karşı prim borçlarından sorumluluğu hususunu 5510 sayılı Yasanın Yürürlüğe girmesinden önceki ve sonraki dönem bakımından ayrı ayrı değerlendirmek gerekir.
01.10.2008 tarihinden önce tahakkuk eden prim borçları nedeniyle davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde; “Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar” hükmü öngörülmüştür. Anılan madde hükmüne göre, tüzel kişiliği haiz bir özel kuruluşta görev yapan bir kişinin primlerin ödenmesinden işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olabilmesi için, primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili, üst düzey yöneticisi olması zorunludur.
Türk Ticaret Kanunu'nun 317. maddesi uyarınca; bir anonim şirketin idare ve yönetimi aynı zamanda karar organı olarak, yetkili idare meclisince yerine getirilmektedir. Her iki hükmün birlikte değerlendirilmesi durumunda; anonim şirket yönünden primlerin ödenmesinde, sorumlu üst düzey yöneticiden söz edebilmek için bu kimsenin yönetim kurulunda başkan veya başkan yardımcısı gibi ünvan taşıması veya imza yetkisine sahip üye olması veya şirketin yönetiminde parasal konularda yetkili genel müdür, finansman veya muhasebe müdürü gibi üst düzeyde sorumluluk taşıyan görevli olması gerekir. Bunun dışında kalan ve şirketin idare veya mali işlerinde doğrudan söz sahibi veya yetkili olmayan, karar organında yer almayan kişilerin işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumluluğu düşünülemez. Şirkette görevli bir kimsenin belli konularda imza sahibi olması da bu zorunluluğu ortadan kaldırmaz.
506 sayılı Kanun, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olup, 01.10.2008 tarihinden sonra tahakkuk eden prim borçları hakkında 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi ile, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur” şeklinde düzenlenme getirilmiştir. Yapılan bu düzenleme ile şirket yönetim kurulu üyelerinin primlerin ödenmesinden işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıkça belirtilmiştir.
Öte yandan, 506 sayılı Kanununun 80. maddesi primlerin zamanında ve düzenli olarak tahsilini sağlamaya yönelik olup, anılan maddenin 1. fıkrası hükmüne göre, işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur.
5510 sayılı Yasanın 88/1. maddesi hükmüne göre ise “4'üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma öder” Görüldüğü gibi kanun, primlerin ne zaman ödeneceğini belirlememiş, bu konuda Kuruma yetki vermiştir.
29.5.2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan değişiklikle Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği madde 108’e göre işverenler, Kanunun 4 üncü ve 5 inci maddelerine tabi çalıştırdığı sigortalılara, sosyal güvenlik destek primine tabi sigortalılara, 4857 sayılı İş Kanununun 7'nci maddesine göre iş görme edimini yerine getirmek üzere başka işverene geçici olarak devrettiği sigortalılara ilişkin primleri bu maddede öngörülen sürelerde öderler denilmiş, maddenin devamında ise 4/I-a sigortalıları yönünden primlerinin ödeme zamanı belirlenmiştir. Buna göre,
a) Ayın 1’i ile 30’u arasındaki çalışmaları karşılığı ücret alan sigortalılar için en geç belgenin ilişkin olduğu ayı izleyen ayın son gününe kadar,
b) Ayın 15’i ile müteakip ayın 14’ü arasındaki çalışmaları karşılığı ücret alan sigortalılar için en geç belgenin ilişkin olduğu dönemi izleyen takvim ayının 14’ü ne kadar, işverenlerce Kuruma ödenir.
29.5.2016 tarihli Resmi Gazetede yapılan değişiklikten önce SSİY madde 108’de,Kanunda belirtilen sigorta primleri, Kurumca çıkarılacak tebliğde belirtilecek süre içinde Kuruma ödeneceği hükmü vardı. Yani sigorta prim ödeme sürelerini belirleme yetkisi İşveren Uygulama Tebliğine bırakılmıştı. 01.09.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan İşveren Uygulama Tebliğinin 2.4 maddesine göre ise, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalıları çalıştıran işverenler, bir ay içinde çalıştırdıkları sigortalıların prime esas kazançları üzerinden hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını sigortalıların ücretlerinden keserek, kendi hissesine isabet eden prim tutarlarını da bu tutarlara ekleyerek en geç takip eden ay/dönemin sonuna kadar Kuruma ödeyecekleri belirtilmişti.
Bu düzenlemeler uyarınca, primlerin ödenmesi gereken son gün itibariyle de olsa, kişiler yukarıda açıklanan statüde oldukları dönemlerde ödenmesi gereken ve tahakkuk eden primlerden sorumlu tutulmalıdırlar.
Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde somut olayda, davacının dava dışı ... ve ... San. A.Ş.'nin 17/06/2005 tarihinde yönetim kurulu üyeliğine seçildiği ve aynı gün yönetim kurulu başkan vekili olduğu, 04/06/2007 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında yeniden yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, görev taksiminde 2. Dereceden imza yetkisinin verildiği, davacının borçlu şirketin yönetim kurulu üyesi iken 25/10/2007 tarihinde noterden düzenleneme yoluyla hazırlanan istifa dilekçesi ile istifa ettiği görülmekle; ödeme emrine konu 2007 yılı 3. ila 9. ayları arasındaki borçlardan sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 03/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön