10. Hukuk Dairesi 2018/3130 E. , 2019/9328 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi : Kilis 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, 05.12.2011 tarihli tahsis talebine istinaden yaşlılık aylığı bağlanarak fark aylıkların ödenmesi ile ve fazla ödenen primlerin yasal faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, davacının, Kilis 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/317 Esas 2015/188 Karar sayılı ilamı ile 05.12.2011 tarihinden itibaren malûl sayılması gerektiğinin tespitine yönelik verilen karar üzerine 07.01.2016 tarihinde Kuruma yaptığı müracaatının reddedildiğini belirterek, 05.12.2011 tarihinden itibaren alınması gereken malûllük aylıkları ve bu tarihten kararın kesinleşme tarihine kadar fazladan ödemiş olduğu primlere ilişkin alacağının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili, malûliyet talep tarihinde bakiye prim borcunun ödenmiş olması ve işin terk edilmesi gerektiğini, davacının prim borcunu 25.11.2015 tarihinde ödemesi ve işini 30.11.2015 tarihinde terk etmesi sebebiyle aylığının 01.12.2015 tarihinde bağlandığını, Kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI:
Davanın reddine karar verilmiştir.
IV-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesi davacının, ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başladıktan sonra çalışma gücünün en az % 60 oranını kaybettiğine yönelik herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı, sigortalılık süresinin on yıldan fazla olduğu, 01.01.1985 - 31.12.1985 ve 25.10.1988 - 14.09.2005 tarihleri arasında 17 yıl 10 ay 9 gün (6439 gün) 1479 sigortalılık süresi ile 01.12.2005 - 25.08.2010 tarihleri arasındaki tarımsal faaliyete dayalı 4 yıl 9 ay (1710 gün) sigortalılık süresi toplamının 1800 prim gün sayısını geçtiği ve 05.12.2011 tarihinde tahsis talep başvurusunda bulunduğunda prim borcunun bulunmadığı ve 23.08.2010, 06.01.2011, 11.05.2011 tarihli davacının Kuruma başvurularıyla yazılı istek şartının gerçekleştiği; ayrıca 5510 sayılı Kanunun 26. maddesinin (c) bendi kapsamında aynı Kanunun 4/b-4 madde kapsamında sigortalılığa ilişkin olarak, işyerini kapatma, devretme durumunun sözkonusu ve şart olmadığı dikkate alınmak sureti ile 01.01.2012 tarihi itibarı ile malûllük aylığı almaya hak kazandığı; yersiz ödeme sebebiyle de, 01.01.2012 - 30.11.2015 tarihleri arasında kalan dönemdeki sigortalılığa ilişkin ödediği primlerin aynı Kanunun 89/3. maddesi uyarınca yasal faizi ile davacıya iadesi gerektiği dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve esas yönlerden hukuka aykırıdır. Gerekçesiyle,
A-)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca Kilis 1. Asliye (İş) Hukuk Mahkemesinin 15.12.2016 tarih ve 2016/203 Esas - 2016/608 sayılı kararının kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle;
B-1-)Davanın kabulü ile; davacıya 01.01.2012 tarihinden itibaren malûllük aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine,
2-)Ödenmeyen malûllük aylıklarının herbir ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)01.01.2012 - 30.11.2015 tarihleri arası sigortalılığına ilişkin yersiz ödediği primlerin; her bir primin Kuruma yatırıldığı tarihi takip eden ay başından, iadenin yapıldığı ayın başına kadar geçen süre için işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
V-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum, eksik araştırma yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi ve kurum işlemlerinin usul ve yasaya uygun olması ve resen dikkate alınacak diğer nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.
VI-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
Davacının, Kilis 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/317 Esas 2015/188 Karar sayılı ilamı ile 05.12.2011 tarihinden itibaren malûl sayılması gerektiğinin tespitine yönelik verilen kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleşmesi üzerine, davacı 05.11.2015 tarihli tahsis talebi ile kuruma müracaat etmiş, davacıya 01.12.2015 itibarıyla malüllük aylığı bağlanmıştır. Davacı 07.01.2016 tarihli dilekçesiyle bu kez 05.11.2011 itibarıyla aylık bağlanması gerektiğini beyanla aylığının bu tarihten başlatılmasını, fazla ödediği primlerin iadesini talep etmiş, kurum davacının talebini reddetmiştir.
Davanın yasal dayanaklarından olan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa'nın 25. ve 26. maddesi gereğince; 4/a ve 4/b’li sigortalılar için “...çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını kaybettiği...” Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usulüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu Kurumun Sağlık Kurulunca tespit edilenlerin malul sayılacağı belirtilmiştir.
Anılan Kanun’un 26’ncı maddesinde ise; “Sigortalıya malûllük aylığı bağlanabilmesi için sigortalının;
a)25 inci maddeye göre malûl sayılması,
b) En az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,
c)Malûliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan veya işyerini kapattıktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı istekte bulunması, halinde malûllük aylığı bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların kendi sigortalılığı nedeniyle genel sağlık sigortası primi dâhil, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması zorunludur.” hükmü getirilerek, “malullük aylığı” bağlanma şartları düzenlenmiştir. 5510 sayılı Yasanın 27. maddesinin 3. bendi “Malûllük aylığı almakta iken bu Kanuna göre veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanların malûllük aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir ve bu Kanuna tabi olarak çalıştıkları süre zarfında 80 inci maddeye göre belirlenen prime esas kazançları üzerinden 81 inci madde gereğince kısa ve uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortasına ait prim alınır. Bunlardan işten ayrılarak yeniden malûllük aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunan ya da emekliye ayrılan veya sevkedilenlere; kontrol muayenesine tabi tutulmak ve ilk aylığına esas malûllüğünün devam ettiği anlaşılmak kaydıyla, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışıyorsa görevinden ayrıldığı tarihi, diğerlerine ise istek tarihlerini takip eden ödeme döneminden itibaren yeniden malûllük aylığı hesaplanarak bağlanır” hükümlerini amirdir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olay incelendiğinde, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi davacının maluliyet aylığı talebinin 05.12.2011 tarihli olduğu ve 10 yıllık sigortalılık süresinin bulunduğuna dair kabulü yerinde ise de, 05.12.2011 tarihinden sonraki sigortalılığa ilişkin irdeleme yapılmamış olması hatalıdır. Bu nedenle yukarıda değinilen 5510 sayılı Yasanın 27. maddesinin 3. fıkrasındaki; sigortalılık devam ederken malüllük aylığı alınamayacağına dair hüküm de dikkate alınarak, davacıdan 05.12.2011 tarihinden sonraki süreye ilişkin tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptal edilmesi isteminin bulunup bulunmadığı sorulmalı, iptal isteminin bulunduğu bildirilirse, sigortalılığın devam edip etmediği konusunda gerekli araştırma yapılmalı, 05.12.2011(takip eden aybaşı olan 01.01.2002) den sonraki süre için ödenen primlerin 01.12.2015 itibarıyla bağlanan aylığın hesabında kullanıldığı dikkate alınarak 01.12.2015 itibarıyla bağlanan aylığın da iptal edilmesi gerektiği gözetilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Belirtilen hususlar çerçevesinde değerlendirme yapılarak elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
10. Hukuk Dairesi 2018/3130 E. , 2019/9328 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat