10. Hukuk Dairesi 2016/11673 E. , 2019/8886 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yersiz olarak yapılan sağlık harcamasının tahsiline yönelik yapılan icra takibine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirttiği gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki incelemeye konu dosyada 23/07/2012 tarih ve 2012/86 sayılı SGK Denetmen raporuna göre, davalı ...'un SNB Mensucat Gıda San. Tic. Ltd. Şti.'ne ait 1066101 sicil nolu işyerinden bildirilen 07/12/2006 - 18/06/2010 tarihleri arasındaki sigortalılığının fiili olmadığının tespit edilmesi nedeniyle iptal edildiği ve bu döneme ilişkin davalıya yapılan sağlık yardımlarının tahsili için icra takibi yapıldığı, davalı tarafça ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, davacı kurumun iş bu dava ile itirazın iptalini talep ettiği, davacı kurumun müzekkere cevabı olarak 04/03/2016 günlü yazısına göre, davalı ...'un eşi ...'dan dolayı hak sahibi olarak 07/12/2006 - 18/06/2010 tarihleri arasında sağlık sigortasından yararlanma hakkının mevcut olduğunun belirtildiği, ancak 9 Mart 2009 varide tarihli belgede ise davacının eşinin 1479 sayılı Yasa kapsamında 2009/9-12, 2010/5-7 dönemlerde prim borcunun bulunmadığu ve davacının bu dönemlerde sağlık yardım hakkının mevcut bulunduğunun belirtildiği anlaşılmıştır. Mahkemece ise dava konusu iptal edilen çalışmanın fiili olup olmadığı yönünde herhangi bir araştırma yapılmaksızın ve 5510 sayılı Yasa’nın geçici 45. Maddesi kapsamında davacının eşi üzerinden sağlık yardımların faydalanabileceği dönemler açıklığa kavuşturulmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmiştir.
Sahte sigortalılığa dayanan davalar hizmet tespiti içerikli olmakla, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalı, çalışmanın geçtiği iddia edilen iş yerine dair düzenlenmiş Kurum müfettiş raporu ve dayanak belgeler varsa dosya içerisine getirtilmeli, yine çalışmanın geçtiği iddia edilen işyerinden bildirimi bulunup iptal edilmeyen bordrolu tanıkların yeteri kadarının beyanlarına başvurulmalı, ilgili işyerinin hangi tarihten itibaren faal olduğu ile çalışma ruhsatı alıp almadığı araştırılmalı, işyeri işvereninin vergi kayıtları irdelenerek çalışan sayısı tespit edilmeye çalışılmalı, komşu işyeri bodro tanıkları ve işverenleri tespit edilerek beyanlarına başvurulmak suretiyle uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
1-Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular ışığı altında, müfettiş raporuna dayalı olarak sahte bildirim olduğundan bahisle geçersiz sayılan bildirimli çalışmaların gerçek olup olmadığı, fiili ve eylemli bulunup bulunmadığı anılan ilkeler kapsamında re'sen araştırılarak irdelenmeli, çalışmaların gerçek olduğu sonucuna ulaşılırsa şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu yönde bir araştırma yapılmaksızın somut uyuşmazlıkta uygulama yeri bulunmayan 5510 sayılı Kanunun geçici 45. maddesi gözetilerek yazılı şekilde karar tesisi hatalıdır.
2-Diğer yönden yapılacak araştırma ve inceleme sonucu iptale konu çalışmaların sahte olduğu, fiili olmadığı sonucuna ulaşılırsa konuya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.03.2019 günlü ve 2015/10-2743 Esas, 2019/275 Karar sayılı ilam içeriği gözetilerek dava konusu tedavi giderlerinin (sağlık harcaması) Kurumca rücu edilmesi mümkün olduğu dikkate alınarak, 5510 sayılı Yasa’nın geçici 45. Maddesi kapsamında davacının, eşi üzerinden sağlık yardımı alabileceği dönemler dışlanmak suretiyle varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
10. Hukuk Dairesi 2016/11673 E. , 2019/8886 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 105 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat