10. Hukuk Dairesi 2016/17728 E. , 2019/6207 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

10. Hukuk Dairesi 2016/17728 E. , 2019/6207 K.


'İçtihat Metni'

Mahkemesi :İş Mahkemesi


Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirttiği gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 01.06.2000 - 15.09.2012 döneminde davacının ... apartmanında kapıcı olarak kesintisiz olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkin olup; Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yazılı şekilde karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesidir. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği, çalışma olgusunun da tanık dahil her türlü delille ispatlanabilmesi nedeniyle delil serbestliği bulunduğu göz önünde bulundurulmalıdır.
Husumet konusu, Hukuk Muhakemeleri Kanunununda yer alan ilk itirazlardan olmadığından davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur. Bilindiği üzere taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti, Medeni Hukuktaki medeni haklardan istifade (hak) ehliyetinin Medeni Usul hukukunda büründüğü şekildir. Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulunduğu Medeni Kanuna göre belirlenir (HUMK m.38, TMK m.8 ve m.48). Buna göre, medeni haklardan istifade (hak) ehliyeti bulunan her gerçek (TMK m.8) ve tüzel (TMK m.48) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.12.2007 tarih ve 2007/5-972 Esas, 2007/972 Karar sayılı ilamı) Bu yönde, kat malikleri kurulu ve onun seçtiği apartman yöneticisi veya apartman yönetim kurulunun tüzel kişiliği ve bu nedenle taraf ehliyeti yoktur. (Kat Mülkiyeti K. m. 27) Örnek olarak Konut Kapıcıları Yönetmeliğinin 3. maddesinde işveren konutun maliki ve ortakları olarak açıklanmıştır. Yönetici ise konutun maliki ya da kat malikleri adına hareket eden kişidir. Yönetici, Kat Mülkiyeti Kanununa göre seçilir ve görevlerini ifa eder. Yönetmelikte işyeri çalışılan konut ile bağımsız bölüm, ortak yerler, eklenti ve tesislerin tümü olarak ifade edilmiştir. Yönetmeliğin 4/a maddesine göre yöneticinin, iş ya da toplu iş sözleşmesi yapması için işverenin yazılı olarak yetki vermesi gerekir. Yönetici, İş ve sosyal güvenlik kanunlarının uygulanması yönünden işveren temsilcisidir. Anılan kanunlar çerçevesinde ortaya çıkabilecek idari ve yargısal uyuşmazlıklarda yönetici işvereni temsil eder. Böyle olunca, çalışanın işveren hakkında açabileceği davanın kat maliki ya da maliklerine karşı açılması gerekse de, yönetmelikten doğan bu temsil yetkisine göre davanın, Kat Mülkiyeti Kanununa göre seçilmiş yönetici veya yönetim kurulu varsa doğrudan bunlara, şayet yönetici veya yönetim kurulu yoksa, kat maliklerinin tümüne karşı dava açılması gerekir.
Bu sebeple somut davada talep döneminde apartman yönetiminin 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasa’sına göre oluşup oluşmadığı ilgili belediyeden de sorularak araştırılmalı, buna göre apartman yönetiminden sorumlu kişilerin kimler olduğu belirlenmeli, apartmanın yönetimi oluşmuşsa yöneticiye, yönetimi oluşmamışsa ilgili tapu sicil müdürlüğünden tapu kayıtları celbedilerek tüm kat maliklerine husumetin yöneltilmesi gerektiği hususu gözetilmeli, eksiklikler tamamlandıktan sonra elde edilecek sonuç değerlendirilmek suretiyle karar verilmelidir
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalılardan Kurum, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün sair hususlar incelenmeksizin yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'a iadesine, 18/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön