10. Hukuk Dairesi 2016/12834 E. , 2019/313 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

10. Hukuk Dairesi 2016/12834 E. , 2019/313 K.


'İçtihat Metni'

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın 26. maddesi olup, davalıların sorumluluğu kusur sorumluluğu ilkesine dayanmaktadır. 506 sayılı Yasa'nın 26/1. maddesinde, kastı, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi ya da suç sayılabilir bir eyleminin varlığı halinde işverenin rücû alacağından sorumluluğu olanağı tanınmıştır.
506 sayılı Yasa'nın 26. maddesindeki sorumluluğun kusur sorumluluğuna dayandığı dikkate alındığında kusur raporlarının 506 sayılı Yasa'nın 26., 4857 sayılı Yasa'nın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü'nün 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasa'nın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
Somut davada, dava dışı sigortalının 29/07/2002 ve 13/08/2008 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazaları sonucu malül kalmasıyla sonuçlanan davaya konu olayla ilgili alınan kusur raporunda, 29/07/2002 tarihinde meydana gelen iş kazası ile ilgili kusur raporu alındığı, 13/08/2008 tarihinde meydana gelen olayla ilgili ise 08/12/2014 tarihli müfettiş raporundaki kusur oranlarının karara esas alındığı, ancak her iki raporunda sigortalı tarafından davalı işverene karşı açılan maddi-manevi tazminat davasının görüldüğü ... 1 İş Mahkemesi'nin 2012/207 E. sayılı dosyasından aldıralan kusur raporu ile çelişkili olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş, tazminat dosyasındaki bilirkişi raporuda dikkate alınarak, dava konusu her iki iş kazasında; iş kazasının gerçekleştiği iş kolu ile, işçi sağlığı ve işgüvenliği alanında uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan, mevzuat uyarınca hangi önlemlerin alınması gerektiği, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığı ve alınmış önlemlere sigortalının uyup uymadığı yönlerinin yargısal denetime elverir biçimde irdelenip, oluşa ve işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına uygun kusur durumlarını saptayan kusur raporu alınmalı ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
2-Mahkemece yapılan yargılamada, 29/07/2002 ve 13/08/2008 tarihinde meydana gelen kazalardaki işgöremezlik oranlarının birleştirilmiş oran içindeki etkisine göre ilk peşin gelirler kurumdan sorulmamamış ve hesap bilirkişisi tarafından hazırlanan rapordaki birinci ve ikinci kazadaki iş göremezlik oranının birleştirme oranına tesiri bulunması ile işverenin ilk Peşin Sermaye Değerli gelirden sorumlu olduğu miktarı belirlemiştir. Oysa; Mahkemece, ilk ve ikinci kazadaki iş göremezlik oranlarının birleştirilmiş oran içindeki etkisine göre, ilk peşin sermaye değerli gelirler davacı kurumdan sorulmalı, itiraz olması halinde ise bu hususta bilirkişisi incelemesi yapılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu husus gözetilmeden doğrudan bilirkişi incelemesi yaptırılması isabetsizdir.
Mahkemece, yukarıda anılan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 17/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön