10. Hukuk Dairesi 2020/6841 E. , 2020/6547 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

10. Hukuk Dairesi 2020/6841 E. , 2020/6547 K.


'İçtihat Metni'

Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi


Dava, prime esas kazancın tespiti ile yaşlılık aylığına yansıtılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılardan ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine,... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi Kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
...Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM :
Dava, toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca ödenmesi gereken ilave tediye alacağı ile ikramiye alacakları ve diğer sosyal hakların sigorta primine esas kazanca dahil edilmesi suretiyle yaşlılık aylığına yansıtılması istemine ilişkindir.
II-CEVAP:
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili, kurumun, işverenin aylık prim ve hizmet belgesinde bildirdiği sigorta primine esas kazançlarla bağlı olduğunu, davacının hizmet cetvelindeki miktarlar üzerinden emekli maaşı bağlandığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davacının çalıştığı dönemde toplu iş sözleşmesine göre prim kesintileri hesaplanarak kuruma bildirildiğini,bir alacağı olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince, 6772 sayılı yasa gereği ilave tediye ücreti 5510 sayılı yasanın yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden itibaren prime esas kazanç kapsamında olduğundan ve davacı en son 14.07.2004 tarihine kadar çalıştığından 506 sayılı yasanın 77 maddesi kapsamında ilave tediye ödemelerinin prime esas kazanç hesabı içinde değerlendirilemeyeceğine karar verilmiştir. Davacıya toplu iş sözleşmesi gereği ödenmesi gereken ikramiye alacakları bakımından ise, bordrolarda ikramiye ödemelerine ilişkin bir tahakkukun bulunmadığı, ancak toplu iş sözleşmelerinde mayıs ve ekim ayında ikramiye ödeneceğinin belirtildiği, ödenmesinin şart olmadığı buna göre 01.10.1999 tarihi ile 14.07.2004 tarihleri arasında yılda 60 günlük ikramiye tutarının kuruma prim matrahında bildirilmediği değerlendirilerek 01.10.1999 tarihi ile 14.07.2004 tarihleri arasında prime esas kazancın 2.983,03 TL olduğunun tespitine, eksik yatırılan primlerin emekliliğe hak kazanıldığı tarihten itibaren emeklilik maaşına yansıtılmasına, emekli maaşında oluşacak farkın yasal faizi ile birlikte davalı Belediyeden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU
Davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge adliye mahkemesince, 506 sayılı Yasa’nın 77. maddesinin b bendinde açıkça ödeme şartı arandığı, ikramiye ödendiğine dair ücret bordroları bulunmadığı, davalı Belediyeye yazılan müzekkereye verilen cevapta da toplu iş sözleşmesi kapsamında ikramiye ödeme belgesi sunulmadığı bu nedenle ikramiye kapsamında ek prim tahakkukunun yerinde olmadığı, ancak her ne kadar davacı istinafı bulunmamakta ise de, ödeme belgelerine göre davacıya ödeme yapıldığı anlaşılan aylara ilişkin muafiyet üstü yemek, çocuk ve aile yardımı, direksiyon primi, iş riski primi kalemlerinin prime esas kazanca dahil edilmemesinden dolayı mahkemenin hüküm altına aldığı miktardan daha düşük kalan bir miktarın prime esas kazanca dahil edilmesi gerektiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın kısmen kabulüne, 2000/10. dönem 7,54 TL, 2001/10. dönem 9,06 TL, 2002/5. dönem 19,50 TL, 2002/10. dönem 19,50 TL, 2003/5. dönem 24,91 TL, 2004/5. dönem 89,054 TL'nin davacının bu dönemlerde bildirilen prime esas kazançlarına eklenmesi gerektiğine ve bu primlerin aylığa hak kazandığı tarihten itibaren yaşlılık aylığının hesabında dikkate alınması gerektiğinin tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı ... vekili, davacının yazılı belge delil sunmadığını,ücret ve diğer haklarının ödenmediği ya da hizmet günlerinin eksik bildirildiği yönünde iddiası olmadığını ve ücret bordrolarında görünen şekilde kuruma yansıtıldığını bu nedenle davanın reddi gerektiğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili, ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesi tarafından farklı bilirkişilerden alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden eksik araştırma ile karar verildiği gerekçesiyle hükmü temyiz etmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili, kurumun işverenin bildirdiği prime esas kazanç miktarı ile bağlı olduğunu, raporların çelişkili olup hükme esas alınacak nitelikte olmadığını bildirerek temyiz etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-Dava açmada hukuki yararın bulunması dava şartlarından olduğu gibi temyiz kanun yoluna başvuracak olan tarafın da temyiz yoluna başvuruda hukuki yararının bulunması gerekir. Davada haklı çıkmış olan taraf da hukuki yararı bulunmak şartıyla temyiz yoluna başvurabilir (HMK m. 361/2). İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmayan veya süresini geçirdiği için istinaf yoluna başvurmamış olan taraf yönünden, verilen karar kesinleşeceği için artık bu tarafın temyiz yoluna başvurmasında hukuki yararı yoktur. Şayet, karşı tarafın istinaf yoluna başvurması üzerine bölge adliye mahkemesi tarafından yeniden esas hakkında karar verilmiş ise, o takdirde karara karşı istinaf yoluna başvurmamış olan taraf temyiz yoluna gidebilir. Zira, bunda hukuki yararı vardır.
Somut olayda, ilk derece mahkemesi tarafından davacının ilave tediye alacağı isteminin reddine karar verildiği, toplu iş sözleşmesi gereği ödenmesi gereken ikramiye alacakları bakımından talebin kabul edildiği, ücret bordrosuna yansıyan diğer sosyal hakları bakımından ise bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığından, bölge adliye mahkemesince davacının diğer sosyal hakları olan yemek, çocuk ve aile yardımı, direksiyon primi, iş riski primi vs. bakımından bir değerlendirme yapılması mümkün değildir. Ancak,karşı tarafın istinaf yoluna başvurması üzerine bölge adliye mahkemesi tarafından yeniden esas hakkında karar verilerek davacının toplu ikramiye alacaklarına ilişkin talebi bölge adliye mahkemesince reddedildiğinden, davacının bölge adliye mahkemesi kararını ikramiye alacakları bakımından temyiz etmesinde hukuki yararı bulunmaktadır.
2-Davanın yasal dayanağı, sigortalılar ile işverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumuna ödeyecekleri primlerin hesabında sigorta primine esas olan sigortalı kazançlarının nelerden ibaret olduğu ve bunun istisnalarını gösteren (mülga) 506 sayılı Kanun'un 77. maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 80. maddesidir.
Mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 4958 sayılı Kanun’un 36. maddesi ile değişik 77. maddesi “Sigortalılarla işverenlerin bir ay için ödeyecekleri primlerin hesabında:
a) Sigortalıların o ay için hak ettikleri ücretlerin,
b) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan sigortalılara o ay içinde ödenenlerin,
c) İdare veya kaza mercilerince verilen karar gereğince (a) ve (b) fıkralarında yazılı kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, brüt toplamı esas alınır.
Şu kadar ki, ölüm, doğum ve evlenme yardımları, yolluklar, kıdem, ihbar ve kasa tazminatları, aynî yardımlar ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca miktarları yıllar itibariyle belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, sigorta primlerinin hesabına esas tutulacak kazançların aylık tutarının tespitinde nazara alınmaz. Bunların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm ödemeler prime tabi tutulur..” hükmünü içermektedir.
Madde hükmünde belirtilen “ayni yardımlardan” amaç, sosyal veya kişisel bir ihtiyacın karşılanması yolunda yapılan yardım niteliğinde olmasıdır. Yardımın ayni veya parasal olarak yapılmasının bir önemi bulunmamaktadır. Somut biçimde belli edilmiş bir ihtiyaca yönelik yardımlar ayni yardım olarak kabul edilmeli ve prim hesabında dikkate alınmamalıdır. Bu anlamda, sosyal yardım adı altında ödenen “izin harçlığı, bayram harçlığı ve öğrenim yardımı” anılan yasa hükmü kapsamında ayni yardım özelliğinde olması nedeniyle, sigortalının (ücret) gelirine dahil değildir ve prime esas kazanca dahil edilmez. (10. H. D.'sinin 2009/5052 E. - 2011/4939 K. sayılı kararı)
Görüldüğü üzere, anılan madde hükmünde hangi kazançların prim hesabına esas alınamayacağı sayma yöntemiyle belirlenmiş olup, Türk pozitif hukukunda egemen olan kurala göre, ayrık hükümler genişletici değil, daraltıcı yoruma tabidirler ve anılan kural, 23.05.1960 tarihli 11/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulanmıştır. Bu kararda sigortalılara ödenen yemek paralarının ayni yardım niteliğinde bulunduğu sonucuna varılmış ve prime esas kazancın belirlenmesinde dikkate alınamayacağı görüşü benimsenmiştir. Bunun dışında Yargıtay uygulamasında bazı kararlarda, teknik personele ödenen şantiye ve arazi zammını, hasta sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği, toplu iş sözleşmesi gereğince sigortalıya ödenen araç ücreti, çiğden verilen erzak, elbise dikiş ücreti, yakacak ve yakıt parası ve toplu iş sözleşmesi gereğince sigortalıya ödenen yemek parası aynî yardım niteliğinde görülmüştür. Yine somut bir biçimde belli bir ihtiyaca yönelik, ayni yardım niteliğinde olan giyim yardımı da sigorta primlerinin hesabına esas tutulacak kazançlardan değildir. (10. H.D.'sinin 2014/1398 E., 2014/6794 K. sayılı kararı)
İkramiye adı atındaki ödemeler ise; 11.07.1956 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6772 sayılı Kanun'un 1. maddesi ile “… belediyeler ve bunlara bağlı teşekküler, 3460 ve 3659 sayılı Kanunların şümulüne giren İktisadi Devlet Teşekkülleri ve diğer bilcümle kurum, banka, ortaklık ve müesseselerinde müstahdem olanlardan İş Kanununun şümulüne giren veya girmeyen yerlerde çalışmakta olan ve İş Kanununun muaddel birinci maddesindeki tarife göre işçi vasfında olan kimselere, ücret sistemleri ne olursa olsun, her yıl için birer aylık istihkakları tutarında ilave tediye yapılır.” hükmü getirilmiş, anılan Kanunun 4. maddesinin 2. fıkrasında ise “… Bu tediyelerden çeşitli işçi sigortalarının icabettirdiği primler kesilmez ve bu paralar borç için haczedilemez.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Kanun gereğince, maddenin 2. fıkrasındaki istisnalara girmemesi koşuluyla hizmet akdi karşılığı elde edilen her türlü gelirden sigorta primi kesilmesi söz konusu olmaktadır.
506 sayılı Kanun'da ücretin tanımı yapılmamıştır. Fakat 506 sayılı Yasa'nın 77. maddesinin birinci fıkrasının a alt bendinde sözü edilen “ücretler” kavramı içine asıl ücretle birlikte, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri gibi ücretlerinde girdiği kabul olunmaktadır. Bu ücretlerin sigortalıya fiilen ödenmesi şart olmayıp, onun adına o ay için tahakkuk ettirilmiş olması prime esas kazanca dahil edilmesi için yeterlidir.
Asıl ücretin eki niteliğinde bulunan prim ve ikramiyeler, prime esas kazançlar olarak brüt tutarları üzerinden ödendikleri aylar itibariyle prime esas tutulur. Bunların tahakkuk etmiş olması prime esas tutulmaları için yeterli olmamakta “ödenmiş olması da” aranmaktadır. (m.77/I-b).
İdare veya kaza mercileri tarafından verilen karar uyarınca sigortalılara yapılan ödemeler (a) ve (b) bentlerinde öngörülen ücret türlerinden ayrımsızdır. Fark, bunların yönetim ve yargı mercilerince verilmiş kararlardan kaynaklanmalarıdır.
İşveren ile sigortalı işçi arasında “fazla çalışma ücreti” veya “prim, ikramiye” gibi konularda uyuşmazlık çıkar ve mahkemece, bu işçilik haklarının ödenmesine karar verilir ve sigorta primlerinin ödeneceği ay içinde bu paralar sigortalıya verilirse, bu ödemelerde prim matrahına dahil edilerek, prim hesabında göz önünde tutulur. Bu tür kazançlara salt hak kazanmak, bu kazançların prime esas alınması için yeterli bulunmamaktadır (Mustafa Çemberci, Sosyal Sigortalar Kanunu Şerhi, Olgaç Matbaası, 1985 Baskı, s.439)
Öte yandan 01.07.2008 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun’un 80. maddesi “4'üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançları aşağıdaki şekilde belirlenir.
a) Prime esas kazançların hesabında;
1) Hak edilen ücretlerin,
2) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde yapılan ödemelerin ve işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen tutarların,
3) İdare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, brüt toplamı esas alınır.
b) Ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, prime esas kazanca tabi tutulmaz.
c) (b) bendinde belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur. Diğer kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnalar bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz.
d) Ücretler hak edildikleri aya mal edilmek suretiyle prime tabi tutulur. Diğer ödemeler ise öncelikle ödendiği ayın kazancına dahil edilir ve ücret dışındaki bu ödemelerin yapıldığı ayda üst sınırın aşılması nedeniyle prime tabi tutulamayan kısmı, ödemenin yapıldığı ayı takip eden aydan başlanarak iki ayı geçmemek üzere üst sınırın altında kalan sonraki ayların prime esas kazançlarına ilâve edilir. Toplu iş sözleşmelerine tabi işyerleri işverenlerince veya kamu idareleri veya yargı mercilerince verilen kararlara istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki ödemelerin hizmet akdinin mevcut olmadığı veya askıda olduğu bir tarihte ödenmesi durumunda, 82'nci madde hükmü de nazara alınmak suretiyle prime esas kazancın tabi olduğu en son ayın kazancına dahil edilir. Bu durumlarda sigorta primlerinin, yukarıda belirtilen mercilerin kararlarının kesinleşme tarihini izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi halinde, gecikme cezası ve gecikme zammı alınmaz ve 102'nci madde hükümleri uygulanmaz.' hükmünü içermektedir.
Yukarıdaki maddi ve hukuki olgular birlikte gözetildiğinde; toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca hak kazanılan ikramiye alacaklarının ödenmesi koşuluyla prime esas kazanç matrahına dahil edilmesi mümkün olup, bölge adliye mahkemesinin bu yöndeki tespiti isabetli ise de, davalı ... tarafından davacının 15.07.2003 - 14.07.2004 tarihleri arasında geçen sosyal haklarını gösteren belediye hesap işleri müdürü ve insan kaynakları müdürü tarafından onaylı cetvelde 6772 sayılı Kanuna göre ödenen ikramiye dışında toplu iş sözleşmesi gereği ödenen ikramiyenin de 561 TL ve 423 TL olarak gösterildiği, ancak ücret bordrolarında görünmediği, bu dönem bakımından ödemenin yapılıp yapılmadığı konusunda eksik araştırma ile karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davalı belediyeden 2003 - 2004 dönemine ilişkin olarak ikramiye ödemesinin yapılıp yapılmadığını araştırarak uyuşmazlığa konu toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca ödenmesi gereken ikramiye alacaklarının sigorta primine esas kazanca dahil edilmesinde yukarıda bahsedilen ilkeler çerçevesinde yapılacak araştırma, değerlendirme ve hesaplama sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ...Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: ...Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2. maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve davalılardan ...'na iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön