10. Hukuk Dairesi 2020/7343 E. , 2020/6189 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacılar ile davalılardan Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre, davacılar ile davalılardan Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 02/11/2020 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Not:Önceki bozma ilamında iadesine karar verilen harç miktarları dikkate alınmamıştır.
MUHALEFET ŞERHİ
Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili; 13.05.2014 tarihinde ……….'da meydana gelen maden kazasında davacılar kök murisinin vefat ettiğini, maden kazasının olduğu ……….. yeraltı maden ocağının davalılardan ……….. Genel Müdürlüğü'ne ait olduğunu, meydana gelen kazadan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, müteveffanın ölümü ile desteğini kaybettiklerini, davacıların derin bir acı ve üzüntü içerisine düştüklerini belirterek talep edilen maddi ve manevi tazminatın olay tarihi olan 13.05.2014' den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş ve karara karşı Bölge Adliye Mahkemesi istinaf istemini esastan reddetmiştir.
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi önceki bozma ilamında; 'ölenin olayda hiç kusurunun bulunmadığının anlaşılıp iş kazasının meydana gelmesinde kusuru bulunanlar arasındaki kusur dağılımının ilerde kendi aralarında açılabilecek rücu davasında yeniden değerlendirilmesinin mümkün bulunmasına göre ilk derece mahkemesi kararında sair yönlerden bir yanlışlık yok ise de, somut olayın özelliği dikkate alındığında davacı eş yararına hüküm altına alınan manevi tazminat bir miktar fazla olmuştur’’ gerekçesiyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, 6100 sayılı HMK’ nun 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA karar vermiştir.
İlk Derece Mahkemesi bozma ilamına uyulmasına karar vermiş ve bozma ilamı doğrultusunda hüküm kurmuştur.
Yüksek Özel Dairece, bu karar oy çokluğu ile onanmıştır.
Yüksek Özel Daire.... ile aramızdaki uyuşmazlık, eş yararına takdir edilen manevi tazminatın fazla olup olmaması noktasındadır.
Gerek mülga BK’ nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’ nun 56. maddesinde hâkimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hâkimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hâkimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır (HGK 23.6.2004, 13/291 - 370).
Bu ilkeler gözetildiğinde; asıl olan insan yaşamıdır ve bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ıstırabı hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değildir. Burada amaçlanan sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek; öte yandan da zarar veren yanı da dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla, caydırıcı olabilmektir (HGK 23.6.2004, 13/291 - 370).anevi tazminat gelişmiş ülkelerde artık eski kalıplarından çıkarılarak caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir. Gelişen hukukta bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylem duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğini ortaya koymakta; kişi haklarının her şeyin önünde geldiğini önemle vurgulamaktadır.
Somut olayda, ..…… ili ………. ilçesinde bulunan ………. yer altı maden ocağında 13/05/2014 tarihinde meydana gelen yargılamaya konu iş kazasının 301 kişinin ölümüne ve 486 kişinin yaralanmasına yol açtığı, son yüz yılın en büyük iş kazalarından birisi olan bu iş kazasının yalnızca iş kazasına uğrayanlarda veya kazalıların yakınlarında değil toplumun genelinde derin bir üzüntü meydana getirdiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda ……… maden kazası gibi toplumu derinden etkileyen facialarda hüküm altına alınan manevi tazminat tutarları değerlendirilirken manevi tazminatın caydırıcılık unsurunun öne çıkarılması gerekmektedir.
Açıklanan tüm bu nedenlerle ve bu konuda daha önce aynı kazada zarar görenlerle ilgili verilen emsal olabilecek kararlar göz önüne alındığında davacı eş için mahkemenin ilk kararında takdir edilen manevi tazminat yerinde olduğundan, Yüksek Özel Dairenin kararın onanması yönündeki görüşüne katılmıyoruz.
10. Hukuk Dairesi 2020/7343 E. , 2020/6189 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat