10. Hukuk Dairesi 2019/3238 E. , 2020/4238 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

10. Hukuk Dairesi 2019/3238 E. , 2020/4238 K.


'İçtihat Metni'

Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi


Dava, davacının davalı işverene ait işyerinde çalışırken 19.04.2012 tarihinde geçirmiş olduğu kazanın iş kazası olarak tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2011 yılında davalı ... Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizmetleri A.Ş. ... İl Müdürlüğü bünyesinde çalışmakta iken aldığı talimat üzerine ... İli Merkez İlçesi Yağmurlu Kasabası girişinde alçak gerilim elektrik direğindeki arızanın bakım ve onarımı esnasında çıktığı demir direkte tutunduğu demir merdiven aksamının kopması sonucu yaklaşık 9 metre yükseklikten yere düşmek suretiyle iş kazası geçirdiğini, geçirmiş olduğu kazadan dolayı iki ayağının çeşitli yerlerinden kırıldığını ve ameliyat geçirmiş olduğunu, halen bacaklarını tam olarak kullanamadığını belirterek, dava konusu olayın iş kazası olarak tespit edilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı ... Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizmetleri A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirket bünyesinde arıza onarım personeli olarak çalışmakta olduğunu, davacının işyeri dosyasında iddia edilen kazaya ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığını, ayrıca davacının amirlerinin de söz konusu kazaya ilişkin herhangi bir bilgisinin olmadığını, müvekkil şirkete de kaza ile ilgili herhangi bir başvurusunun olmadığını, davacının iddiasının doğru olması halinde kazanın en azından müvekkili şirkete bildirilmesinin gerektiğini, dava konusu olayın iş kazası sayılması için 5510 sayılı Yasanın 13. maddesinde sayılan şartların en azından birisinin bulunması gerektiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kuruma başvuru yapmadan doğrudan mahkemeye dava açmış olduğunu, bu nedenle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi tarafından,
“Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevuzatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet aktine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerini tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat şartı zorunlu olmakla, davacının kuruma müracatının bulunup bulunmadığı araştırılmış, yapılan araştırmalarda, SGK ... İl Müdürlüğünün 29/04/2016 havali yazısı ile davacının 19/04/2012 tarihinde maruz kaldığı iş kazası olayı ile ilgili sürekli iş göremezlik geliri bağlanmadığını ve kaza tahkikat raporunun şahsi talebinin olmadığını düzenlenmiş olduğunun bildirilmiş olduğu görülmüştür. Celse arasında davacı tarafa, kuruma başvurması için süre verilmiş, verilen süre sonucunda, ... SGK İl Müdürlüğünün 25/07/2017 tarihli yazısı ile 'Kazazedenin kurumumuza verdiği belgeler komisyonumuzca değerlendirilmiş olup, 19/04/2012 halinde meydaha gelen olayın 506/5510 Sayılı Kanunun 11/13. maddesi hükümleri dahilinde meydana gelmesi nedeniyle iş kazası sayılmasına karar verilmiştir' şeklinde komisyon kararının gönderilmiş olduğu, davacı vekilinin talebinin de sadece iş kazasının tespitine yönelik olduğu anlaşılmakla davanın konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Davacının kuruma başvurmadan doğrudan yargı yolana başvurarak dava açmış olduğu ve davanın açılmasına, davacı taraf sebebiyet vermiş olmakla, davalılar lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” gerekçesiyle
“1-Dava konusuz kalmış olduğundan karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı tarafından yatırılan peşin harcın mahsubu ile eksik 2,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifeleri Uyarınca 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılmış olan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca gider avansı olarak yatırdıkları miktardan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye gider avansının 6100 sayılı HMK 'nun 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,” şeklinde karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından,
“Eldeki davada ilk derece mahkemesince, davacının kuruma başvurmadan doğrudan dava açmış olması ve davanın açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş ise de verilen karar hatalıdır. Eldeki davada işveren tarafından davalı kuruma 24/04/2012 tarihinde yani dava açılmadan önce iş kazası bildirimi yapıldığı görülmektedir. Gerek 5510 sayılı Kanununun 13.maddesi gerekse ilgili yönetmelik hükümleri gereği işveren tarafından kuruma iş kazası bildirimi yapıldıktan sonra kurumun olayın iş kazası olup olmadığına karar vermesi gerekir. Ancak iş bu davada davalı SGK iş kazası hakkında bilgi sahibi olmasına rağmen soruşturma başlatma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğundan ve davalı işveren de yargılama sırasında meydana gelen olayın iş kazası olmadığını savunarak çekişmeyi devam ettirdiğinden, davacının dava açıldığı tarihte dava açmakta haklı olduğu anlaşılmış, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinden davalıların sorumlu tutulması gerektiği kanaati heyetimizde oluşmuştur.
Dairemize göre; tarafların verilen hükmün diğer kısımları yönünden kaldırılmadığı sadece yargılama giderlerinin kime yükleneceği konusundaki istinaf değerlendirilerek bu konuda mahkeme kararının kaldırılması suretiyle vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalılara yüklenmesine karar verilmiş olup, sonuç olarak vekalet ücretine hükmederken ilk derece hüküm tarihindeki AAÜT'ye göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği kanaati oluşmuştur.” gerekçesiyle
“Davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile yukarıda belirtilen ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.2 hükmü gereğince kaldırılmasına,
1-Dava konusuz kalmış olduğundan karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 harcın mahsubu ile 15,20 TL karar ve ilam harcının davalı şirketten (davalı kurum harçtan muaf olmakla) alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça yatırılan 58,40 TL harcın davalı şirketten (davalı Kurum harçtan muaf olmakla) alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yatırılan istinaf harçlarının istemi halinde kendisine iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 324,00 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden ilk derece hüküm tarihi itibariyle yürürlükte olan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,” şeklinde karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalı Kurum vekili, yerel Mahkeme kararının yerinde olduğunu, davacının dava açmadan önce Kuruma başvuruda bulunulması halinde Kurum tarafından olumlu veya olumsuz bir cevap verilecek olduğunu, davacının olay tarihinden sonra herhangi bir başvurusunun bulunmadığını, Kurumun davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, bu nedenle Kurumun yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizmetleri A.Ş. vekili, meydana gelen kazanın müvekkili şirket tarafından Kuruma yasal süresi içinde bildirildiğini, müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirdiğini, diğer davalı Kurumun davanın açılmasına sebebiyet verdiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
6552 sayılı Kanunun 64. maddesi ile mülga 5521 sayılı Kanun'un 7. maddesine ek yapılarak, “31/05/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesi zorunludur. Diğer kanunlarda Öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla yapılan müracaata altmış gün içinde Kurumca cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılır. Kuruma karşı dava açılabilmesi için taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması şarttır. Kuruma başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz” hükmü getirilmiştir. Aynı hüküm 25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı yeni İş Mahkemeleri Kanun'un 4. maddesinde de korunmuştur. Maddelerde belirtilen şart, özel kanunda düzenlenmiş dava şartıdır.
Gerek 5521 sayılı Kanunda gerekse 7036 sayılı Yasada yer alan bu düzenlemelere göre, dava açmadan önce Kuruma müracaat zorunluluğu, iş yargısında uyuşmazlıkların azaltılması, sigortalı ile Kurum arasında uyuşmazlık çıkmadan dava açılmasının önlenmesi için getirilmiştir. Getirilen düzenleme ile sigortalı önce Kuruma müracaat edecek, Kurum isteme olumsuz cevap verirse veya belli bir süre sessiz kalırsa öyle dava açılabilecektir. Sigortalının talebi idari aşamada kabul edilirse dava açılmasında hukuki yarar kalmayacaktır. Bu düzenleme 2577 İdari Yargılama Usulü Kanununun 10. maddesine benzer bir düzenlemedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 331. maddesinin 1. fıkrası uyarınca da, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.
Eldeki davada, Bölge Adliye Mahkemesinin davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığı yönündeki kararı isabetli ise de; yukarıda belirtilen açıklamalar çerçevesinde, 6552 sayılı Kanunun 64. maddesi ile 5521 sayılı Kanunun 7. maddesine 3. fıkra olarak eklenen düzenleme gereği, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaatın olması ve Kurumca müracaata konu istemin zımnen ya da açıkça reddedilmesi gerektiği dava şartı olarak düzenlenmiş olup, somut durumda, davacı tarafından 5521 sayılı Kanunun 7/3 maddesine uygun bir şekilde, davaya konu istem hakkında Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat ve Kurum tarafından bu müracaata konu istemin reddine ilişkin bir işlem veya eylem bulunmadığı görülmekle, davalılar aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Bölge Adliye Mahkemesince, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen 16.01.2019 tarih, 2018/1326 E. - 2019/370 K. sayılı kararının hüküm fıkralarının silinerek, yerine;
“1-Dava konusuz kalmış olduğundan karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı tarafından yatırılan peşin harcın mahsubu ile eksik 2,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifeleri Uyarınca 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılmış olan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca gider avansı olarak yatırdıkları miktardan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye gider avansının 6100 sayılı HMK 'nun 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,” cümlelerinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizmetleri A.Ş.'ye iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön