10. Hukuk Dairesi 2019/3959 E. , 2020/3033 K.
'İçtihat Metni'
Bölge Adliye
Mahkemesi : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
No : 2018/2240-2019/628
İlk Derece
Mahkemesi : Mersin 1.İş Mahkemesi
No : 2015/92-2017/248
Dava, 01.10.2008-27.03.2013 tarihleri arasındaki Bağ-Kur (4/b) sigortalılığının iptaline dair Kurum işleminin iptali ile 19.06.2013 tarihli tahsis talep dilekçesini takip eden aybaşı olan 01.07.2013 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne,İlk Derece Mahkemesin kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ... Vergi Dairesinde ... nolu vergi mükellefiyetinin bulunduğunu, 22.01.1987-30.12.1995 tarihleri arasında konfeksiyon işletmesinden dolayı, 19.01.1995-27.03.2013 tarihleri arasında ise, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nın ... oda ve ... ticaret sicil numarasıyla, ... Yayın Sanayi A.Ş. yönetim kurulu üyesi ve şirket ortağı olması nedeniyle Bağ-Kur sigotalısı yapılarak, 26 yıl 5 ay 9 gün hizmetinin kurumca kabul edilerek primlerinin tahsil edildiğini, 22.07.2013 tarihinde 01.10.2008-27.03.2013 tarihleri arasında geçen hizmetinin geçersiz sayılarak hizmetinin ve tahsis talebinin iptal edildiğini beyanla, 22.01.1987-19.06.2013 tarihleri arasında Bağ-Kur (4/b) sigortalısı olduğunun tespiti ile, 19.06.2013 tarihli tahsis talep dilekçesini takip eden aybaşı olan 01.07.2013 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanmasını talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde, davacının, 22.01.1987 tarihinde tescilinin yapıldığını, davacının anonim şirket kurucu ortağı olarak Bağ-Kur sigortalılığının devam ettiğini, yönetim kurulu üyeliğinin 24.12.2001 tarihinde bittiğini, anonim şirket kurucu ortaklarının sigortalılığının 01.10.2008 tarihi itibariyle sonlandırıldığını, bu nedenle tahsis talep tarihinde, 9000 gün şartını taşımadığı, hizmet süresinin 7870 gün olması nedeniyle emeklilik şartlarını yerine getirmediğinden emeklilik talebinin reddedilmiş olduğunu beyanla, yersiz açılan davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi, “...Tüm dosya kapsamı itibariyle; kurum kayıtlarına göre, 19/03/2015 tarihi itibariyle davacının 21 yıl 11 ay 4 gün hizmet süresinin olduğu, 22/01/1987 tarihinde tescil 01/10/2008 tarihinde terkettiği, 08/01/2015 tarihinde yeniden sigortalılığının başladığı, 01/06/1987 tarihinden 13/06/2013 tarihine kadar prim ödemesinin bulunduğu, 19/06/2013 tarihli emeklilik talebinde bulunduğu, kurum tarafından davacının 2015/Mart sonu itibari ile toplam 7954 gün hizmet süresi olduğu, 9000 ve 58 yaş şartını tamamlamadığı için emeklilik talebinin reddedildiği, davacının 01/10/2008-19/06/2013 tarihleri arasında 9567 gün 4/1 sigortalılığının bulunduğu ve prim borcunun bulunmadığı, davacının talep tarihi olan 19/06/2013 tarihinde 49 yaşında olduğu, 1479 Sayılı Kanunun geçici 10/2-g maddesine göre Anayasa Mahkemesinin iptali sonrasında 01/06/2002 tarihi itibari ile 11 yıldan az hizmeti olanlar için 50 yaş 25 yıl emeklilik yaşı şartının bulunduğu, davacının talep tarihi itibariyle 50 yaşını tamamlamadığı” gerekçesiyle davanın reddine dair karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davacı vekili istinaf talepli dilekçesinde, “müvekkilinin yaşlılık aylığı bağlanma koşullarını taşıdığını, bunun alınan bilirkişi raporuyla sabit olduğunu, kuruma borcunun olmadığına dair yazının dosyaya getirtildiğini, müvekkilinin davadan önce tahsis talebinden önce askerlik borçlanmasını da yaptığını, askerlik süresi değerlendirildiğinde 49 yaş şartını tamamladığını, itirazları neticesinde Bağ-Kur mevzuatından anlayan bilirkişiye dosyanın verildiğini, raporda 01.05.2015 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin belirtildiğini, mahkemece bu durumun göz ardı edildiğini, müvekkilinin kuruma borcunun olmadığını, Bağ-Kur sigortalısı olduğunu, 22.01.1987 tarihinde vergi kaydına istinaden tescilinin yapıldığını, kurum tarafından primlerinin tahsil edildiğini, 22.01.1987-30.12.1995 tarihleri arasında konfeksiyon işletmesi, 19.01.1995-27.03.2013 tarihleri arasında ... Yayıncılık San. A.Ş.'inde yöneticilik ve ortaklık yaptığını, bunlara istinaden Bağ-Kurlu yapıldığını, primleri alındığı 14.06.2013 tarihine kadar ekstrede görüleceği üzere 26 yıl 5 ay 9 günlük hizmetinin kurum tarafından kesintisiz kabul edildiğini, primleri tahsil edildiği halde 22.07.2013 tarihli mesaj yazısı ile hizmet süresinin dolmadığı ve hizmet süresinin düşürüldüğü mesaj kaydı ile iletildiği, 01.10.2008-27.03.2013 tarihleri arasındaki hizmetinin bilgisayardan düşürüldüğünü, müvekkilinin primlerini son güne kadar düzenli şekilde yatırdığını, Bağ-Kur'lu olma iradesini gösterdiğini, kurumun hiçbir şey demeden ve bildirim yapmadan bu primleri tahsil ettiğini, yıllarca kullandığını, müvekkilinin emeklilik müracaatı yaptığı sırada hizmetinin terk edilerek primlerinin alınmasının istenilmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, dürüstlük kuralları ile bağdaşmadığını, emeklilik müracaatı yaptığı sırada çekilen ekstrede hizmet dökümünün belli olduğunu, prim borcunun bulunmadığını, kurum tarafından belirtilen 2 aylık askerlik borçlanmasını yatırdığını, yaş ve hizmet süresinin yaşlılık aylığı bağlanmasına yeterli olduğunu, kurum tarafından sonradan çıkarılan yasalar dayanak gösterilerek ve Bağ-Kur görevlilerince yapılan işlem sonucu sadece vergi kaydı esas alınarak ve oda kaydı geçersiz kılınarak davacının hizmetinin düşürüldüğünü, bir kısım hizmetinin iptal edildiğini, Bağ-Kur'un serbest meslek sahiplerinin bir takım mesleki ve sosyal risklere karşı sosyal güvenliklerini sağlamak amacıyla kurulduğunu, yaşama hakkının korunması ve sosyal güvenliğin sağlanmasının sosyal devlet olmanın gereği olduğunu, müvekkilinin kurum tarafından kabul edilmeyen dönem olan hizmet süresinin tespiti ile 26 yıl 5 ay 9 gün Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, kabul edilen günlerin dışlanmasına, askerlik başlangıcı gösterilerek yaş şartının hesaplanarak 19.06.2013 tarihini takip eden ay başı olan 01.07.2013 tarihinden yaşlılık aylığı bağlanması aksi halde usul ekonomisi gereğince dava tarihi gözetilerek 01.05.2015 tarihinde ödenmesi gereken aylıkların ödenmesi gereken tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ederek, bu sebeplerle ilk derece mahkemesi kararını kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi, “...Davacının dava konusu dönemde anonim şirket kurucu ortağı olduğu ancak yönetim kurulu üyesi olmadığının anlaşılması nedeni ile 01.10.2008 sonrasında zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı şartlarının olmadığından iptal edildiği anlaşılmaktadır.... SGK'nin 06.03.2017 tarihli yazı cevabında ...'a ait 4/b sigortalılığı 01.10.2008-19.06.2013 tarihleri arasında yaptığı ödemelerin hepsinin isteğe bağlı sigorta olarak değerlendirildiğinde davacının 9567 gün 4/b sigortalılığı bulunup herhangi bir borcu çıkmadığının belirtildiği, bilirkişinin 24.04.2017 tarihli ek raporunda belirtildiği üzere davacının 19.06.2013 talep tarihinde 49 yaşında olduğu, 1479 sayılı Kanunun geçici 10/2-g maddesine göre Anayasa Mahkemesi iptali sonrasında 01.06.2002 tarihi itibariyle 11 yıldan az hizmeti olanlar için 50 yaş 25 hizmet yılı şartı bulunduğu, 19.06.2013 talep tarihinde prim borcu bulunmaması ve 9000 prim gün sayısı şartını tamamladığı ancak 50 yaş şartını tamamlamadığı ancak çoğun içinde az da bulunur kuralı gereğince 29.04.2015 olan dava tarihinin tahsis talep tarihi olarak kabul edilerek 01.05.2015 tarihinden itibaren ödenmeyen yaşlılık aylıklarının hak ediş tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekmekle,” gerekçesiyle
“... istinaf başvurusunun HMK'nin 353/1-b.2 maddesi gereğince Mersin 1. İş Mahkemesinin 2015/92-2017/248 E.K. sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
a-Davacının davasının kısmen kabulü ile, kurum işleminin iptaline;
b-Davacının 01.10.2008-19.06.2013 tarihleri arasında isteğe bağlı Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine,
c-Davacıya 1479 sayılı Yasa'nın geçici 10/2-g maddesine göre dava tarihi olan 29.04.2015 tarihini takip eden 01.05.2015 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, yaşlılık aylıklarının hak ediş tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili, davanın tamamen reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabule hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
Davacı vekili ise, müvekkilinin tahsis talebinden önce askerlik borçlanmasını da yaptığını, askerlik süresi değerlendirildiğinde 49 yaş şartını tamamladığını,askerlik borçlanmasının sigorta başlangıcına sirayet ederek geriye götürülmesi gerekeceği bu durumda da davacının tahsis talep tarihi itibariyle tahsis koşullarını sağladığı dolayısıyla davacıya 01.07.2013 tarihinden itibaren aylık bağlanarak ödenmesi gereken aylıkların bu tarihten itibaren yasal faizleri ile birlikte ödenmesinin tespitinin gerektiğini beyanla, kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dosyada mevcut belge ve bilgilere göre, davacının tahsis talep tarihi olan 19.06.2013 tarihinden önce, 07.11.2012 tarihinde, 60 günlük askerlik borçlanması yaptığı hususu değerlendirilmek suretiyle tahsis koşullarının belirlenmesi hususu yeniden irdelenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemenin yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı'ya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
10. Hukuk Dairesi 2019/3959 E. , 2020/3033 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 54 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat