10. Hukuk Dairesi 2018/6527 E. , 2020/941 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

10. Hukuk Dairesi 2018/6527 E. , 2020/941 K.


'İçtihat Metni'

Bölge Adliye
Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların murisi ...'ın 17.10.2003 tarihinde vefat ettiğini, davalı tarafından müvekkiline 30.06.2015 tarihinde dava dışı ... Mühendislik İnş. Tic. Ltd. Şti.'nin borçlarına ilişkin 12 adet ödeme emrini içeren tebligatın yapıldığını, murise ait ... Mühendislik İnş. Tic. Ltd. Şti.'nin SGK prim borçlarının, idari para cezasının ve diğer ödeme emrine konu meblağların zaman aşımına uğradığını, murisin mirasçılarından talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının 506 sayılı Yasanın 80., 6183 sayılı Yasanın mükerrer 35. maddesine göre davacının sorumlu olduğunu, murisin Ticaret Sicili Gazetesi kayıtlarında 19.11.1996 tarihinden itibaren müdür sıfatıyla şirketi temsile yetkilisi olduğu tespit edildiğinden varislerine ödeme emri gönderilerek icra işlemlerine devam edildiğini, şirket borçlarından dolayı davalıya müracaat etmekte herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, Ayrıca, 6183 sayılı Kanun'un 102. maddesinde '...Amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanmasının tahsil zamanaşımını kesen hallerden olduğundan, borcun zamanaşımına uğramadığını, davacının zamanaşımı itirazının yersiz olduğunu belirterek, davanın reddine, dava ve talebin reddini karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince; ''...Hüküm:
Asıl dosya ve birleştirilen Adana 1. İş Mahkemesine ait 2015/243 Esas ve yine Adana 1. İş Mahkemesine ait 2015/242 Esas sayılı dosyalar yönünden karar;
1-Davanın Kabulü ile;
2-Her bir dosya yönünden davacılar murisi ...'ın prim borcu nedeni ile davacılara tebliğ edilen 2009/16448, 2009/16449, 2003/10694, 2003/10693, 2004/13988, 2004/13989, 2003/1539, 1995/11274, 1997/8389, 2013/37148, 2004/13987, 2001/2187 nolu ödeme emirlerinin iptaline, belirtilen ödeme emirlerinden dolayı davacıların kuruma borçlu olmadıklarının tespitine,...'' şeklinde karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Mülga 506 sayılı Yasanın 80/12. maddesinde, 5510 sayılı Yasanın 88. maddesinde yer alan düzenlemeler karşısında davacının mevzuat hükümlerinde sorumluluk için aranan şartları haiz olduğu, tahakkuk eden prim ve diğer borçların asıl ve fer'ilerinin haklı bir neden olmaksızın ödenmediğini belirterek, bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun reddine dair verilen kararının temyizen incelenerek bozulmasını talep etmiştir.
IV-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu, 6183 sayılı Kanunun 35, mükerrer 35, mülga 506 sayılı Kanunun 80. ve 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde düzenlenmiş olup, sigorta primlerinin tahakkuk ve ödenmesi gereken zamanda yürürlükte olan mevzuat uygulanır. 506 sayılı Kanunun 80'inci maddesinin birinci fıkrasında; “İşveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayin sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur. “Aynı maddenin 12. fıkrası ise; “Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. “
6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesinde ise; “Limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.”
Primlerin ödenmesi gereken son gün itibariyle de olsa, kişiler davaya konu olduğu gibi prim borçlusu tüzel kişi yöneticisi oldukları dönemlerde ödenmesi gereken ve tahakkuk eden primlerden sorumlu tutulmalıdırlar.
Türk Ticaret Kanunu'nun 317. maddesi uyarınca; bir anonim şirketin idare ve yönetimi aynı zamanda karar organı olarak, yetkili idare meclisince yerine getirilmektedir. Her iki hükmün birlikte değerlendirilmesi durumunda; anonim şirket yönünden primlerin ödenmesinde, sorumlu üst düzey yöneticiden söz edebilmek için bu kimsenin yönetim kurulunda başkan veya başkan yardımcısı gibi ünvan taşıması veya imza yetkisine sahip üye olması veya şirketin yönetiminde parasal konularda yetkili genel müdür, finansman veya muhasebe müdürü gibi üst düzeyde sorumluluk taşıyan görevli olması gerekir. Bunun dışında kalan ve şirketin idare veya işilerin işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumluluğu düşünülemez. Şirkette görevli bir kimsenin belli konularda imza sahibi olması da bu zorunluluğu ortadan kaldırmaz.
506 sayılı Kanun, 80. maddesi , “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur” şeklinde düzenlenme getirilmiştir. Yapılan bu düzenleme ile şirket yönetim kurulu üyelerinin primlerin ödenmesinden işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıkça belirtilmiştir.
Öte yandan, 506 sayılı Kanununun 80. maddesi primlerin zamanında ve düzenli olarak tahsilini sağlamaya yönelik olup, anılan maddenin 1. fıkrası hükmüne göre, işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur.
Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde somut olayda, davacıların murisi ...'ın dava dışı ... Mühendislik İnş. Tic. Ltd. Şti.'nin 19.11.1996 tarihinden itibaren hissedar olarak müdür sıfatıyla şirketi temsile yetkilisi olduğu, 1995/1. ayından vefat ettiği 17.10.2003 tarihine sorumlu olup, bu tarihler arasındaki borçtan dolayı mahkemece zaman aşımı yönünden verilen karar yerindedir.
Muris ...'ın ölüm tarihinden sonra ödeme emri dikkate alındığında 10 yıllık zaman aşımı süresine göre davacıla... 30.06.2005, ... yönünden 06.07.2005 tarihinde mahkemece zaman aşımı yönünden verilmiş karar yerinde olduğu, belirtilen tarihlerden sonra davacı-mirasçıların kanununi miraççı olmaları, ölüm tarihinden itibaren şirketin hissedarları olduğu ve dava dışı ... Mühendislik İnş. Tic. Ltd. Şti.'nin hissedarları olduklarından sorumlulukları bulunduğu ve takibe konu borç zaman aşımına uğramamıştır. Davacıların dava dışı ... Mühendislik İnş. Tic. Ltd. Şti.'de yönetici sıfat olup olmadığı araştırılmalı, Yönetici sıfatlarının bulunmaması halinde hisseleri oranında sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön