10. Hukuk Dairesi 2020/6079 E. , 2020/7846 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

10. Hukuk Dairesi 2020/6079 E. , 2020/7846 K.


'İçtihat Metni'

Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Dava, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalıların bodrumda bulunan inşaatında çalışmakta iken binanın çatısında elektrik çarpması sonucunda iş gücünü kaybettiğini beyanla 1,00 TL maddi, 50,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren Yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 03/03/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile 1,00 TL maddi tazminat talebini 61.827,00 TL artırarak 61.827,00 TL olarak belirlemiştir.
II-CEVAP
Davalılar davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı ... tarafından istinaf Kanun yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince davalı ...'ının istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının 353/1-b-2. maddesine göre kaldırılmasına karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı ...’nun asıl mahkeme kararını istinaf etmediği gibi Bölge Adliye Mahkemesi kararını da temyiz etmediğini, bu nedenle asıl mahkeme kararının işbu davalı nezdinde kesinleştiğini, maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu tarafından değil Ankara 12. İş Mahkemesi'nin 2009/49 E. 2012/54 tarihli kararının Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 2015/13496 E. 2015/19499 K. sayılı onama ile tarihi 16.11.2015 tarihinde kesinleştiğini, manevi tazminat yönünden aynı açıklama nazara alınarak ilk kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının yerinde görülmesini beyanla kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, karar verilmiştir.
Dava, 14/05/1989 tarihinde meydana gelen zararlandırıcı iş kazası sonucu sürekli işgöremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı Kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. ..., Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. ...’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile; 62.827,00 TL maddi, 24.300,00 TL manevi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek Yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, karar verildiği, davalı ...‘ın istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ...’ın manevi tazminat miktarı yönünden talebin aşılmasına dair istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK'nun 353/1-b/2. bendi uyarınca kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile; 62.827,00 TL maddi, 50,00 TL manevi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek Yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verildiği, hükmü davalı ...'ın temyize getirdiği, kapatılan Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 19/11/2019 tarihli 2019/2199 E. 2019/7033K. Sayılı kararı ile anılan hükmün “temyiz eden davalı ...'ın sair temyiz itirazlarının reddi ile davacının 10 yıllık zamanaşımı süresi sonrasında artırdığı müddeabihe karşı davalı ...'ın süresinde zamanaşımı definde bulunmasına göre ıslah ile artırılan maddi tazminat kısmının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu “şeklinde detaylı ve yol gösterici açıklama yapılarak kararın bozulduğu, ancak Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Kapatılan 21. Hukuk Dairesince verilen bozma kararına uyma karar verilmiş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün olmayıp yapılan incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı görülmektedir.
Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesi'nin 29/01/2019 tarihli kararını sadece davalı ... temyiz etmiş olup davalı ... temyiz etmemiş ve temyiz etmeyen bu davalı yönünden davacı yararına usuli kazanılmış hak doğmuştur. Bu husus dikkate alınmadan sonuca gidilmiş olması isabetsiz olup usul ve yasaya aykırıdır.
Bu açıklamlar doğrultusunda mahkemece yapılacak iş, ıslaha karşı davalı ... tarafından süresi içerisinde ileri sürülen zamanaşımı def'inin kabul edilerek, ıslah dilekçesi ile istenilen maddi tazminat talebinin bu davalı bakımından reddine karar vermek, ıslaha karşı davalı ... tarafından süresi içerisinde ileri sürülen zamanaşımı def'i bulunmadığından bu davalı bakımından hüküm altına alınan tutarların müteselsil sorumluluk ilkelerinin de göz önünde bulundurarak hüküm altına almaktır.
Bölge Adliye Mahkemesince bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın, karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön