10. Hukuk Dairesi 2020/6819 E. , 2020/6299 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yaşlılık aylığını kesen Kurum işleminin iptali ve hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı 12716992 sigorta sicil numarasına kayıtlı bir kısım hizmetlerin kendisine ait olduğunun tespiti ile tahsis dilekçesinin verildiği 29.06.2011 tarihini takip eden aydan itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasını ve aksi yöndeki kurum işleminin iptalini talep etmiştir.
Mahkemece 21. Hukuk Dairesinin 2014/12089 Esas - 2015/2099 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonrasında 12716992 sigorta sicil numarasında kayıtlı olan 1979 yılı 3. dönem 9398.61 işyeri sicili, 1979 yılı 4. dönem 5409.53 işyeri sicili, 1980 yılı 4. dönem 10593.61 işyeri sicili, 2010 yılı 3. aydan 2011 yılı 10. ay sonuna kadar olan çalışmaların davacıya ait olduğuna ve davacıya 01.03.2012 tarihi itibariyle 4/a statüsünde yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 62. maddesinde “Sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı istekte bulunan ve yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya bu isteğinden sonraki aybaşından başlanarak yaşlılık aylığı bağlanır…” hükmü bulunmakta olup 5510 sayılı Yasa'da benzer bir düzenlemeye 28. maddede yer verilmiştir. Buna göre; '...Yukarıdaki fıkralarda belirtilen yaşlılık aylıklarından yararlanabilmek için 4. maddenin 1.fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalının çalıştığı işten ayrıldıktan, (b) bendinde belirtilen sigortalının sigortalılığa esas faaliyete son verip vermeyeceğini beyan ettikten sonra yazılı istekte bulunmaları ... şarttır'.
Kural olarak her dava açıldığı tarihteki koşullara göre sonuçlandırılır ve henüz uyuşmazlık doğmadığından bir hakka hüküm tarihinden sonraki bir tarihten itibaren hak kazanılacağı yönünde hüküm kurulamaz.
Yukarıda belirtilen yasal düzenleme karşısında dava tarihinden sonraki bir tarihte davacının tahsis talebi olmaksızın yaşlılık aylığına hükmedilmesi isabetsizdir.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 05.10.2018 tarihli yazısında, tahsis talep tarihinde mevcut prim gün sayısının 4296 gün olduğu bildirilmiştir. Bu yazıda, kurum açısından davacının ihtilaf bulunmayan hizmetleri her bir yıl açısından prim ödeme gün sayısı ayrıca ve açıkça belirtilecek şekilde gösterilmediğinden, davacının toplam prim ödeme gün sayısı belirlenirken dikkate alınan hizmetleri anlaşılamamaktadır. Yine, davacıya ait sicil dosyası içinde bulunan mükteza cetvelinde davacının 1979 yılında 183 gün, 1980 yılında 60 gün hizmetinin yaşlılık aylığı hesabında dikkate alındığı ve toplam prim ödeme gün sayısının 5005 olarak belirtildiği görülmektedir.
Ayrıca, davacının hizmet cetvelinde 1979 yılı 3. dönemde 9398.61 sicil numaralı işyerinden bildirilen sadece 30 gün hizmeti bulunduğu ve işyeri dönem bordrolarında da 9. ayda hizmeti görünmediği halde, mahkemece 9. ayda 30 gün prim ödeme gününün aidiyetine karar verildiği, 1015380 sicil numaralı işyerinde 2010 yılı 3. ayda hizmet cetvelinde 21 gün göründüğü halde, hüküm bölümünde 26 gün olarak gösterildiği, 2011 yılı 6. ayda hizmet cetvelindeki 29 günün hükümde 30 gün olarak belirtildiği ve 2011 yılı 10. ayda hizmet cetvelinde 20 gün göründüğü halde 30 gün olarak gösterilip, yaşlılık aylığına esas prim ödeme gün sayısı hesaplanırken maddi hataya dayalı bu tespitlere göre karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, ilgili mükteza cetveli de eklenmek suretiyle, davacının 1979 yılında 183 gün, 1980 yılında 60 gün hizmetinin kurum tarafından kabul edilip edilmediği sorulmalı, davacının kurumca ihtilaflı bulunmayan hizmetlerini her bir yıl açısından çalışma gün sayısı ayrıca ve açıkça belirtilecek şekilde gösteren, tahsise esas prim gün sayısını bildirmesi istenmeli, hizmet cetvelinde görünmediği halde mahkemenin hüküm bölümünde maddi hata ile prim ödeme gün sayısı olarak fazladan tespit ettiği süreler düzeltilerek, davacının toplam prim ödeme gün sayısı belirlenmeli, bundan sonra davacının yaşlılık aylığı şartları irdelenerek ve dava tarihinden sonraki bir tarihte yaşlılık aylığına hak kazanacağına dair hüküm kurulamayacağı göz önünde bulundurularak karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
10. Hukuk Dairesi 2020/6819 E. , 2020/6299 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 65 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 95 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 39 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat