10. Hukuk Dairesi 2019/1404 E. , 2020/5937 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

10. Hukuk Dairesi 2019/1404 E. , 2020/5937 K.


'İçtihat Metni'


Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, Kurumca resen tahakkuk ettirilen fark prim ve gecikme zammına ilişkin borcun iptali ile ihtirazi kayıtla kuruma yapılan ödemenin istirdadı istemine ilişkindir.
Mahkemece ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, 30.11.2007-15.11.2009 tarihleri arasında “... Deniz Terminali inşaatı” işini ihale üstlenen davacı şirket hakkında yapılan fark işçilik incelemesi nedeniyle kurumca fark işçilik tutarı üzerinden tahakkuk ettirilen ve 2009/11. aya mal edilen prim ve gecikme zammı borcu nedeniyle eldeki davanın açıldığı, uyuşmazlığın ise, davacı şirketin iddiasında belirttiği gibi, davalı kurumca kabul edilen salt işçilikli ve malzemeli işçilik faturalarının tutarlarının daha fazla olduğu ve yapılacak fark işçilik hesabında dikkate alınıp alınmayacağı hususunda doğduğu anlaşılmakta olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş ise de, verilen kararın eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan, 5510 sayılı Yasanın 85’inci maddesinde “Kamu idareleri, döner sermayeli kuruluşlar kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar ile bankalar tarafından ihale mevzuatına göre yaptırılan işlerden ve özel nitelikteki inşaat işlerinden dolayı bu işleri yapan işveren tarafından yeterli işçilik bildirilmiş olup olmadığı Kurumca araştırılır. Bu araştırma sonucunda yeterli işçiliğin bildirilmemiş olduğu anlaşılırsa, eksik bildirilen işçilik tutarı üzerinden hesaplanan prim tutarı, 89 uncu madde gereği hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte bir ay içinde ödenmek üzere işverene tebliğ edilir. Tebliğ edilen prim ve gecikme cezası ve gecikme zammının ödendiği veya ödeneceğinin işveren tarafından yazılı olarak taahhüt edilmesi halinde borç kesinleşir. Kuruma verilecek taahhütnamede üstlenilen ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde, işveren hakkında 88 inci ve 89 uncu maddeler uyarınca işlem yapılır. Tebliğ edilen prim ve gecikme cezası ve gecikme zammının ödenmemesi, taahhütname verilmemesi veya Kurumca işyerinin denetlenmesine gerek görülmesi durumunda Kurumca inceleme yapılacağı...' belirtildikten sonra 3. fıkrasında, 2. fıkrada belirtilen yöntemlerle Kuruma bildirilmediği belirlenen asgarî işçilik tutarı üzerinden Kurumca re’sen tahakkuk ettirilen sigorta primlerinin işverene tebliğ edileceği, işverenin, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde Kuruma itiraz edebileceği, itirazın takibi durduracağı, Kurumca itirazın reddi durumunda işverenin, kararın tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabileceği açıklanmış, diğer taraftan anılan Kanuna dayanılarak hazırlanıp 12.05.2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmakla yürürlüğe giren Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 110 – 113 (dahil) maddelerinde de benzer düzenlemelere yer verilmiştir.
5502 sayılı Yasa'nın 17. maddesinin d bendine göre Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı işin yürütümü açısından gerekli olan asgarî işçilik tutarını tespit etmekle görevli olup bu görevini müfettişleri eliyle yerine getirmektedir.
Diğer taraftan, 5510 sayılı Yasanın 59. maddesine göre, sigorta müfettişlerince görevleri sırasında saptanan Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Bu maddenin uygulamasında teftiş, kontrol ve denetleme yetkisine sahip olanlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar muteberdir. Genel ilke bu olmakla birlikte, yasal karinenin aksi kanıtlanabileceği gibi, Kurumun prim alacağının esasını teşkil eden müfettiş raporuna yönelik itirazlarda, müfettiş raporundaki saptamaların gerçeğe uygun olup olmadığının mahkemece araştırılması, uyuşmazlıkların sağlıklı çözümü için kayıt ve defterler üzerinde inceleme yapılması, faturaların doğruluğunun ve niteliğinin belirlenmesi, incelemeye konu işin (sektörün) özelliklerine göre asgari işçilik oranı ve işçilik miktarının tespiti gerekir. Bu hususların incelenmesi ise özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden; Hukuk Muhakemeleri Yasasının 266. maddesine göre asgari işçiliği teknik usullerle saptamasını bilen bir hukukçu, serbest muhasebeci/mali müşavir bilirkişi (veya yeminli mali müşavir) ve asgari işçilik incelemesine konu iş (sektör) konusunda bilgi sahibi bir bilirkişi olmak üzere üç kişilik bilirkişi kurulundan açıklayıcı ve denetime elverişli rapor alınmalıdır.
Eldeki davada ise, mahkemece, öncelikle davacının iddia ettiği ve kurumca dikkate alınmayan faturanın hukuki geçerliliğe haiz faturalar olup olmadığı hususu netleştirilmeli, bu kapsamda davacı şirketin tüm defterleri ile özellikle yevmiye defteri kayıtlarının incelenmesi ve iddiaya konu edilen faturaların muhasebeleştirilip muhasebeleştirilmediği hususunda yapılacak inceleme sonucunun dosya arasına yansıtılması gerekli olduğu gibi, davalı Kurum müfettişince yapılan inceleme esnasında tüm faturaların kurum müfettişine verilip incelemeye sunulacak başka bilgi belge ve faturanın bulunmadığına ilişkin işveren temsilcisinin beyanı mevcut iken, incelemeye sunulamama nedenlerinin belirlenmesi ve Kurum müfettiş raporu ile karşılaştırmalı verileri içerir şekilde ve Kurumun tespitlerinden ayrılma yönlerini dayanakları ile belirleyen başka bir deyişle somut verilere dayalı, hükme esas alınabilecek ve denetlenebilir şekildeki, bilirkişi heyet raporuna göre bir karar tesisi gerekirken, eksik araştırmaya dayalı olarak, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 13.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön