10. Hukuk Dairesi 2017/5719 E. , 2020/945 K.
'İçtihat Metni'
Bölge Adliye
Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Dava, eksik ödendiği iddiası ile yaşlılık aylığı miktarının yeniden tespiti ile fark aylıkların davalı Kurumdan faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince davalı Kurumun istinaf başvurusundan esastan reddine dair karar verilmiştir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dilekçesiyle müvekkilinin 01.05.2012 tarihinde yaşlılık aylığı almaya başladığını, yurtdışı hizmet sürelerini de borçlanarak emeklilik talebinde bulunan davacıya bağlanan yaşlılık aylığında basamak yükseltme esasları çerçevesinde işlem yapılmamış bulunduğunu iddia ederek, kurum işleminin iptaline, davacının basamak yükseltme intibakının yapılmak suretiyle maaşının tespitine ve ödenmeyen maaş farklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
SGK vekili, aleyhe hususları kabul etmeyerek davacı hakkında yapılan Kurum işlemlerinde herhangi bir hatanın olmadığını, davacının borçlanması geriye götürülerek ilk basamağının belirlenip intibak ettirildiğini, 2000 yılı öncesi 4041 gün, 2000-2008 arası 3151 gün, 2008 sonrası 1170 gün esas alınarak yasaya uygun aylık bağlandığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Toplanan delillere göre; bilirkişi ...'in 10.01.2017 tarihli raporunda ayrıntılı olarak hesaplandığı şekilde davacının 01.05.2012 tarihindeki 30 günlük çıplak (tüm eklemeler ve mahsuplar hariç) aylığının 917,70 TL olarak tespiti ile bu miktar nazara alınarak ve devamında yasal zamlar bu aylığı uygulanmak suretiyle davacının aylıklarının ödenmesi gerektiğine, geçmişte fiilen ödenen aylık ve iş bu belirtilen aylık arasındaki farkların her birisinin ödenmesi gereken tarihten itibaren davacıya yasal faiziyle ödenmesi gerekeceğinin tespitine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İlk derece mahkemesi hükmüne karşı davalı Kurum avukatı tarafından; kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, aslen davacının hakkında yapılan işlemlerin ve bu arada yapılan intibak işlemlerinin yerinde olması nedeniyle talebinin reddi gerektiğinden bahisle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi, Türkiye'de henüz sigortalılığı bulunmayan davacının; 2006 yılındaki talebi ile, 01.01.2005 - 18.06.2005 tarihleri arasındaki yurtdışında geçen süresini 1479 sayılı Kanun kapsamında, 01.09.2001 - 31.12.2004 tarihleri arasındaki yurtdışında geçen süresinin 506 sayılı Kanun kapsamında 3201 sayılı Kanun uyarınca borçlandığı, 27.03.2008 - 31.12.2011 tarihleri arasında yurtiçinde 1479 sayılı Kanun (5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi) kapsamında isteğe bağlı sigortalı olduğu, 04.04.2012 tarihli başvurusu ile bu defa 01.08.2005 - 01.08.2006 tarihleri arasındaki yurtdışı süresini 1479 sayılı Kanun kapsamında 3201 sayılı Kanun uyarınca borçlandığı; 01.05.2012 tarihinden itibaren de kendisine 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, 3201 sayılı Kanuna tabi borçlanması sonucu elde edilen hizmetlerin basamak intibakında değerlendirilip değerlendirilmeyeceğine ilişkindir.
3201 sayılı Kanunun 11'inci maddesi, “1479 sayılı Kanuna tabi hizmeti bulunan ve bu Kanuna göre yurt dışında geçen çalışma sürelerini Bağ-Kur'a borçlananların borçlandıkları süreler, Bağ-Kur'dan ayrıldıkları son basamak üzerinden, talebe bakılmaksızın basamak intibakında değerlendirilir. Ancak, 1479 sayılı Kanunun değişik 51'inci maddesinin dördüncü fıkrası ile 52'nci maddesinin ikinci fıkrası hükümleri uygulanmaz.” hükmünü getirmiş; Aynı Kanunun 51'nci maddesinin dördüncü fıkrasında bu Kanun kapsamından çıkarak, diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında sigortalı olduktan sonra tekrar bu Kanun kapsamına girenlerin basamaklarının, diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında geçirilen süre dikkate alınarak daha önce bulundukları son basamak üzerine intibak ettirilmek suretiyle yeniden belirleneceği; 52'nci maddesinin ikinci fıkrasında ise ilk on bir basamakta sıra itibariyle basamak yükseltilmesinin, prim ödemeye ve talebe bakılmaksızın Kurumca yapılacağı, on ikinci basamaktan itibaren basamak yükseltilebilmesi için, sigortalının yazılı talepte bulunmasının ve talep tarihinden önceki ayın sonu itibariyle prim ve diğer borçlarını ödemiş olmasının gerektiği hüküm altına alınmış olup, anılan maddelerin düzenleniş şeklinden, öncelikle Kurum sigortalısı olarak tescil olunduktan sonra yurt dışına giden ve tekrar Türkiye'ye dönüşte Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil olunan ve 3201 sayılı Kanun borçlanmasında bulunanlar için intibak esaslarının belirlenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak, 3201 sayılı Kanuna tabi borçlanma halinde 3201 sayılı Kanunun 11'inci maddesi ile 5510 sayılı Kanunun Geçici 7'inci maddesindeki düzenlemeler de göz önüne alındığında sigortalıların borçlandığı sürelerin basamak intibakında gözetilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
Somut olayda; anılan mevzuat ve aylık bağlama esasları uyarınca davacının yaşlılık aylığını basamak intibakı ile yeniden hesaplayan bilirkişi raporu ve bağlı olarak davanın kabulüne dair ilk derece Mahkemesi kararının; dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibariyle usul ve esas yönünden yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
SGK vekili, davacı hakkında yapılan Kurum işlemlerinde herhangi bir hatanın olmadığı gibi davacı iddiasının aksine zaten davacı hakkında basamak intibakının gerçekleştirildiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne hükmedilmesinin hatalı olduğunu ve resen belirlenecek diğer nedenlerle, kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkındaki 3201 sayılı Kanunun “Amaç ve kapsam” başlığını taşıyan 1’inci maddesinde; 18 yaşını doldurmuş Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen sürelerin, Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri hâlinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirileceğini hüküm altına almıştır.
3201 sayılı Yasanın, 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Yasanın 79. maddesi ile değişik “ Süre tespiti ve sigortalılığın başlangıcı” başlıklı 5.Maddesi ise “Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır.
Sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların, borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılır. Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.
Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir…” hükmünü içermekte olup; yasanın anılan açık hükmü karşısında, 3201 sayılı Yasa kapsamında yapılan yurtdışı hizmet borçlanmalarında esas alınan yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin, yasanın 5.madde hükmü uyarınca, ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere belirlenmesi; giderek, belirlenen ve borçlanılan bu süreler üzerinden yaşlılık aylığı bağlanması gerekecektir.
Eldeki davada ise, 3201 sayılı Yasa kapsamında ev kadınlığı sürelerini borçlandığı anlaşılan davacı hakkında, basamak intibakının davalı kurumca tahsisten önce 09.08.2006 itibari ile yapıldığı anlaşılmakta olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yurtdışı borçlanması yolu ile elde edilen sürelerin 3201 sayılı Yasanın 5. Maddesine uygun şekilde mal edilmediğinin ve bu nedenle davacının tescil basamağı dâhil olmak üzere tüm basamak seyrinin ve tüm dönemlerdeki aylığının bağlama oranları ile birlikte miktarlarının değiştiğinin anlaşılması karşısında, yukarıda açıklandığı şekilde, yasanın 5.madde hükmünün dikkate alınması ile borçlanmaya konu sürelerin, ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere belirlenmesi ile basamak tespiti yoluna gidilmesi ile Kurum verileri ile karşılaştırma yapan ve Kurumdan ayrılan yönlerini de belirtir şekilde yeniden bir rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Yukarıda belirtilen açıklamalar ve benimsenen ilkeler kapsamında, uyuşmazlık konusu husus yeniden usulünce incelenip, yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 11.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
10. Hukuk Dairesi 2017/5719 E. , 2020/945 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat