11. Hukuk Dairesi 2016/14874 E. , 2018/5012 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2016/14874 E. , 2018/5012 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada ...i 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/04/2016 tarih ve 2016/119-2016/160 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında gemi hizmet sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme uyarınca müvekkilinin 15/01/2016-27/02/2016 tarihleri arasında davalıya ait gemide aylık 4.500,00 USD ücret karşılığında kaptan olarak çalıştığını, çalışma dönemine ilişkin olarak hak kazandığı toplam 6.450,00 USD ücretin 3.975,63 USD'lik bir kısmının kendisine ödenmediğini bunun üzerine davalı aleyhine taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takibe giriştiklerini, davalı yanca takibe itiraz edilmesi sebebiyle takibinin durduğunu ileri sürerek Kdz Ereğli 2. İcra Müdürlüğünün 2016/1326 Esas sayılı dosyasında ileri sürülen itirazın iptalini, 3.975,63 USD tutarındaki alacağın iş akdinin sona erdiği 24/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yıllık Kamu Bankalarınca USD mevduatına uygulanan faiz oranı ile davalıdan tahsilini, davalı tarafın alacağın % 20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına çarptırılmasını ve ... gemisi üzerine kanuni rehin hakkı tesis edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının talebinin TTK'nın 5. kitabında düzenlenen deniz ticaretine ilişkin hükümlerden kaynaklandığı bu nedenle huzurdaki dava bakımından görevli mahkemenin Denizcilik İhtisas Mahkemesi olduğu, Denizcilik İhtisas Mahkemesi kurulmayan ve birden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı asliye hukuk mahkemesinin deniz hukukundan kaynaklanan davalara bakmakla görevli olduğu bu nedenle huzurdaki dava bakımından görevli mahkemenin ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek talep halinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalıya ait gemide kaptan olarak çalışan davacının ücret alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlattığı takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı şekilde somut uyuşmazlık bakımından denizcilik ihtisas mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Ancak mahkemece yapılan araştırma aşağıda açıklanacak olan gerekçelerle görev hususunun tespiti bakımından yeterli değildir.
4857 sayılı İş Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca “deniz ve hava taşıma işlerinde çalışanlar” hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Deniz taşıma işlerinde çalışanlar 854 sayılı Deniz İş Kanununa tabidir. Gemiler aracılığı ile yapılan deniz taşıma işleri ayrı bir yasaya tabi olduğundan, 4857 sayılı Yasa'nın kapsamı dışında bırakılmıştır. Deniz İş Kanununun 46. maddesi uyarınca, “Bu kanun kapsamına giren gemiadamlariyle bunların işveren
veya işveren vekilleri arasında bu kanundan veya hizmet aktinden doğan davalar hakkında, 5521 sayılı Kanun hükümleri uygulanır. Hizmet aktinde ayrıca bir hüküm yoksa dava geminin bağlama limanında iş davalarını bakmaya yetkili mahkemede görülür.”
Deniz İş Kanunu 1. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, bir geminin Deniz İş Kanunu'nun kap­samına girebilmesi için denizlerde, göllerde ve akarsularda çalıştırılması, bu geminin Türk Bayrağı taşıması, geminin yüz ve daha yukarı grostonilatoluk olması gerekir. Maddenin 2. Fıkrasına göre de, aynı işverene ait gemilerin grostonilatoları toplamı yüz veya daha fazla olduğu takdirde, bu gemilerle, bu gemilerde çalışan ve çalıştıranlar Deniz İş Kanunu hükümlerine tabi olacakları gibi işverenin çalıştırdığı gemi adamı sayısı beş veya daha fazla bulunduğu takdirde başka bir şart aran­maksızın, başka bir anlatımla geminin grostonilatosuna bakılmaksızın, bu gemi Deniz İş Kanunu kapsamına giren bir işyeri olacaktır.
Gemi yabancı ülke bayrağı taşıyor veya gemi Türk bayraklı olsa dahi yüz grostonilatoluk değilse ya da diğer belirtilen istisnai şartları taşımıyor ise bu gemide çalışanlar hakkında Deniz İş Kanunu uygulanamaz. Taşıma işinde çalışan bu gemideki işçiler de 4857 sayılı İş Kanunu kapsamı dışında kaldığından, haklarında Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır. Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması ile ilgili uyuşmazlıkta ise görevli mahkemeler genel mahkemelerdir. İş ilişkisine dayalı bir uyuşmazlıkta işçi deniz taşıma işinde çalışır ancak çalıştığı gemi Deniz İş Kanunu kapsamında kalmaz ise uyuşmazlığın Borçlar Kanunu hükümlerine göre genel mahkemede çözümleneceği açıktır.
Yukarıda açıklandığı üzere kaptan olarak çalışan davacının ücret alacağının tahsiline ilişkin işbu davada görevli mahkemenin tespit edilebilmesi için, geminin Türk mü yoksa yabancı bayraklı mı olduğunun, geminin ağırlığının yüz ve daha yukarı grostonilatoluktan daha fazla olup olmadığının, davalıya ait geminin yüz grostonilatoluktan aşağı olduğunun tespit edilmesi halinde davalıya ait başka gemi bulunup bulunmadığının, bulunduğunun tespiti halinde bu gemilerin toplam ağırlığının yüz grostonilaton ve daha fazla olup olmadığının ve davalının çalıştırdığı gemi adamı sayısının beş veya daha fazla olup olmadığı hususlarının hiç bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi gerekmektedir. Somut olayda mahkemece bu hususlar araştırılmadan görevsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır.
Öte yandan, kabule göre, 6102 sayılı Kanun'da, 6762 sayılı Kanun'un 1005 vd. maddelerinde yer verilen düzenlemeden farklı olarak kaptanın hizmet sözleşmesine ilişkin hükümlere yer verilmemiştir. Gemi adamlarının ücret alacaklarının gemi alacağı niteliğinde bulunması, davada rehin hakkı tesisi talebi bulunmadığı takdirde TTK'nın deniz ticaretine ilişkin hükümlerinin uygulanmasını gerektirir nitelikte değildir. Diğer bir yandan, 6102 sayılı TTK'nın 5. maddesi ile birlikte 6762 sayılı Kanun'un 4/son maddesindeki düzenlemenin hilafına, müstakil deniz ihtisas mahkemeleri kuruluşundan vazgeçilmiş, 6103 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile de yapılan bu değişiklik nedeniyle geçiş hükümleri getirilmiştir. Bu durumda, HSYK'nın 6762 sayılı Kanun'un 4/son maddesine dayalı olarak tesis ettiği 10.5.2005 tarih ve 188 sayılı ilke kararının, 6102 sayılı TTK'nın 5. maddesiyle getirilen düzenleme karşısında konumuz bakımından uygulanması mümkün bulunmadığından, asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davaları bakımından (1) nolu asliye hukuk mahkemesinin yetkilendirilmiş olduğundan da söz edilemez.
Tüm bu açıklamalar uyarınca, mahkemece eksik araştırma ve yetersiz değerlendirme sonucu görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/07/2018tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön