11. Hukuk Dairesi 2016/9020 E. , 2018/4930 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04.02.2015 gün ve 2012/350-2015/55 sayılı kararı bozan Daire’nin 03.03.2016 gün ve 2015/5296-2016/2412 sayılı kararı aleyhinde taraf vekilleri tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın 03.06.2010 tarihinden itibaren yatırım müşterisi olduğunu, müvekkilinin davalı bankadaki yatırım hesabına Ocak/2011 tarihine kadar toplam 550.000,00 TL yatırdığını, bu meblağın davalı banka yatırım uzmanlarının İMKB'da yaptığı ağırlıklı olarak sırf davalı bankaya kurtaj (komisyon) geliri üretmeye yönelik olmak üzere bazen kredili işlemler, bazen de açığa satış işlemleri yapılması sonucu sıfırlandığını, 550.000,00 TL tutarındaki bu paranın eritilmesi ve kaybedilmesi yetmezmiş gibi ilaveten müvekkiline kredili işlemlerden kaynaklanan 15.912,00 TL kredi faizi tahakkuk ettirildiğini, müvekkilinin faiz borcu olarak tahakkuk ettirilen toplam 22.778 TL'yi ihtirazı kayıtla 10.07.2012 tarihinde ödediğini, hisse senedi alım satım emirlerinin davalı bankaca sırf kurtaj geliri elde etmek ve üretmek amacıyla müvekkiline empoze edildiğini, müvekkilinin İMKB piyasası hakkındaki tecrübesizliğinden ve bilgi eksikliğinden istifade eden davalı bankanın kendi lehine toplam 225.000,00 TL kurtaj geliri ürettiğini, bu kalem yönünden şimdilik 2.000 TL talep ettiklerini, kredili alım satım emirleri hakkında müvekkiline bilgi verilmediğini ve onayının alınmadığını, kredili işlemin yapılması öncesinde ve her defasında işlemin kredili olduğunun belirtilmesi ve hesap sahibinin onayının alınması gerektiğini, müvekkilinin onayı olmadığı halde adına yapılan kredili işlemlerden ötürü ödemek zorunda kaldığı toplam 100.690,00 TL tutarındaki kredi faizinin müvekkiline iadesi gerektiğini, bu kalem yönünden şimdilik 2.000 TL talep ettiklerini, müvekkilinin davalı bankaya açığa satış yapma yetkisi vermediği halde açığa satış işlemi yapıldığını, müvekkilinin açığa satış işlemlerinden kaynaklanan zararının davalı banka tarafından giderilmesi gerektiğini, bu kalem yönünden şimdilik 2.000 TL talep ettiklerini, müvekkilinin yatırım hesabından yapılan kredili satışların hiç birisinin müvekkilinin bilgisi tahtında yapılmadığını ve onayının alınmadığını, bu kalem yönünden şimdilik 2.000 TL talep ettiklerini, davalı bankanın müvekkilinin bilgisizliğinden ve tecrübesizliğinden istifade ederek sırf kurtaj bedeli üretmek amacıyla yaptığı alım-satımlar yönünden de şimdilik 2.000-TL talep ettiklerini iddia ederek bu miktarların dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 13.10.2014 tarihli dilekçesiyle talebini davalı bankanın müvekkilinin onayı olmaksızın gerçekleştirdiği 01.03.2011 tarihli hisse senedi satışından kaynaklanan 10.000,00 TL, 11.05.2011 tarihli hisse senedi satışından kaynaklanan 4.500,00 TL, 12.05.2011 tarihli hisse senedi satışından kaynaklanan 10.000,00 TL ve davalı bankanın kredili işlem mevzuatına aykırı, hakkın kötüye kullanımı mahiyetinde ve müvekkilinin aksi yöndeki talimatına rağmen tek taraflı olarak gerçekleştirdiği 27.07.2011-02.08.2011 tarihleri arasındaki hisse senedi satış işlemlerinden kaynaklanan 553.509,09 TL satış bedeli ve komisyon tutarının 02.08.2011 tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan tahsili olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi rapor ve tüm dosya kapsamına göre, bilirkişiler tarafından düzenlenen tabloda ilk 350 adet alım satım işleminden 205, 349 ve 350’nci sıradaki işlemler hariç olmak üzere diğer tüm işlemlerde müşterinin limit fiyatlı emri ile yerine getirilen işlemin uyumlu olduğunun ve bunlarda bir usulsüzlük bulunmadığının görüldüğü, 205, 349 ve 350’nci sıradaki üç işlemin müşteriden alınan limit fiyatlı emrin hilafına limit fiyatına uyulmaması sonucu davacının toplam 24.500,-TL zarara uğramasına sebebiyet verildiği, bu üç işlemdeki zarar durumu nedeniyle kurtaj iadesini gerektirir bir durumun oluşmadığı, kredi ilişkisi ayrık olmak üzere 351-361 numaralardaki 11 adet toplam 100.000 lot ... hissesinin 27.07.2011-02.08.2011 tarihleri arasında toplam 553.453,82 TL bedelle satışının tamamında davacının emri ve talimatı olmadığı, hatta satılmaması yönünde istemi ve başvurusu bulunduğu, davacının talimatı ve satış emri olmaksızın yapılan ... hissesi satışıyla bağlı ve sorumlu tutulamayacağı, davacının satış tutarı olan 553.453,82 TL ile bu satış işlemleriyle ilgili alınmış kurtaj meblağı olan 55,27 TL olmak üzere toplam 553.509,09 TL tutarındaki kaybının istirdadını davalıdan isteyebileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile 578.009,09 TL'nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
Taraf vekilleri, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, taraf vekillerinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 14,00 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 314,79 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen taraflardan ayrı ayrı alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 28.06.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 07.01.2011 tarihinden itibaren işlem yapılan günlerde davacıya kullandırılan kredi meblağlarının sözleşme ile belirlenen kredi limitini büyük oranda aşmasına rağmen durumun davacıya bildirilmemek suretiyle davalının Bankacılık Yasası ve SPK mevzuatına aykırı davranmasına, özkaynak oranlarının sürekli %35'in altında bulunmasına, bu dönem içerisinde davacının sürekli kurtaj-komisyon geliri elde etmiş olmasına göre davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile bozma ilamının kaldırılarak yerel mahkeme kararının onanması yerine yazılı şekilde davacının karar düzeltme isteminin reddine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.
11. Hukuk Dairesi 2016/9020 E. , 2018/4930 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 39 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 178 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat