11. Hukuk Dairesi 2016/13814 E. , 2018/4465 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10.03.2016 tarih ve 2015/392-2016/319 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalıların müvekkilinden para yatırılması durumunda istediği zaman tamamını geri alabileceği ve yüksek faiz uygulaması olduğunu belirterek para tahsil ettiklerini, bu hususun TBMM, MASAK ve SPK tarafından hazırlanan raporlarla defalarca ortaya konulduğunu, bu garantilerle şirket temsilcileri tarafından belge ile para tahsil edildiğini, müvekkilinin defalarca istemesine rağmen parasını geri alamadığını, davalıların bu paranın iadesinden sorumlu olduklarını, davalılarca Borçlar Kanunu, TTK ve SPK mevzuatının ihlal edildiğini ileri sürerek, müvekkilinden tahsil edilen 29.900 DM karşılığı 29.677,88 TL'nin tahsil tarihinden itibaren en yüksek avans faizi ile birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; davacının müvekkili şirketin ortağı olduğunu, bu ortaklığın mevzuata uygun geçerli bir ortaklık niteliğinde bulunduğunu, TTK'nın 329. ve 405. maddeleri gereğince anonim şirket ortaklarının sermaye olarak şirkete verdiklerini geri isteyemeyeceklerini, zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davalılar tarafından davacıdan tahsil edilen 29.900 DM’nin iadesinin gerektiği, bu miktarın dava tarihi itibariyle TL karşılığının 29.359,90 TL olarak belirlendiği, davalı ...’ında davalı şirket ile birlikte müteselsil sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 29.359.90 TL’nin 01/01/2001 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve davalılar tarafından tahsil edilen paranın istirdadına istemine ilişkin olup, mahkemece bozma ilamına uyularak yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davacı vekili tarafından, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 29.900,00 DM’nin dava tarihindeki TL karşılığı olan 29.677,88 TL'nin tahsil tarihinden itibaren en yüksek avans faiziyle iadesi isteminde bulunulmuş, mahkemece, 29.900,00 DM’nin (15.287,63 Euro) dava tarihindeki TL karşılığının 29.359,90 TL olarak tespit edilmiş ve bu miktarın ödeme tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir. Bu durumda, eylemin haksız fiil niteliğinde olduğu ve davalı tarafa yabancı para cinsinden ödeme yapıldığı hususları gözetilerek, davalı şirkete verilen yabancı paranın dava tarihindeki kurdan çevrilmek suretiyle bulunan TL karşılığının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile, ayrıca sadece işlemiş faiz olmak kaydıyla, yatırılan yabancı paraya, yatırıldığı tarihten dava tarihine kadar 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca Devlet Bankalarının yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz oranında işlemiş faizinin tahsiline karar verilmesi gerekirken, dava tarihindeki kurdan çevrilmek suretiyle bulunan TL karşılığının ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsiline karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenlerle davalılar yararına bozulması gerekmiş ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın HUMK 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının birinci bendinde yer alan “01/01/2001 ödeme tarihinden” ibaresinin çıkarılması ile yerine “17/08/2010 dava tarihinden” ibaresinin eklenmesine, ayrıca birinci bendin devamına “ayrıca 29.900,00 DM’ye 01/01/2001 tarihinden itibaren dava tarihi olan 17/08/2010 tarihine kadar 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca sadece işlemiş faizinin hesaplanarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine' ibaresinin eklenmesine, kararın davalılar yararına bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 18.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
11. Hukuk Dairesi 2016/13814 E. , 2018/4465 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat