11. Hukuk Dairesi 2016/12111 E. , 2018/3973 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2016/12111 E. , 2018/3973 K.


'İçtihat Metni'



MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/03/2016 tarih ve 2015/1224-2016/248 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-karşı davalı vekili; müvekkili ile davalının dava dışı ...Kozmetik ve Güzellik Salonu Tic. Ltd. Şti.'nin ortakları olduğunu, davalının “Şirket Hisse Devir ve Neticeleri Protokolü' ile anılan şirketteki % 50 hissesini müvekkiline devrettiğini, protokolün 2.3 maddesi uyarınca; davalının “hisse devrinden önce veya sonra İstanbul İli ... İlçesi sınırları içerisinde aynı iş kolu ve sektör ile ilgili olarak kendi adına veya üçüncü kişi adına açılan yerlerde sigortalı olarak ya da vekil veya müdür olarak görev veya faaliyet yapamayacağının” kararlaştırıldığı, davalının davanın açıldığı tarihte aynı ilçe sınırları içerisinde protokole aykırı olarak faaliyette bulunduğunun tespit edildiğini ileri sürerek anılan protokol ile öngörülen cezai şart nedeniyle 50.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline ve müvekkilinin 11/05/2015 vadeli 60.000,00 TL bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, karşı davanın reddini istemiştir.
Davalı-karşı davacı vekili; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kararlaştırılan cezai şartın müvekkilinin ekonomik mahvına sebebiyet verecek nitelikte olduğunu, ayrıca süre sınırı içermeyen cezai şartın batıl olduğunu, davalının müvekkiline çalışmış olduğu bazı ayların ücretini ödemediğini ileri sürerek şimdilik 1.000,00 TL’nin davalıdan tahsilinin talep ve dava etmiş, asıl davanın reddini istemiş, yargılama sırasında karşı davadan feragat etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen protokolün 2.3 maddesinde bir süre belirlenmemesi ve bu haliyle süresiz bir rekabet yasağı içermesi nedeniyle anılan protokol hükmünün Anayasa'nın çalışma özgürlüğü ilkesine aykırı olduğu, bu nedenle cezai şart düzenlemesinin geçersiz olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın ise feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı- karşı davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Asıl dava, taraflar arasında imzalanan limited şirket hisse devir sözleşmesinde yer alan rekabet yasağına ilişkin hükümlerin ihlali nedeniyle cezai şart istemine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 11.11.2014 tarihli limited şirket hisse devir sözleşmesi gereğince, davalının ...Kozmetik ve Güzellik Salonu Tic. Ltd. Şti.’deki hisselerini davacıya devrettiği, sözleşmenin
2.3 maddesi gereğince, davalı ...’un hisseleri devrettikten sonra ... İlçe sınırları içerisinde aynı iş kolu ve sektör ile ilgili olarak kendi adına veya üçüncü kişi adına açılan yerlerde sigortalı olarak ya da vekil veya müdür olarak görev ve faaliyet yapamayacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin süresiz rekabet yasağı içerdiği ve bu haliyle sözleşmenin rekabet yasağına ilişkin maddesinin Anayasa’nın çalışma özgürlüğü ilkesine ve 6098 sayılı TBK’nın 26. ve 27. maddelerine aykırı olduğundan geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten, ... Cumhuriyeti Anayasası’nın Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti başlığı altında düzenlenen 48. ve devamı maddelerinde herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahip olduğu anayasal teminat altına alınmış, 6098 sayılı TBK'nın 26. maddesinde, bir sözleşmenin içeriğinin kanunda öngörülen sınırlar içerisinde özgürce belirlenebileceği düzenlenmiş, TBK’nın 27/1. maddesinde ise, Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olacağı belirlenmiştir. Buna göre, somut olayda, her şeyden önce taraflar arasında düzenlenen sözleşmede yer alan rekabet yasağı maddesinin anılan hükümler karşısında geçerli olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması gerekir.
Somut olayda, davalının hisse devrinden sonra anılan şirket tarafından işletilen ticari işletme ile aynı sektörde ... İlçe sınırları içerisinde çalışmaya başladığı, bu hususun taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davalının hissesini devrettiği şirketin ticari işletmesinin kurucusu olduğu, davalının yaptığı işin niteliği gereğince müşteri çevresi oluşturduğu, hisse devir bedelinin rekabet yasağı maddesine güvenilerek belirlendiği hususları gözetilerek sözleşmedeki ... İlçe sınırları içerisinde çalışmama yasağının faaliyet konusu itibariyle makul olduğu ve geçersizlik şartlarının oluşmadığının kabulü gerekmektedir.
Ayrıca, taraflar arasında düzenlenen rekabet yasağı sözleşmesinin süresiz olması, bu sözleşmeyi tek başına geçersiz olarak nitelendirmek için yeterli değildir. Gerçekten, süresiz bir rekabet yasağı sözleşmesinin, geçersiz olarak nitelenebilmesi için, süresiz olmasının yanında ayrıca kişinin ekonomik özgürlük alanını ölçüsüz bir risk altına sokup sokmadığına, diğer tarafa bağımlı hale getirip getirmediğine bakılması gerekir. Bu nedenle, bir rekabet yasağı sözleşmesinin muhtevası eğer kişiyi ekonomik yönden ağır yükümlülükler altında bırakmıyorsa tek başına sözleşmenin süresiz olması geçersizlik sebebi sayılamamalıdır. Bu durumda, mahkemece, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesinin TBK’nın 26. ve 27. maddelerine aykırı olmadığı gözetilerek işin esasına girilip davalının cezai şartın fahiş olduğu yönündeki savunması da dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı-karşı davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl davada verilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 28/05/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi

KARŞIOY

Dava, taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesinde öngörülen rekabet yasağının ihlali nedeniyle, yine sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın tahsili ve bakiye devir bedeli için düzenlenen bonodan ötürü borçlu olmadığının tespiti istemlerine ilişkindir.
Ticaret şirketlerinde, kanun yahut anasözleşme ile kararlaştırılan rekabet yasağı, kişiyi şirketle ilişkilendiren belirli hukuki sıfatların (ortak, yönetim kurulu üyesi, ticari mümessil vb.) sona ermesi ile kural olarak ermekteyse de, rekabet yasağının, bu sıfatların kaybından sonra da devamına yönelik olarak sözleşme yapılması mümkündür. Ancak, Türk hukukunda ticaret ortaklıklarına ilişkin düzenlemelerde, sözleşme sonrasına yönelik akdi rekabet yasaklarına ilişkin herhangi bir düzenleme mevcut değildir. Şu halde, böyle sözleşmelerin, ancak, TBK'nın 27. maddesi çerçevesinde geçerli olabilecekleri söylenebilir. Öğretide, bu husus, böyle sözleşmelerin sınırının kişilik hakları olacağı belirtilmek suretiyle ifade edilmektedir.
Bireyin kişilik hakları, TMK ve ... Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınmış olup kişinin dilediği yerde çalışma, iş kurma ve işi sürdürme hakkının da bu kapsamda olduğu tartışmasızdır. Bu nedenle, yerel mahkemece, taraflar arasında düzenlenen rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin, TBK'nın 27. maddesi dairesinde kesin hükümsüz kabul edilmesinde bir yanlışlık bulunmadığı kanısındayım.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön