11. Hukuk Dairesi 2016/12630 E. , 2018/3945 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2016/12630 E. , 2018/3945 K.


'İçtihat Metni'



MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/06/2016 tarih ve 2015/418-2016/401 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili, katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının özelleştirme kapsamına alınması ve 20 ayrı dağıtım şirketine ayrılması kapsamında müvekkili ile davalı arasında 24/07/2006 tarihinde 'İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi (İHDS)” akdedildiğini, anılan sözleşmenin üçüncü kişilerin hak iddialarını düzenleyen 7. maddesinde dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan sorumluluğun dönemsel olarak paylaştırıldığını, anılan sözleşmeden önce dağıtım faaliyetlerin davalı tarafından yürütüldüğü sırada fazla tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle açılan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/610 esas sayılı menfi tespit davasının kabulüne karar verildiğini ve davaya istinaden müvekkilinin icra dosyasına ödeme yaptığını ileri sürerek 3.128,36 TL'nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirketin özelleştirilmesinin hisse satışı sureti ile gerçekleştirildiğini, devir sözleşmesi hükümleri uyarınca davalıdan talepte bulunulamayacağını, ihale şartnamesi ve hisse satış sözleşmesi hükümleri kapsamında yapılan devre esas bilanço ile geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, geçmişe yönelik talepte bulunulamayacağını, dava konusu olayın mülkiyete ve dağıtım faaliyetlerine ilişkin olmadığını, alacağın zamanaşamına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 24/07/2006 tarihli İişletme Hakkı Devir Sözleşmesine göre 24/07/2006 tarihi öncesindeki sorumluluğun ....'a ait olduğu, sözleşmenin 7.4 ve 7.5 maddeleri gereğince 3.kişiler tarafından ileri sürülen her türlü talebin muhatabının .... olduğu, takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülüğün .... tarafından karşılanacağı, ... Asliye Hukuk Mahkemesi 2004/610 E- 2007/624 K. sayılı kararı gereğince 3.128,36 TL tutarındaki ödemeden davalının sorumlu olduğu ancak temerrüdün varlığı belgelendirilmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 3.128,36 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili, katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Rücu hakkı başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin malvarlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde bir talep hakkı olup davacının mal varlığındaki eksilme, ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmekteyse de söz konusu yanlışlık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrasının 2 nolu bendindeki 'dava tarihinden' ibaresinin silinerek, yerine 'ödeme tarihi olan 25.06.2009 tarihinden itibaren' ibaresinin yazılmasına, kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, temyiz harcı peşin alındığından davalıdan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 24/05/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Enerji sektöründeki özelleştirmelerin 4046 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından gerçekleştirileceği 4628 sayılı Yasa ile düzenlenmiş, 02.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile .... özelleştirme kapsam ve programına alınmış, davacı şirketinde dahil olduğu 20 şirket, Türkiye'deki dağıtım bölgelerinde dağıtım lisansına sahip olarak 01.03.2005 tarihi itibariyle sermayesinin tamamı ....'a ait olmakla birlikte, ....'tan ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olarak faaliyete başlamıştır.
.... tarafından 20 adet dağıtım şirketi kurulduktan sonra herbiri ile ayrı ayrı 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalanmıştır.
Davacı şirket, tüm hisseleri davalı ....'a ait olmak üzere 28.06.2013 tarihine kadar faaliyet göstermiş, bu süreçte özelleştirme işlemleri yürütülmüş, özelleştirmenin tamamlanmasıyla birlikte davacı şirketin hisselerinin tamamı ... Enerji Yatırım San. ve Tic. A.Ş'ye devredilerek 28/06/2013 tarihli hisse satış sözleşmesi akdedilmiştir.
Dava konusu ödeme, davacıya ait hisselerin tamamının kamuya ait olduğu, 28/06/2013 tarihli hisse satış sözleşmesinden önce 04/09/2009 tarihinde yapılmıştır.
Özelleştirme aşamasında 28/06/2013 tarihinde ... Elektrik Dağıtım A.Ş tarafından düzenlenen ve beyan edilen devre esas mizan kayıtları temel alınarak “devre esas” bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirilmiş olup dava konusu ödeme bilançoda yer almaksızın işlemler ikmal edilmek suretiyle ... Elektrik Dağıtım A.Ş'nin özel sektöre devri gerçekleştirilmiştir.
Bu halde, devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden, davalı ....'tan geçmiş döneme ilişkin herhangi bir talepte bulunulamaz.

Keza, 28.06.2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir.
Diğer taraftan 28.06.2013 günlü sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlenen “şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak alıcının ve şirketlerin idare ve ....'ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkı bulunmadığı” hükmü de davalının sorumluluğunun olmadığını göstermektedir.
Ayrıca, özelleştirme sürecinde, taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin listeler hazırlanarak tesbit tutanakları düzenlenmiş olup, dava konusu ödemeye ilişkin dava ve icra dosyası bu tutanaklarda yer almamaktadır.
Hisselerin tamamının kamuya ait olduğu 28/06/2013 tarihi öncesi, 04/09/2009 tarihinde yapılan ödeme nedeniyle davacının (devir öncesi) 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne istinaden yine hisselerinin tamamı kamuya ait bulunan davalı ....'tan dava konusu alacağı talep etmesi nasıl mümkün değil ise, 28.06.2013 tarihli hisse devir sözleşmesi ile tamamen el değiştiren davacının, kendisi tarafından yapılmayan ödemeyi, kesinleşen devre esas bilançolarda yer almaması nedeniyle davalıdan talep etmesi de hukuken mümkün değildir.
Aksi düşüncenin kabulü, davacı yönünden sebepsiz zenginleşme, davalı yönünden ise ikinci kez aynı parayı ödeme sonucu doğuracaktır.
Sonuç olarak, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi kapsamında bulunmaması nedeniyle 28.06.2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, 28.06.2013 günlü sözleşmeden önce gerçekleşen 04/09/2009 günlü dava konusu ödemeden dolayı, 28.06.2013 sözleşmenin 9.3 ve 9.4 maddeleri gereğince davalının sorumluluğu bulunmadığından davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile dava reddedilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, bu yöne ilişkin davalının temyiz isteminin reddiyle yazılı gerekçe ile kararın düzeltilerek onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön