11. Hukuk Dairesi 2016/11780 E. , 2018/3731 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2016/11780 E. , 2018/3731 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)

Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 10/05/2016 tarih ve 2015/125-2016/332 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketin %16 pay sahibi olduğunu, şirketin ana sözleşmesinde yer alan amacına uygun bir şekilde işletilmediğini, ortaklar kurulunun yazılı talebe rağmen şirket müdürü olan diğer davalı tarafından toplantıya çağrılmadığını, ileri sürerek, davalı şirkete bir yönetim kayyımı atanmasını ve diğer davalı ortağın müdürlükten azlini, ortaklar kurulunun toplantıya çağrılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili; yöneticinin azli şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; şirket defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, davalı tarafından satışı yapılan şirkete ait bazı araçların bedelinin şirket defterlerine işlenmediği, bu nedenle şirket müdürünün azlinin şartlarının gerçekleştiği, yargılama sırasında şirket tarafından davalı şirket müdürünün müdürlük yetkisinin iptal edildiği gerekçesiyle şirket müdürün azline yönelik şartların gerçekleştiğinin tesbitine, ancak fiilen iş başında bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, esas sözleşme ile atanan limited şirket müdürünün haklı nedenlerle azli istemine ilişkin olup, mahkemece, bozma ilamına uyularak, şirket müdürünün azil şartlarının gerçekleştiği, ancak yargılama sırasında şirket müdürünün müdürlük yetkisinin iptal edildiği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Ancak, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 543. maddesi atfı ile 161. maddesi uyarınca, “idare işleri mukavele ile bir ortağa verilmiş ise, onun idare, hak ve vazifesi diğer ortaklar tarafından tahdit olunamayacağı gibi kendisi azil dahi olunamaz. Ancak, muhik sebepler mevcutsa, ortaklardan birinin talebi üzerine mahkeme kararı ile idare hak ve vazifesi tahdit veya nez olunabilir. Vazifenin yerine getirilmesinde basiretsizlik, ağır ihmal veya idarede iktidarsızlık gibi haller muhik sebep sayılır.” Davalı şirket müdürü, esas sözleşme ile on yıllığına şirket müdürü olarak görevlendirilmiş olup, dava tarihi itibariyle müdürlüğünün hala devam ettiği, ancak 20.11.2013 tarihli genel kurul kararı ile müdürlük yetkisinin iptal edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, yerinde olarak davalı şirket müdürünün azline yönelik şartların gerçekleştiği tespit edilmesine rağmen 6762 sayılı TTK’nın 161. maddesi gözetilmeden karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece, davacının iddialarının sübut bulduğu ve şirket müdürünün azlinin şartlarının oluştuğu kabul edildiğine göre, davalı şirket müdürünün esas sözleşmeyle atandığı gözetilerek 6762 sayılı TTK’nın 161. maddesi karşısında davalı şirket müdürünün azline karar verilmesi gerekirken, davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 21/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön