11. Hukuk Dairesi 2016/10996 E. , 2018/3248 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada ....Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 26/01/2016 tarih ve 2015/467-2016/32 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortaklarından olan davalı ...'a ait 42 hisseyi 42.000 TL karşılığında hisse devir sözleşmesi ile devraldığını, davalı ...'ın gerçekleştirilen hisse devrini şirket pay defterine kaydettirmediğini, gerekli tescil işlemlerinin yapılmadığını ileri sürerek davalı şirkette bulunan 42 hissenin müvekkiline devredildiğinin tespiti ile tescilini, bu olmadığı takdirde sebepsiz zenginleşme nedeniyle haksız olarak ödenen 42.000 TL'nin devir tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, yapılan hisse devrinin müvekkili açısından bir bağlayıcılığının bulunmadığını, davacının devir ve tescil için şirkete müracaat etmediğini, diğer davalının şirkette 42 değil, 33 adet hissesinin bulunduğunu, müvekkilinin harici satışı kabul etmek zorunda olmadığını, yönetim kurulunun sebep göstermeden pay devrini reddedebileceğini, pay devri için ödenen bedelden şirketin sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, hisselerin devri için ödenen miktarın davacıya iade edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin ana sözleşmesine göre hisselerinin harici satışı halinde tescil başvurusunu ret hakkının bulunduğu, yönetim kurulunun sebep göstermeden pay devrini onaylamayabileceği, davalı ...'ın diğer şirket ortaklarına karşı ön alım hakkını kullandırmadan davacıya satış yaptığı, davacının bu talebinden vazgeçmediği, ancak sunulan tutanakta davacının 42.000 TL'yi hisse devreden davalıdan aldığının, diğer alacak ve ferilerinden vazgeçtiğinin belirtildiğini, tutanakta yer alan 'hisse devri işleminden doğan diğer alacak ve ferilerinden vazgeçtiğine' ibaresinin davalı şirkete karşı davadaki tespit ve tescili karşılar şekilde görüldüğü, davacının ancak hisse sahibi olduğu takdirde tespit ve tescil isteyebileceği, hisse devri işleminden doğan diğer alacak ve ferilerinden vazgeçen davacının davayı konusuz bıraktığı, hissenin kendisine devrinden doğan hakların artık davacıda olmadığı gerekçesiyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davalı ... tarafından davacıya devredilen davalı şirkete ait hisselerin tespiti ile davacı adına tescili, olmadığı takdirde hisse bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, 14.01.2013 tarihli kararla, hisselerin tescili isteminin reddine, hisse devir bedellerinin davalı ...'dan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine karar Dairemizin 17.03.2014 tarih ve 2013/14685 E.- 2014/5079 K. sayılı ilamı ile davacı yararına bozulmuştur. Mahkemenin verdiği 14.01.2013 tarihli karardan sonra davacı ile davalılardan ... arasında düzenlenen 15.08.2013 tarihli tutanakta, mahkemece davalı ...'dan tahsiline karar verilen 42.000 TL'nin davacıya ödendiği, davacının diğer alacak ve ferilerinden vazgeçtiği belirtilmiştir. Dairemizin 17.03.2014 tarihli bozma ilamında davalı ... tarafından 3. bir kişiye de kısmen hisse devredildiği savunmasının bulunduğu, hisselerin devredildiği 3. kişi hakkında dava açılmak üzere davacıya süre verilmesi ve dava açılması halinde eldeki dava ile birleştirilerek tespit ve tescil istemi hakkında karar verilmesi gerektiğinden bahisle mahkeme kararı bozulduğundan, 42.000 TL'nin davalı ...'dan tahsiline dair hükmün de kesinleştiğinden söz edilemez. Bu durumda, kararın kesinleşmesinden önce, davalı ... tarafından davacıya yapılan ödeme ve ibralaşma davacının tespit ve tescil talebinden feragat ettiği ya da bu talebin konusuz kaldığı anlamına gelmez. Bu itibarla mahkemece, Dairemizin 17.03.2014 tarih ve 2013/14685 E.- 2014/5079 K. sayılı bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılarak ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 07/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
11. Hukuk Dairesi 2016/10996 E. , 2018/3248 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 47 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 82 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat