11. Hukuk Dairesi 2016/12842 E. , 2018/1321 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2016/12842 E. , 2018/1321 K.


'İçtihat Metni'

....

Taraflar arasında görülen davada ..... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/12/2015 tarih ve 2014/304-2015/980 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili müvekkilinin 17.04.2009 keşide tarihli 30.05.2009 vade tarihli . ... tarafından keşide edilen lehtarının davalı olduğu, 150.000,00.- TL bedelli bono nedeniyle davalıdan temel ilişki sebebiyle alacaklı olduğunu, davalı hakkında daha önce .... 30. İcra Müdürlüğünün 2009/14604 esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, alacağın cebri icra yoluyla tahsil edildiğini, ancak davalı tarafça ..... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20013/374 esas sayılı dosyasında açılan davada süresinde keşideciye protesto çekilmemesi gerekçesiyle takibin davalı ciranta ... yönünden iptali ile yapılan ödemenin de istirdatına karar verildiğini, verilen kararın müvekkilinin asıl alacağı ispat yönünden haklarını ortadan kaldıracak nitelikte olmadığını, müvekkili tarafından davalı aleyhine alacak davası açılması gerekliliğinin doğduğunu, müvekkilinin davalıya verdiği 150.000,00.- TL borç nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu, bononun teslimini gerektiren asıl ilişkinin borç verme ve alma ilişkisi olduğunu ileri sürerek davalı tarafça takip hukuku nedeniyle şeklen istirdatına karar verilen ..... 28. İcra Müdürlüğünün 2014/13930 esas sayılı dosyası nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, müvekkilinin davalıdan 256.809,95.- TL alacaklı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ..... 28. İcra Müdürlüğünün 2014/13930 esas sayılı takip dosyasına konu alacağın açılan menfi tespit davasına dayandığını, dava devam ederken müvekkilinin malları satıldığından davanın istirdat davasına dönüştüğünü, ,,, 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen hükmün Yargıtay tarafından onandığını, maddi anlamda kesinleşmiş bir hüküm bulunduğunu, bu nedenle de tekrar menfi tespit davası açılamayacağını savunarak davacının kötüniyetli olması sebebiyle % 20 kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.



.../...






Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının senede konu 150.000,00.- TL'yi 2009 yılında verdiği taraflar arasında ihtilafsız olup, senette lehtar olan davalının imzasını da inkar etmediği, senede konu paranın davacı tarafça ödendiği temel ilişki anlamında dava konusu bononun yazılı delil başlangıcı sayıldığı, davacının bono bedeli kadar alacaklı olduğunu ispat ettiği, ..... 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen kararın takip hukuku ile ilgili olduğu, davacının senedi protesto ettirmemesi sebebiyle lehtara karşı müracaat hakkını yitirmiş olmasının temel ilişkiye dayalı olarak alacağını talep etme hakkını da kaybettiği anlamına gelmeyeceği, aksi durumun dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı olacağı, davacı tarafça davalıdan sadece bono bedelinin talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; 150.000,00.-TL'nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, davanın alacak davası olması sebebiyle davalı tarafın tazminat talebinin koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm davacı vekilinin (2) nolu bent dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, icra takibi nedeniyle menfi tespit istemine ilişkin olup davacı, 10.12.2009 tarihinde davalı aleyhine 150.000 TL bedelli senet nedeniyle takip başlatmış ve bu takip sonucunda tahsil ettiği meblağı davalıya mahkeme kararına dayalı olarak iade etmiştir. Davacı takipte asıl alacak, faiz ve icra gideri olarak toplam 256.809,95 TL tahsil edip mahkeme kararına dayalı olarak iade ettiği bu meblağın somut davada aynen tahsilini talep ettiğine göre bu miktarın içinde işlemiş faiz talebinin de bulunduğunun kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece 256.809,95 TL üzerinden harcın yatırıldığı da gözetilerek 150.000 TL asıl alacağın yanı sıra davacının talep edebileceği işlemiş faiz miktarı da hesap edilerek hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş; kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin tüm davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte gösterilen sebeple davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 7.684,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 21/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


....



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön