11. Hukuk Dairesi 2016/13037 E. , 2018/1187 K.
'İçtihat Metni'
....
Taraflar arasında görülen davada .... 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/02/2016 tarih ve 2014/1227-2016/76 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili vasıtasıyla düzenli olarak kasko sigorta poliçeleri satın aldığını ve bu sigorta poliçelerinin primleri için kısmi ödemeler yaptığını, poliçe primlerinin müvekkilinin acentesi olduğu sigorta şirketlerine ödendiğini, müvekkilinin ödenen tutarlar nedeniyle halef olarak davalı taraftan alacaklı duruma geçtiğini, cari hesap ilişkisine göre müvekkilinin davalıdan faiz hariç 9.345,16 TL alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı sonucu takibin durduğunu, itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını, davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin çeşitli zamanlarda davacı şirket aracılığıyla sigorta yaptırdığını, sigorta poliçelerinin primlerini nakden ve peşin olarak ödediğini, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davacı tarafın davalı şirket adına kendi hesabından prim borcu ödediği iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı tarafa sigorta yaptırması ve prim ödemesi yönünde herhangi bir talimat bulunmadığını, prim borcu varsa asıl şirket tarafından talep edilebileceğini, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında cari hesap şeklinde işleyen ticari ilişki bulunduğu, davacının sigorta acentelik hizmeti sunduğu, davalı tarafın davacı taraftan muhtelif tarihlerde sigorta poliçesi satın aldığı, davacının toplam 19.169,72 TL alacağına karşılık davalı taraftan 9.824,56 TL tahsilat yapıldığı, davalı tarafından yapılan ödemenin mahsubu sonucu 31/05/2014 tarihli cari hesap ekstresine göre davacının davalı taraftan 9.345,16 TL alacağı kaldığı, takip tarihi itibariyle davacının ödediği sigorta prim bedelleri nedeniyle davalı taraftan 9.345,16 TL asıl alacak ve 30,08 TL işlemiş faiz alacağı olduğu, alacağın likit nitelikte olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının icra takibine itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
-/-
Dava, sigorta prim borçlarının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, davacı acente trafik ve kasko poliçeleri için vekaletsiz iş görme hükümlerine göre ödediği prim bedellerini talep etmiş, davalı taraf ise ödeme definde bulunmuştur. Bu durumda, ispat külfeti davalı taraftadır. Davalı, bu yönde delil olarak, tarafların ticari defterlerine dayandığına göre, mahkemece taraf ticari defterleri incelenmeksizin karar verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca, 2918 sayılı KTK’nin 91/2. maddesinde de zorunlu trafik sigortasına ait primlerin peşin olarak ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Zorunlu Trafik Sigortası Genel Şartlarının C-1. maddesinde ise zorunlu trafik sigorta ücretinin tamamının, sözleşme yapılır yapılmaz ve poliçenin teslimi karşılığında peşinen ödeneceği düzenlenmiştir. Dolayısıyla zorunlu trafik sigorta sözleşmelerinin yapılıp sigorta ettirene teslim edildiği anda prim borçlarının ödenmiş olduğunun kabulü gerekir. Dava konusu zorunlu trafik sigorta poliçeleri yönünden, taraf ticari defter ve kayıtları, iddia ve savunmalar doğrultusunda belirtilen hususlar değerlendirilerek bir karar vermek gerekirken bu hususlar değerlendirilmeksizin karar verilmesi de doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 19/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....
11. Hukuk Dairesi 2016/13037 E. , 2018/1187 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat