11. Hukuk Dairesi 2016/12950 E. , 2018/5999 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2016/12950 E. , 2018/5999 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada ... . Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21.04.2015 gün ve 2014/39-2015/290 sayılı kararı onayan Daire’nin 31.05.2016 gün ve 2015/12431-2016/6002 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin banka genel müdürlüğü yetkilileri ile yaptığı görüşme sonrasında bankanın ... Şubesi'ne bulunan Bank ... aracılığı ile 29.09.1998 tarihinde 3.000.000 USD gönderdiğini, davalı banka yetkilileri tarafından borç kabul edilerek davacıya taahhüt belgeleri verildiğini, borç henüz ödenmeden bankaya el konulduğunu, yaptıkları incelemede paranın talimatları olmadan ... hesabına aktarıldığını öğrendiklerini, ... bankasının paravan olduğunu herhangi bir malvarlığı bulunmadığını, bankaların ... Grubu'na ait olduğunu, aralarında organik bağ bulunduğunu, daha önceden açtıkları davanın öncelikle ... bankasına müracaat edilmesi gerektiği gerekçesiyle reddedildiğini, sonradan Yargıtay'ın öncelikle ... bankasına başvurulması gerektiği yönündeki kararlarını değiştirdiğini, müvekkilinin ... hesap cüzdanı ve bu bankaya başvurmasını gerektirir belgesi olmadığını, davacının hesabının bankacılık kurallarına aykırı ve hileli olarak grup şirketlerine usulsüz krediler yoluyla aktarıldığını, bankaya el konulmasından sonra banka yetkilileri aleyhinde ... . Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldığını, davalı bankanın külli halef olarak zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, 3.000.000 USD'nın davalı bankaya yatırıldığı 29.09.1998 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi uyarınca faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, HMK'nın 114/i, 115/2. maddeleri uyarınca kesin hükmün dava şartı olduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 14,00 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 314,79 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davacıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 04.10.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
6100 sayılı HMK 301/1 maddesinde kesin hükümden söz edilebilmesi için 'bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması' gerektiği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; davacının 3.000.000 USD alacağından fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydı ile 150.000 USD'nin tahsilini talep ettiği ... . Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/613 Esas sayılı dosyasında açtığı kısmi dava ile 3.000.000 USD alacağının tamamının talep edildiği eldeki davanın tarafları ve dava sebepleri aynı olmakla birlikte kısmi davanın hüküm fıkrası ile eldeki davanın 150.000 USD dışında kalan kısmına ilişkin talep sonucu aynı değildir.
Zira ... . Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/613 Esas sayılı dosyasında hüküm fıkrası '150.000 USD yönünden davanın reddine' ilişkin olup eldeki davanın talep sonucu ise kesinleşen kısmi davadaki talebide içerecek şekilde 3.000.000 USD olan tüm alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Görüldüğü üzere kesin hüküm koşullarından olan kısmi davanın hüküm fıkrası ile eldeki davaya ait bakiye 2.850.000 USD'nin tahsiline ilişkin talep sonucu aynı olmadığından HMK 303/1 maddesinde düzenlenen kesin hüküm koşulları eldeki uyuşmazlığın 2.850.000 USD bölümü yönünden gerçekleşmemiştir.
Davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile onama ilamının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekirken davacı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön