11. Hukuk Dairesi 2016/14271 E. , 2018/5096 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2016/14271 E. , 2018/5096 K.


'İçtihat Metni'



MAHKEMESİ :......... HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ


TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada ...... 4. ......... Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20/06/2016 tarih ve 2015/2-2016/176 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili, asıl ve ek kararı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflarca imzalanan 31.12.1997 tarihli protokol doğrultusunda on-line sayısal oyunlar sisteminin kullanımı için davalıya iki adet oyun yazılımı verildiğini, yazılım bedeli ve ortaklaşa yararlanılan mal ve hizmetlerle ilgili payına düşen miktar için davalının ödeme yapmadığını, 23.02.2004 tarihli ikinci bir protokolle USD cinsinden olan borcun listedeki spor tesislerinde müvekkili reklamlarının yayını, TL cinsinden borçların da davalının matbaasında sayısal oyun kuponlarını basımı suretiyle tasfiye edilmesinin kararlaştırıldığını, ancak davalının bu yükümünü de yerine getirmemesi üzerine ...... müvekkilince tek taraflı olarak feshedildiğini ileri sürerek 400.000 USD yazılım bedelinin 28.04.1998 tarihinden itibaren Devlet Bankalarının yabancı para için açılmış bir yıl vadeli mevduata uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte, 18.347,92 TL nakliye payının ise 08.09.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dışı ......... ile düzenlenen 10.02.1998 tarihli sözleşme doğrultusunda,...... Başkanlığınca oynatılan ...... müsabakalarına dayalı müşterek bahis oyunlarının davacıya ait on-line elektronik ve bilgisayar altyapı sistemi kullanılarak oynatılmasına başlandığını, taraflar arasında bağıtlanan 31.12.1997 tarihli sözleşme uyarınca da müvekkilinin davacıdan iki adet oyun yazılımı alıp her biri karşılığında davacının işin ihale edildiği firmaya ödemiş olduğu 200.000 USD'nin davacı yanca tahsil edileceğini, müvekkili müfettişlerinin yaptıkları denetimde ...... firmasına 788.500 USD mükerrer ödeme yapıldığının görüldüğünü, davacının lisans satma ve devretme hakkına sahip olmaması sebebiyle 2x200.000 USD'nin ticari karşılığının alınamamış olduğunu, müvekkilinin ...... firmasına 788.500 USD ödemesi üzerine davacı tarafından istenen bedelin mükerrerlik taşıdığını, nakliye bedeli talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, ilk hükümde tesis edilen 400.000 USDalacak hakkındaki kararın onanmakla kesinleştiği, davalının sorumlu olduğu nakliye gideri bedelinin 4.080,31 TL olarak bilirkişilerce tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, döviz alacağı talebi hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, 4.080,31 TL nakliye bedeli katılım payının 08.09.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davacı vekilinin, vekalet ücreti hakkındaki tavzih talebi ise ek kararla reddedilmiştir.
Davacı vekili, asıl karar ile tavzih isteminin reddine ilişkin ek kararı, davalı vekili asıl kararı temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin, tavzih isteminin reddine dair 29.09.2016 tarihli ek karara yönelik tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava dilekçesinde, 400.000 USD yazılım bedeli ile 18.347,92 TL nakliye payının davalıdan tahsili istenmiş, mahkemece 13.05.2013 tarih ve 2011/129-2013/110 E.K. sayılı karar ile davanın tümüyle kabulüne, 40.531 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiline dair verilen hüküm Dairemizin 03.03.2014 tarih ve 2013/13957- 2014/4022 E.K. sayılı ilamı ile sair temyiz itirazlarının reddinden sonra sadece nakliye payı talebi yönünden bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyulduktan sonra 400.000 USD'nin davalıdan tahsiline dair hüküm kesinleştiğinden bu talep hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, 4.080,31 TL nakliye gideri katılım payının davalıdan tahsiline, taraflar yararına 2.600'er TL vekalet ücreti takdirine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK'nın 297/1-ç bendinde hükmün, 'Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini' kapsayacağı, 2. bendinde 'Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli' olduğu belirtilmiş, aynı Kanunun 326. maddesi '(1) Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. (2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.' şeklinde düzenlenmiştir.
Mahkemece verilen ilk karar Dairemizce, nakliye payı talebi yönünden bozulduğundan yazılım bedeli ile nakliye payı taleplerinin toplamı üzerinden hesaplanarak hükmedilen 40.531 TL vekalet ücretinin tahsiline dair 13.05.2013 tarih ve 2011/129-2013/110 E.K. sayılı kararın 04. nolu bendinin kesinleştiğinden söz edilemez. Bu durumda mahkemece, tüm dava değeri üzerinden nihai olarak kabul ve reddedilen miktarlar oranında vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken sadece nakliye gideri payı yönünden vekalet ücretine hükmedilmesi infazda tereddüt oluşturacağından kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.

3- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, tavzih isteminin reddine dair 29.09.2016 tarihli ek karara yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan ek kararın ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 10.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.






Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön