11. Hukuk Dairesi 2016/10049 E. , 2018/4969 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2016/10049 E. , 2018/4969 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada ... 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/06/2016 tarih ve 2014/1507-2016/520 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline 27/01/2009 tarihli mevduat sözleşmesi uyarınca şahsi mevduat hesabı açıldığını, müvekkilinin şahsi hesabındaki meblağın yetkisiz işlem yapılması nedeniyle ciddi şekilde azaldığını, bu zarara sebebiyet veren usulsüz işlemlerin müvekkilinin ıslak imzasının taklit edilmesi suretiyle sahte belge oluşturulması ve bu belgelerle müvekkili tarafından imzalanmayan sahte imzalı kredi sözleşmeleri düzenlenmesi suretiyle gerçekleştirildiğini, davalı banka ve personelinin bu işlemlerin gerçekleştirilmesinde kusurlu olduğunu, müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında usulsüz para hareketleri gerçekleştirilerek üçüncü kişilerin hesaplarına aktarıldığını, müvekkilinden habersiz olarak 25/03/2011 tarihli sahte imza içeren bir genel kredi sözleşmesi imzalandığını ileri sürerek, dava konusu edilen sahte imzalı tüm faks talimatları ile kredi sözleşmelerinin yokluğunun tespitini, 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın 04/02/2012 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, zamanaşımı itirazında bulunmuş, usul ve esastan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı bankadaki şahsi hesabından bilgisi ve rızası dışında başka hesaplara havale ve eft işlemleri yapıldığı, bir kısmının iade edildiği, bu havaleler her ne kadar şeklen davacının bilgisi ve rızası dışında gerçekleşmiş gibi gözükmekte ise de, havalelerin davacının kendisinin ve eşinin ortağı olduğu şirketlere yapılmış olduğu, davacının aynı zamanda bu şirketlerde yönetim kurulu başkan yardımcısı ve yönetim kurulu üyesi gibi sıfatlarla temsil ve ilzama yetkili olduğu, bu işlemlerden haberdar olması gerektiği, işlemi yapan şahsın da şirket çalışanı olup davacının gözetimi ve denetimi altında olduğu, ayrıca davacının bu işlemlerden dolayı bir zararının olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 29/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön