11. Hukuk Dairesi 2016/13859 E. , 2018/4952 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2016/13859 E. , 2018/4952 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada ... 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/03/2016 tarih ve 2014/345-2016/31 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili müvekkilinin asıl unsuru '...' ibaresinden oluşan tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “...” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TPE’ye başvuruda bulunduğunu, 2012/62476 kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itirazın yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu ve başvurunun bu markalarla karıştırılma ihtimali bulunacak düzeyde benzer olduğunu, tanınmışlığından haksız yararlanacağını bu nedenle davaya konu kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, 2014-M-8867 sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davalı başvuru ile davacı markaları arasında benzerlik bulunmadığını, karıştırılma ihtimalinden de söz edilemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili şirket tarafından tescili talep edilen “...” ibaresinin davacının iddialarının aksine, davacıya ait markalardan farklı olduğunu, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, haksız yarar sağlanacağı ve markanın itibarına zarar vereceği savlarının da dayanaksız olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve bilirkişi raporu doğrultusunda, başvuru kapsamındaki çekişmeli mallar ve hizmetlerin, ‘makul seviyede bilgilenmiş, özenli ve dikkatli' ortalama tüketiciler yönünden, benzer olmadıkları gibi; başvuru ile önceki markanın markaların da işitsel, görsel, kavramsal olarak ve genel izlenim itibariyle karıştırılması riski bulunacak düzeyde benzer olmadıkları, bu nedenle 556 sayılı KHK'nın 8/1-b hüküm anlamında tescil engelinin gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 28/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön