11. Hukuk Dairesi 2016/9643 E. , 2018/4201 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22/10/2014 gün ve 2014/331-2014/303 sayılı kararı onayan Daire’nin 29/02/2016 gün ve 2015/13318-2016/2127 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, 3.9.2007 tarihli karar uyarınca müvekkil şirketin ... ve İbrahim Karaaslan'dan herhangi ikisinin şirket kaşesi üzerine atacakları imza ile temsil edileceğinin karar altına alındığını, bu hususta gerekli evrakların davalı bankaya verildiğini, bu tarih sonrasında şirket ortaklarından ...'ın eşi olan ...'a şirket hesaplarından işlem yapılmak üzere şifre verildiğini, ... tarafından şirket hesaplarından bu şifre uyarınca EFT yapıldığını, davalı banka tarafından ...'a şirket adına düzenlenen çek karnelerinin ve kredi kartının verildiğini, yetkisiz kişi ... tarafından bu gibi işlemler nedeniyle müvekkil şirket hesaplarından usulsüz işlemler yapıldığını, 2007 yılı Ekim-2008 yılı Mart ayı döneminde yapılan işlemler nedeniyle uğranılan zarar miktarı bilinmemekle birlikte 550.000,00 TL tutarında bir zarar oluştuğunun tahmin edildiğini ileri sürerek fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL'nin usulsuz işlemlerin yapılış tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1- Davacı tarafça, davalı banka tarafından usulsüz işlemler ile zarara uğratıldığı, zararın miktarı tam olarak bilinmemekle birlikte 550.000,00 TL olduğunun düşünüldüğü iddia edilmek sureti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL'nin tahsili istemi ile açılan işbu davada, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 18.06.2014 tarih, 6545 sayılı Kanun'un 45. maddesi ile değişik 5. maddesinde ''...Sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleri tek hâkimlidir. Asliye ticaret mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemelerde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur. Konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değeri üç yüz bin Türk Lirasının üzerinde olan dava ve işler ile dava değerine bakılmaksızın; İflas, iflasın kaldırılması, iflasın kapatılması, konkordato ve yeniden yapılandırmadan kaynaklanan iş ve davalara, 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda hâkimin kesin olarak karara bağlayacağı işler ile davalara,
şirketler ve kooperatifler hukukundan kaynaklanan genel kurul kararlarının iptali ve butlanına ilişkin davalara, yönetim organları ve denetim organları aleyhine açılacak sorumluluk davalarına, organların azline ve geçici organ atanmasına ilişkin davalara, fesih, infisah ve tasfiyeye yönelik davalara, 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa ve 21/6/2001 tarihli ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununa göre yapılan tahkim yargılamasında; tahkim şartına ilişkin itirazlara, hakemlerin seçimi ve reddine yönelik davalar ile yabancı hakem kararlarının tanıma ve tenfizine yönelik davalara ilişkin tüm yargılama safhaları, bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülür ve sonuçlandırılır. Heyet hâlinde bakılacak davalarla ilgili olmak üzere, dava açılmadan önce veya açıldıktan sonra talep edilen ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirler de heyet tarafından incelenir ve karara bağlanır. Bu fıkrada belirtilen dava ve işler dışında kalan uyuşmazlıklar mahkeme hâkimlerinden biri tarafından görülür ve karara bağlanır. Başkan ve üye hâkimler arasında dağılıma ilişkin esaslar, işlerde denge sağlanacak biçimde mahkeme başkanı tarafından önceden tespit edilir ...'' hükmünün düzenlendiği, anılan Yasa'da yine 6545 sayılı Yasa'nın 55. maddesi ile ''Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, 5235 sayılı Kanunun 5. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından yetkilendirme veya tayin işlemleri yapılır ve bu mahkemelerin heyet hâlinde çalışmaya başlayacakları tarih belirlenerek Resmî Gazete’de ilan edilir. Bu mahkemeler, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenen ve ilan edilen tarihe kadar tek hâkimle çalışmaya devam eder.” düzenlemesinin bulunduğu, 26.8.2014 tarih, 1876 sayılı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararı ile '' İş, kadro ve ihtiyaç durumu gözetilerek bir başkan ile yeteri kadar üye görevlendirilmek üzere ...'da 1-2, ...'da 1-12, ... ...'da 1, ...'da 1-3, ...'de 1-7, ...'da 1-2, ...'de 1, ...'de 1, Gaziantep'de 1, ...'da 1-18, ... ...'da 1-7, ...'de 1-5, ...'da 1, ...'de 1, ...'de 1, ...'da 1-2, ...'de 1-2, ...'da 1 ve ...'da 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin faaliyetlerine devam etmesine, bu mahallerde bulunan diğer asliye ticaret mahkemelerinin faaliyetlerinin durdurulmasına, yukarıda belirtilen asliye ticaret mahkemelerinin 15.9.2014 tarihinde faaliyete geçirilmelerine, bu mahallerde faaliyette bulunan diğer asliye ticaret mahkemelerinin 15.9.2014 tarihinde faaliyetlerinin durdurulmasına, bir başkan ile yeteri kadar üye görevlendirilmek üzere faaliyetlerine devam etmesine karar verilen asliye ticaret mahkemelerinin 15.9.2014 tarihinde faaliyete geçirilmesine karar verildiği, anılan kararın 02.9.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayınlandığı anlaşılmakla, karar tarihi olan 22.10.2014 tarihinde somut uyuşmazlık yönünden heyet halinde karar vermek gerekirken tek hakimle hüküm tesisi cihetine gidilmesi doğru olmadığından davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 29.2.2016 tarih, 2015/13318 E- 2016/2127 K. sayılı ilamının kaldırılarak mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair karar düzeltme istemlerinin incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilin karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizin 29.2.2016 tarih, 2015/13318 E- 2016/2127 K. sayılı ilamının kaldırılarak mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair karar düzeltme istemlerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 31/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
11. Hukuk Dairesi 2016/9643 E. , 2018/4201 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 116 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 122 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 112 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 110 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 132 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 356 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 108 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 89 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 167 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 156 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat