11. Hukuk Dairesi 2016/11313 E. , 2018/3941 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/04/2016 tarih ve 2014/1463-2016/245 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 05.05.2014 tarihinde davalıya Kredi Kartı Destek Sigortası yaptırdığını, müvekkilinin çalıştığı iş yerinde iş akdinin sona erdirildiğini, işten ayrılış bildirgesi verildiği halde kredi kartı taksitlerinin ödenmesi için sigortaya yaptığı başvurunun reddedildiğini, bunun üzerine müvekkilinin kredi kartı borcu nedeniyle bankaya ödeme yaptığını, bankanın yapılan ödemeyi almasıyla birlikte sigorta poliçesindeki hakkı müvekkilinin üzerine aldığını, davalı tarafından hem lehtara hem de müvekkiline hiç bir ödeme yapılmadığını, poliçe teminatı nedeniyle ödemenin tahsili için davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının şirkette sadece belli projelerde çalıştığını ve projeler bitince işten ayrıldığının tespit edildiğini ve bu durumun teminat dışında kalan hallerden olduğunu savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının belirsiz süreli iş akdinin toplu işten çıkarma nedeniyle feshedildiği, davacının istem dışı işsiz kaldığı ve poliçe ile teminat altına alınan iş akdinin feshedildiği tarihten önceki son kredi kartı borcunun poliçedeki limit dahilinde davalı tarafından ödenmesi gerektiği, ancak poliçede davaya muvafakatinin şart olması nedeniyle husumet lehtar bankaya ait ise de, davacının kredi kartı ekstresinde belirtilen 1.188,89-TL'yi lehtar bankaya ödediği, bankaya ödenen miktar için aktif dava ehliyetinin bulunduğu, ancak teminat kapsamında taksitli borç tutarı da yer almış olmasına rağmen lehtar bankanın muvafakat etmemesi nedeniyle kalan kısma yönelik aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, borçlu davalının asıl alacağın 1.188,89.-TL'lik kısmına yönelik itirazının iptaline, takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin husumet nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, % 20 tazminatın davalıdan tahsiline, davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, kredi kartı destek sigorta poliçesinden kaynaklı alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, fazlaya dair talebin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Ancak, dava tarihi olan 08.10.2014 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun'un 73/1 madde ve fıkrasında da; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu itibarla, mahkemece tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu nazara alınarak işin esasına girilmeksizin davanın görev yönünden usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın resen BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 24/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
11. Hukuk Dairesi 2016/11313 E. , 2018/3941 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 34 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 65 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat