11. Hukuk Dairesi 2016/15093 E. , 2018/3820 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2016/15093 E. , 2018/3820 K.


'İçtihat Metni'



MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)

Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.09.2015 tarih ve 2015/14-2015/477 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 07.04.2005 ile 13.03.2012 tarihleri arasında kullanmış olduğu 5 krediye istinaden davalının komisyon adı altında kesintiler yaptığını, bu kesintilerin haksız, hukuka aykırı ve toplamının 2.250,00 TL olduğunu ileri sürerek 2.250,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının TTK'nın 18/2. maddesine göre basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü olduğunu, ayrıca müvekkilinin de TTK'nın 20. maddesine göre ücret isteme hakkı bulunduğunu, tahsil edilen komisyonların bankacılık teamüllerine uygun olduğun ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki kredi sözleşmelerinin tip sözleşmeler olduğu, bu sözleşmelerde dosya masrafı ve komisyon ücretine ilişkin olan hükümlerin yazılmamış sayılacağı, dolayısıyla bu yazılmamış sayılan kalemlerin davalı bankaca tahsil edilmiş olmasının dayanaktan yoksun bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 2.250,00 TL'nin tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen ticari kredi sözleşmesi nedeniyle komisyon adı altında yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece masraf alınmasına ilişkin sözleşme maddelerinin genel işlem koşulu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, TBK'nın yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden önce imzalanmış sözleşmeler yönünden, sözleşmede yer alan hükümlerin, TBK 20 vd. uyarınca genel işlem koşulu mahiyetinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmelerinde davalı banka tarafından kullandırılan kredi dolayısıyla komisyon alınabileceğine

dair hüküm olmakla birlikte, miktar ya da oran belirtilmediğinden, mahkemece kredi sözleşmesi hükümleri, sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu ve 5411 s. Bankacılık Kanununun 144. maddesi ile Merkez Bankasının 2006/1 sayılı Tebliği'nin 4. maddesi nazara alınarak anılan yasal düzenleme gereğince ilan ve yayım yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa bankaların bu oranlar üzerinden masraf vb. alabileceğinin kabulü, yapılmamışsa davalı banka ile diğer bankaların uygulamasına göre, bu tür işlemlere kredi grupları bakımından uygulanan, dosya masrafı vb. ad altında kesilen masraf miktar ya da oranları sorulup, karşılaştırılarak, bankanın çeşitli isimler altında kesinti yapmakta haklı olup olmadığı, yapılan kesintilerin sebebi, kesinti miktarının uygun olup olmadığı veya ne miktarda olduğu, davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı hususlarında değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 22.05.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Sorun, davalı bankanın, Merkez Bankasının tebliği uyarınca ilanını ve yayınını yaptığı masraf vb ücretlerin genel işlem koşulu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Sözleşmelerde pazarlık sonucu oluşan ücret (faiz) dışında tüm masraf vb. ücretler, sözleşmenin ileride çok sayıda benzer sözleşmede kullanmak amacıyla önceden, tek başına hazırlanarak karşı tarafa sunulması durumunda genel işlem koşuludur (TBK.m.20/1).
Bu durum karşısında, Merkez Bankasının tebliği uyarınca davalı banka tarafından ilan edilen ve internet sitesinde yayınlanan ve faiz dışında kalan masraf ve benzeri ücretler genel işlem koşulu denetimine tabidir. Bunların Merkez Bankası tebliği uyarınca ilanı ve yayımlanması genel işlem koşulu olmamaları sonucu doğurmaz. Bu nedenle Merkez Bankası tebliği uyarınca ilanı ve yayımı yapılan masraf vs. ücretlerin genel işlem koşulları bakımından yürürlük (kapsam), yorum ve içerik denetimine tabi tutulması gerekir.
Bu nedenle Merkez Bankası tebliği uyarınca ilan edilen ve yayınlanan masraf vb. ücretlerin, genel işlem koşulu denetimine tabi olmaksızın doğrudan uygulanacağına ilişkin çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön