11. Hukuk Dairesi 2016/9097 E. , 2018/1862 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/03/2016 tarih ve 2014/211-2016/74 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin ... Üniversitesi Hukuk Fakültesinde hukuk profesörü olduğunu, müvekkilinin kendi kişisel bilgisayarında kayıtlı olan slayt şeklindeki ders notlarının davalılardan ...'in yetkilisi bulunduğu davalı şirketin işyerinde fotokopi yoluyla çoğaltılarak satıldığının öğrenildiğini, davalıların eyleminin tecavüz oluşturduğunun ... 2. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2013/51 esas sayılı dosyasında sübut bulduğunu, ceza yargılamasında müvekkilinin maddi zararının 20.775,00 TL olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek 20.775,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ıslah dilekçesiyle 15.000,00 TL manevi tazminat ile 5.000,00 TL maddi tazminat talep etmiştir.
Davalılar vekili; davacının şahsi bilgisayarının çalınarak dava konusu ders notlarının ele geçirildiğini ve bir öğrenci tarafından ders notunun fotokopisinin istendiğini, sadece bir nüsha olarak fotokopisinin çekildiğini, bu durumdan müvekkillerinin sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının ders notlarının FSEK kapsamında ilim ve edebiyat eseri olduğu, davacının FSEK’in 22 ve 23. maddelerinden kaynaklanan çoğaltma ve yayma hakkının davalı taraflarca ihlal edildiğinin anlaşıldığı, davacının talep edebileceği telif tazminatının 2.760,00 TL olarak hesaplandığı, ayrıca sonradan ıslah suretiyle ileri sürülen manevi tazminat isteminin dikkate alınamayacağı ve yine ıslah suretiyle maddi tazminat talebinin azaltılmasının dikkate alınamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 2.760,00 TL'nin olay tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve ıslah suretiyle maddi tazminat talebinin indirilmesinin mümkün olmamasına, maddi tazminat talebinin 15.775,00 TL’lik bölümüne yönelik talebin reddi nedeniyle davalı yararına hükmedilen vekalet ücretinde isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Ancak, davacı vekili, 02.10.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporunda tespit edilen 2.760,00 TL mali hak tazminatının FSEK’in 68/1. maddesi uyarınca üç kat karşılığı olarak 5.000,00 TL tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, ıslah dilekçesi ile belirlenen miktar gözetilip taleple bağlı kalınarak 5.000,00 TL mali hak tazminatına karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak 2.760,00 TL tazminata karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
3- Ayrıca, davacı vekili, 02.10.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile manevi tazminat talebinde bulunmuş olup, mahkemece, davacının başlangıçta manevi tazminat talep etmediği, bu nedenle ıslah suretiyle manevi tazminat talep etmeyeceği gerekçesiyle davacının manevi tazminat talebinin dikkate alınmamasına karar verilmiştir. Ancak, ıslah tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 176. maddesinde “Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir.” hükmü düzenlenmiş olup, yasal düzenlemelere göre, davacının davasını tamamen ıslah ederek yeni bir dava dilekçesi vermesi mümkün olduğu gibi, kısmi ıslah ile talep sonucunu artırması da mümkündür. Bu suretle, mahkemece, davacının manevi tazminata yönelik ıslah talebinin usule uygun olduğu ve manevi tazminat talebinin harcının ayrıca yatırıldığı gözetilerek davacının manevi tazminat talebi hakkında da karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ıslah ile yapılan manevi tazminat talebinin dikkate alınmaması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
4- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin (1). bentte belirtilen vekalet ücreti temyizi dışında kalan ve vekalet ücretine yönelik olan temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
11. Hukuk Dairesi 2016/9097 E. , 2018/1862 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat