11. Hukuk Dairesi 2016/10735 E. , 2018/1343 K.
'İçtihat Metni'
....
Taraflar arasında görülen davada .... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/12/2015 tarih ve 2014/638-2015/753 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 20.02.2018 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının 2008 yılından itibaren müvekkili hakkında gerçeğe aykırı beyanlarda bulunarak müvekkilini kötülediğini, sigorta şirketlerini müvekkili ile sözleşmelerini sona erdirerek kendisiyle sözleşme yapmaya zorladığını, sigorta şirketlerine ihtarname göndererek kendileri ile sözleşme yapmayan şirketleri rekabet kuruluna şikayet edeceğini beyan ettiğini ve şikayette de bulunduğunu ancak, gerek diğer idari kurumlara gerekse de rekabet kuruluna yapılan şikayetlerin reddedildiğini, karara itiraz edilmesi üzerine kurul kararının sadece ilgili ürün pazarının tespiti yönünden bozulmasına rağmen davalının müvekkilinin çalıştığı ve çalışma ihtimali olan şirketlere yazılar göndererek gerçeğe aykırı beyanlarda bulunarak müvekkilini kötülediğini, sigorta şirketlerini müvekkili ile sözleşmelerini sona erdirerek kendisi ile sözleşme yapmaya zorladığını, davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğini ve müvekkilini zarara uğrattığını ileri sürerek, haksız rekabetin tespiti, men’i ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminata haksız fiil tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsili ile hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı def’inde bulunmuş, müvekkilinin haksız rekabet teşkil eden bir eyleminin bulunmadığını, yasal haklarını kullandığını, gönderilen ve bilgilendirme amacı taşıyan yazıların hukuka aykırı olmadığını, davacıyı kötüleyen bir yanı da bulunmadığını savunarak, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının hem davacı hem de sigorta şirketlerine benzer mahiyette ihtarnameler çektiği, davacıya ait malları ve iş ürünlerini, faaliyetlerini veya ticari işlemlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülediği, bu suretle üçüncü şahıslarla davacı arasında olan sözleşmeleri sona erdirmeye ve kendisi sözleşme imzalamaya çalıştığı, davalının bu eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğu, maddi zararın miktarı tespit edilemediğinden ve davacı tarafça talep edilen maddi tazminat olayın oluş şekli, zarar görenin zararı gidermek için yapabileceği ve alabileceği önlemler nazara alındığında makul olduğu, davalının eylemleri nedeniyle davacının imajının bozulduğu ve manevi zarara uğradığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davalının
davacıyı, davacıya ait ürünlerini, mallarını faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı ve gereksiz yere incitici açıklamalarla, kötülemek ve üçüncü kişiler üzerinde sözleşmeleri sona erdirmeye yönelik eylemlerde bulunmak suretiyle, haksız rekabette bulunduğunun tespiti ile men’ine, 5.000,00 TL maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline ve hükmün ilanına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin davacı vekiline 18/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından 29.4.2016 tarihli katılma yoluyla temyiz dilekçesi ibraz edildiği, temyiz harcının da aynı tarihte yatırıldığı anlaşılmıştır. HUMK 432/4'ncü maddesine göre, süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün, 3-4 sayılı İBK uyarınca Yargıtayca da bu konuda bir karar verebileceğinden davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince ise; Dava, haksız rekabetin tespiti, men'i ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece yukarıda da özetlendiği şekilde davalının eyleminin hakısız rekabet teşkil ettiğinden bahisle haksız rekabetin tespiti ile maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
6102 sayılı TTK'nin 55. maddesinde haksız rekabet teşkil eden haller sayılmış olup, 55/1.a.1. maddesinde ''Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek'', 55/1.b.1 maddesinde de ''Müşterilerle kendisinin bizzat sözleşme yapabilmesi için, onları başkalarıyla yapmış oldukları sözleşmelere aykırı davranmaya yöneltmek'' eylemleri haksız rekabet olarak kabul edilmiştir. Davacı tarafça, davalının kendisini, hakim durumu yıllardır kötüye kullanarak ilgili hukuk ve yasa normlarını çiğnediği gibi gerçeğe aykırı ifadelerle kötülediği, müşterilerini yanıltmaya çalıştığı, sigorta şirketlerini akdedilen sözleşmeleri sona erdirerek kendisi ile sözleşme yapmaya zorladığı, çeşitli kurumlara şikayetlerde bulunduğu, sektörde faaliyette bulunan tüm sigorta şirketlerine yazılar göndererek kendisi ve sigorta şirketlerinin rekabete aykırı hareket ettikleri ve bunun yargı kararıyla sabit olduğu yönünde gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğu, tazminat davaları açılacağına dair tehditkar ifadeler kullandığı iddiası ile açılan işbu davada, mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davalının hem davacı şirkete hem de sigorta şirketlerine benzer mahiyette ihtarnameler çektiği, bu suretle davacıya ait malları ve iş ürünlerini kötülediği, üçüncü şahıslarla davacı arasındaki sözleşmeleri sona erdirerek kendisinin üçüncü şahıslarla sözleşme imzalamaya çalıştığı, davalının işbu eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiği kabul edilerek hüküm tesisi cihetine gidilmiş ise de, şikayet ve başvuru haklarını kullanan davalının iddia edilen beyan ve eylemleri, TTK'nin 55.1.a.1 kapsamında yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici mahiyette olmadığı gibi, TTK'nin 55/1.b.1 anlamında da müşterilerle kendisinin bizzat sözleşme yapabilmesi için, onları başkalarıyla yapmış oldukları sözleşmelere aykırı davranmaya yöneltmek mahiyetinde de sayılamayacağı ve bu itibarla haksız rekabet teşkil etmeyeceği nazara alınmaksızın yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bette açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin süreden REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 22/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....
11. Hukuk Dairesi 2016/10735 E. , 2018/1343 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat