11. Hukuk Dairesi 2016/6857 E. , 2018/758 K.
'İçtihat Metni'
....
Taraflar arasında görülen davada.... Mahkemesi’nce verilen 23/02/2016 tarih ve 2011/294-2016/182 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, . .... marka ve logolarının kullanım hakkının müvekkiline ait olduğunu, inhisarı lisansının bulunduğunu, davalıların herhangi bir sözleşme olmaksızın .... logosunu kullandıklarını, tüketiciye karşı yetkili servis imajı verdiklerini ileri sürerek markaya tecavüz fiillerinin durdurulmasını, müvekkilinin yoksun kaldığı kazancın karşılığı şimdilik 5.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın tecavüzün tespit edildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkilinin ..... marka araçlara tamir servisi verdiğini belirtmek için aynı ibareyi işyerinde kullanmasının 556 sayılı KHK'nin 12. maddesi kapsamında kaldığını, tüm tanıtım evraklarında özel servis ibaresinin bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 08.06.1993 tarihli ....dayandığı, bu anlaşma ile .... adı altında üretilen araçların ve ürünlerin ....satışı ve dağıtımı hususunda davacının münhasır yetkili kılındığı, yine anlaşmanın '....' başlıklı 6. maddesinde ... markasının ve logolarının kullanım hakkının davacıya verildiği, buna karşılık sözleşmede lisans hakkının inhisari olduğuna ilişkin herhangi bir hükmün yer almadığı, bu nedenle de davacının inhisari olmayan lisans hakkı sahibi olduğu, bahsi geçen sözleşmeden anlaşıldığına göre ....şirketi arasında 28.05.1993 tarihli bir lisans anlaşması bulunduğu, ilk lisans hakkının ....şirketine, alt lisans ya da ikinci lisansın ise davacıya ait olduğu, anlaşmanın 11/6. maddesi gereğince marka ve logonun hukuka aykırı kullanılması halinde davacı şirkete ihbar yükümlülüğünün getirildiği, bu maddenin dahi markanın ihlali durumunda davacının tek başına hareket edemeyeceğini gösterdiği, davacının inhisari olmayan lisans hakkı sahibi olarak Markaların Korunması Hakkında KHK gereğince '.....' markasına davalı tarafça tecavüzde bulunulduğundan bahisle hukuk ve ceza davalarını açması hususunda Noter vasıtasıyla marka sahibine bildirimde bulunduğuna ilişkin de bir delil sunulmadığı, davacının '....' markasının haklarının ihlali nedeniyle dava açma hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
-/-
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalıların '...' marka ve logosunu haksız yere kullandığı iddiasına dayalı markaya tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Davacı 08.06.1993 tarihli .....ve diğer maddeleri uyarınca lisans hakkı sahibi olduğundan bahisle davalılar aleyhine işbu davayı açmıştır. Mahkemece, sözkonusu sözleşmede davacıya verilen lisansın 556 sayılı KHK'nin 21. ve 73. maddeleri kapsamında inhisari lisans niteliğinde olmadığı, dolayısıyla davacının işbu davayı açamayacağı gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de, ..... ve davacı arasında imzalanan 08.06.1993 tarihli sözleşme 551 sayılı Markalar Kanununun yürürlükte olduğu dönemde ve 556 sayılı KHK'nin yürürlüğünce önce aktedilmiş olduğundan sözleşme ile davacıya tanınan hak ve yükümlülüklerin hukuki dayanağı 551 sayılı Markalar Kanununun 34. maddesidir. Bu bakımdan anılan sözleşmenin, 551 sayılı Kanun hükümleri ve uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı KHK'nin geçici 1. maddesi hükmü uyarınca değerlendirilerek bu kapsamda davacının lisans hakkına dayanarak markaya tecavüzün önlenmesi ve tazminat talepli işbu davayı açıp açamayacağı hususunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ve hukuki nitelendirme ile 556 sayılı KHK hükümleri uyarınca davacının inhisari lisans sahibi olmadığı ve aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 05/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
...
11. Hukuk Dairesi 2016/6857 E. , 2018/758 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat