11. Hukuk Dairesi 2017/5165 E. , 2019/1848 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2017/5165 E. , 2019/1848 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/03/2017 tarih ve 2016/193 E. - 2017/132 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 14/09/2017 tarih ve 2017/824-2017/785 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin şarap ve alkollü içkiler sınıfında tanınmış 'KAVAKLIDERE' markasının sahibi olduğunu, bu ibarenin aynı zamanda müvekkili şirketin ticaret unvanının da ayırt edici unsurunu olduğunu, davalı şirketin 37. sınıfta 'KAVAKLIDERE' ibaresini marka olarak tescil ettirmek için yaptığı başvuruya müvekkilince itiraz edildiğini, bu itirazın ... tarafından nihai olarak reddedildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira 556 sayılı KHK'nın 8/IV maddesi uyarınca müvekkiline ait tanınmış markanın, farklı mal ve hizmetler üzerinde de tescil edilemeyeceğini, ayrıca müvekkilinin mensubu olduğu grup bünyesinde yer alan Kaymar A.Ş. ve And Tunalı A.Ş. tarafından lojistik hizmetleri yürütüldüğünü, bu nedenlerle dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu, öte yandan 4250 sayılı Kanun'un 6/9. maddesi uyarınca da başvurunun reddinin gerektiğini ileri sürerek, TPMK ...'in 17.03.2016 tarih, 2016-M-2919 sayılı kararının iptaline ve markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı TPMK vekili, davacıya ait markaların kapsadığı mal ve hizmetlerle dava konusu başvurunun kapsamında bulunan mal ve hizmetlerin farklı olduklarını, dolayısıyla iltibas tehlikesinin bulunmadığını, 556 sayılı KHK'nın 8/4. maddesi koşullarının da somut olayda gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin oto servis işi ile iştigal ettiğini ve bu sektörün içecek sektörü ile bir ilgisinin bulunmadığını, kaldı ki müvekkilinin söz konusu ibareyi, marka ve ticaret unvanı olarak 1992 yılından beri kullandığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince, davacı markalarının ayırt edici unsurunu oluşturan 'KAVAKLIDERE' ibaresi ile dava konusu başvurunun, görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama alıcıları iltibasa düşürebilecek derecede aynı veya benzer bulunduğu, başvuru konusu işaretin kapsamında yer alan 37. sınıf hizmetlerin, davacı markalarının kapsamında yer almadığı gibi davacı markalarının kapsamında bulunan mal ve hizmetlerle ilişkili de sayılamayacağı, zira her iki ürün ve hizmet grubunun dağıtım kanallarının, kullanım yöntemlerinin, hedeflenen halk kesimlerinin farklı oldukları, birbirlerini tamamlama veya birbiri yerine ikame edilebilme imkanının bulunmadığı, davacı şirketin iştigal konusunun da 37. sınıf ürün ve hizmetleri içermediği, aynı veya benzer bir işaretin, farklı tür mal ve hizmetler için marka olarak kullanılabileceği, 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi uyarınca davacının 'KAVAKLIDERE' ibare ve esas unsurlu markalarının, özellikle şarap ürünleri bakımından tanınmış bir marka olduğu, bununla birlikte ...'nın çok tanınmış bir semtinin ismi olan 'KAVAKLIDERE' kelimesinin, davacının yarattığı bir sözcük olmadığı, genel olarak herkesçe bilindiği, davacı markalarının varlığına rağmen önceki zamanlardan bu yana ülke içerisinde birçok şirket tarafından tescilli ve tescilsiz biçimde farklı birçok ürün ve hizmet grubunda tanıtım işareti olarak kullanıldığı, davalının 1992 yılında tescil edilmiş ticaret unvanının da bunlardan biri olduğu, markaların kapsadıkları ürün ve hizmet grubunun satın alınması için çok ciddi bilgi, emek ve zaman sarfedilmesinin zorunlu bulunduğu, buna göre 'KAVAKLIDERE' ibaresinin 37.sınıftaki 'Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu)' hizmetler için tescilinin, davacıya ait şarap ürünleri sektöründe belli bir tanınmışlık yahut bilinirlik elde etmiş markanın itibarından haksız biçimde yararlanma sağlayabileceğinin düşünülemeyeceği, 4250 sayılı Kanun ve ilgili mevzuatın, içkili ürün markalarının içkisiz mal ve hizmet markası olarak kullanımını yasakladığı, dolayısıyla dava konusu tescile yönelik bir yasaklama içermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında bir iltibas tehlikesinin doğmadığı, KHK'nın 8/4 maddesi koşullarının da gerçekleşmediği, davacının tescilli markalarının kapsadıkları mal ve hizmetler gözetildiğinde Kavaklıdere şirketler grubu içinde kalan farklı tüzel kişiliği haiz bazı şirketlerin lojistik sektöründe faaliyet göstermelerinin sonucu değiştirmeyeceği, 4250 sayılı Kanun'un 6/9. maddesinde alkollü içki markalarının, alkolsüz içkilerde kullanılamayacağına ilişkin olduğu ve dava konusu tescile yönelik bir yasaklama getirmediği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 06/03/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön