11. Hukuk Dairesi 2017/5417 E. , 2019/4809 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 27/12/2016 tarih ve 2015/589 E.- 2016/752 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin usulden reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 26/10/2017 tarih ve 2017/481-2017/711 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından duruşmalı olarak istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 25.06.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı asil ... ve vekili ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette 3.594 adet hisse sahibi olduğunu, davalı şirketin 12/06/2015 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan şirket sermayesinin 7.140.000 TL'den 19.278.000 TL'ye çıkarıltılması kararına müvekkilinin muhalefet ettiğini ve yasaya uygun olarak muhalefetini şerh ettirdiğini, müvekkilinin alınan bu kararla şirkette azınlık haline getirildiğini, oy hakkının düşürüldüğünü, iyiniyet kurallarına aykırı bir karar olduğunu, davalı şirketin iştigal alanının turizm olduğunu, turizm sektörünün mali, finansal, ekonomik boyutlar bakımından daralma safhasına geçiş gösterdiğini, döviz piyasasının, ekonominin belirsiz olduğunu, davalı şirket yönünden riskin artmasının müvekkilinin menfaatlerine halel getirdiğini, büyümeyi gerektirecek somut bir projenin bulunmadığını ileri sürerek 12/06/2015 tarihli Olağanüstü Genel Kurulda alınan sermaye artırımı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin yatırımlarını artırmak ve amaca uygun yeni bir otel inşa etmek amacıyla sermaye artırımına gittiğini, olağanüstü genel kurul toplantı davetiyesine ekli olduğu anlaşılan yapılması plânlanan yatırıma ilişkin alternatifli rapor alındığını, yeni otel yatırımının konu ve amaç unsuru itibariyle anasözleşmeye aykırı bulunmadığı, davacının sermaye arttırımında rüçhan hakkını kullanmadığı, davacı ile davalı şirket ve ortakları arasında süreklilik gösteren hukukî ihtilâfların ve davaların bulunmasının yalnız başına sermaye artırım kararının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu göstermeyeceği, dava konusu genel kurul kararının iptalini gerektirir husus bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan incelemede; toplantıda oylama öncesi yapılan görüşmeler esnasında sunulan öneriye karşı olunduğunun belirtilmiş olması ve söz konusu karara karşı red oyu kullanmasının alınan karara muhalif olduğu anlamını taşımayacağı, oylama öncesi peşin muhalefetin söz konusu olamayacağı, iptal davası açan ortağın oylamada red oyu vermesi ve ayrıca toplantı tutanağına muhalefet şerhini de yazdırması gerektiği, somut olayda 12 Haziran 2015 tarihli olağan üstü genel kurulda davacının alınan karara red oyu vermesine rağmen toplantı tutanağında muhalefet şerhinin bulunmadığı, TTK'nun 446.maddesindeki ön şartın gerçekleşmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nun 353/(1) b-2.maddesi gereğince kaldırılarak, dava şartı yokluğu nedeniyle HMK'nun 114/(2) ve 115.maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 25/06/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
11. Hukuk Dairesi 2017/5417 E. , 2019/4809 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 127 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 53 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 35 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat