11. Hukuk Dairesi 2020/2916 E. , 2020/5883 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2020/2916 E. , 2020/5883 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 07.11.2016 tarih ve 2015/19 E- 2016/737 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin reddine-kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 11.04.2019 tarih ve 2017/1654 E- 2019/811 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının koleksiyoner olduğunu, davalıdan 28.05.2008 tarihinde ...imzalı “kurbağalıdere” konulu yağlı boya tabloyu satın alarak, bedelini davalıya ödediğini, ancak Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nden çalınan eşyalara ilişkin soruşturma kapsamında bu tabloya mahkeme tarafından el konulduğunu, TBK'nın 217. maddesi uyarınca satıcı davalının zapta karşı tekeffül borcu bulunduğundan, tablo için ödenen paranın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali, takibin devamı ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının müzayedeler düzenleyen bir şirket olduğunu, kendi mülkiyetinde olan sanat eserlerinden ziyade gerek sanatçılardan, gerekse sektördeki diğer kişilerden gelen eserleri satışa arzettiğini, satışa sunulan malların sahibi olmadığını, bu nedenle davalının komisyoncu vasfını taşıdığını, dava konusu yağlı boya tablonun da sadece müzayedesinin davalı tarafından düzenlendiğini, mülkiyetinin ise ...isimli koleksiyonere ait olduğundan, davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, davalının zapta karşı tekeffülden dolayı sorumluluğu bulunmadığını, ayrıca TBK'nın 231. maddesindeki zamanaşımının gerçekleştiğini belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre, davaya konu tablonun 07.11.2014 tarihinde İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2014/1910 D. İş sayılı dosyasından verilen arama ve el koyma kararına istinaden zaptedildiği, zapta karşı tekeffülden kaynaklanan dava yönünden yasada herhangi bir zaman aşımı süresi öngörülmediğinden, davalının zamanaşımı definin reddedildiği, zaptedilen tablonun “Bali Müzayede İlk Bahar Müzayedesi 2008'' başlıklı kataloğun 341 sıra nosunda yer aldığı, tablonun asıl sahibi ile davalı arasında tablonun müzayedede satılmasına ilişkin komisyon sözleşmesi yapıldığı, tablonun sahibine karşı davalının vekil sıfatının bulunduğu, davacıya karşı da komisyoncu olması nedeniyle, 6098 sayılı BK’nın 502 ve devamı maddelerinde (eski BK 386 ve devamı maddelerinde) öngörülen vekalet hükümlerinin uygulanması gerektiği, asıl satıcının dava dışı ...olduğu, davalının, asıl satıcının vekili olarak komisyoncu olması nedeniyle, zapta karşı tekeffül iddiasının davalıya yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalının, davacıya satıma ilişkin fatura düzenlediği, faturada komisyon şeklinde bir ibarenin bulunmasının, taraflar arasındaki ilişkinin satım anlamına gelmeyeceği şeklinde yorumlanamayacağı, davacının bu fatura karşılığı ödemeyi davalının hesabına yaptığı, dosyaya sunulan protokol başlıklı belgede eser sahibinin, komisyon kesildikten sonra kalan tutarı kendisinin tahsil ettiği yönünde beyanı var ise de, söz konusu belge adi yazılı belge olup bu belgede davacının katılımının olmadığı ve bu belgenin her zaman düzenlenmesi mümkün olduğundan, ilişkinin satım ilişkisi olmadığına gerekçe yapılamayacağı, taraflar arasındaki ilişki satım ilişkisi olduğundan, satıma konu tablonun davacının elinden alınması nedeniyle satıcı davalının zapta karşı tekeffül sorumluluğunun gerçekleştiği, buna göre 6098 Sayılı TBK'nın 217/1 maddesi uyarınca davacı alıcının, ödemiş olduğu satış bedelini davalıdan faiziyle birlikte isteyebileceği, ilk derece yargılamasında alınan bilirkişi raporunda faiz hesabının yapıldığı, buna göre davacının ana parayla birlikte davalıdan toplam 215.903,71 TL'yi isteyebileceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul 37. İcra Müdürlüğü'nün 2014/33053 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile icra takibinin 107.321,00 TL asıl alacak, 108.582,77 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 215.903,71 TL üzerinden asıl alacak olan 107.321,00 TL'ye takip tarihinden itibaren % 11,75 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi yürütülmek suretiyle devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 15.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön