11. Hukuk Dairesi 2020/1130 E. , 2020/5475 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2020/1130 E. , 2020/5475 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 08/12/2017 tarih ve 2015/2226 E- 2017/1461 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nce verilen 04/11/2019 tarih ve 2018/1424 E- 2019/1212 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili tarafından 14/04/2015 tarih ve 24707 sayılı yazı ile davalı ...Ş.'nin .../Mah. Atatürk Cad. Mimar Semih Rüstem İş Merkezi No: .../ B Blok Kat:.../ Seyhan/Adana adresinde faaliyet gösteren şubesinin ticaret siciline tescil ve ilan edilmesinin gerektiğinin bildirildiğini, davalı tarafça verilen cevapta ilgili yerin şube değil Adana irtibat bürosu olduğu ve ayrı bir muhasebesinin ya da ayrı bir sermayesinin bulunmadığından bahisle tescil edilmelerinin mümkün olmadığı yönünde cevap verildiğini, şubelerinin TTK'nın 40/3 maddesi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nun 9. maddesi ve Ticaret Sicil Yönetmeliği'nin 118. maddesine göre Ticaret Siciline tescillerinin zorunlu olduğunu ileri sürerek, davalıya ait şubenin Adana Ticaret Siciline tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davayı kabul etmediklerini, müvekkiline ait ve davaya konu edilen adresteki iş yerinin şube olarak tanımlanamayacağını, keza Adana Bölge Müdürlüğü'nün müstakil bir sermayesinin bulunmadığını, ayrı bir muhasebesinin olmadığını, kendi başına ticari muamele yapmadığını, sigorta sözleşmesi ya da prim tahsilatı yapılmadığını, sadece sigortalı adaylarından teklifname toplandığını, alınan tekliflerin poliçelendirilmek üzere merkeze gönderildiğini, bütün prim ödemelerinin merkezin banka hesaplarına yapıldığını, bölge müdürlüğünün kendi işleriyle ilgili olarak dahi işlem yapma ehliyetinin bulunmadığını, davalı müvekkili şirketin şubesi olarak tescil edilmek istenen Allianz Güney Anadolu Bölge Müdürlüğü'nün şube olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu iş yerinin müstakil sermayesinin yada muhasebesinin bulunmadığı gibi kendi başına ticari muamele yaptığı konusunda delil bulunmadığı, alınan tekliflerin merkeze gönderildiği, değerlendirmenin ve poliçelendirmenin, prim takibi ve tahsilatlarının da merkezde yapıldığı, sigorta primleri Adana'da tahakkuk ettirilmiş olmasına rağmen çalışanlarının ücretlerinin merkez tarafından ödendiği, bölge müdürüne ikinci derecede imza yetkisi verildiği, merkezin yapabileceği işlemleri 3. kişilerle yapma yetkisi tanınmadığı, stopaj vergisinin genel müdürlükçe ödendiği, bölge müdürlüğünde ayrıca gelir elde edilmediği, ayrı bir ticari defter tutulmadığı, davalı iş yerinin şube vasfının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesinin davanın reddi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 26.11.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön