11. Hukuk Dairesi 2020/4797 E. , 2020/5171 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2020/4797 E. , 2020/5171 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 18.06.2019 tarih ve 2015/1132 E. - 2019/1292 K. sayılı ek kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, davalıların 23.12.2012 tarih 021253 sayılı, 172.901,80 TL bedelli ve 23.12.2012 tarih, 021254 sayılı ve 31.559,69 TL bedelli iki adet fatura nedeniyle borçlu olduklarını ancak borcun ödenmediğini, bu nedenle ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların icra dosyasına yapmış olduğu itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20'den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise davacı şirketin ticari defter kayıtlarında yer alan 23.12.2012 tarihli ve 021251, 021252, 021255, 021256 ve 021266 sayılı faturalar nedeniyle davalılardan alacaklı olduğunu, asıl davada alınan bilirkişi raporlarında da tüm faturalara değinilerek davalılardan toplam 340.106,49 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, toplam alacağın 204.461,49 TL’si için icra takibi yapıldığı, kalan miktarın halen ödenmediğini ileri sürerek, 135.645,12 TL’nin ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı ... vekili, taraflar arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, borcu bulunmadığını, birleşen davada ise faturaların davalıya tebliğ edilmediğini, fatura konusu malların teslim edilmediğini, taraflar arasında bir sözleşme bulunmadığı gibi herhangi bir iş ilişkisi bulunmadığını, faturaların hem davalının hem de adi ortaklığın kayıtlarında bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davalıların itiraz dilekçesi ile aleyhlerine başlatılan takibi durdurdukları ancak, itirazla ilgili dosyaya herhangi bir belge sunmadıkları gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2014/8721 Esas ve 2015/5395 Karar sayılı ve 14.04.2015 tarihli ilamında, “Davalı borçlu, aleyhindeki icra takibine süresinde itiraz etmiş ve dilekçesinde hem icra dairesinin yetkisine hem da borca ilişkin itirazlarını bildirmiştir. Yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasının koşullarından biridir. Dava koşulunun mahkemece öncelikle gözetilip değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, İİK 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususla ilgili değerlendirme yapılmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre, asıl ve birleşen davanın konusunun para borcu olduğu, sözleşmenin ifa yerinin de yetkili olduğundan davalı tarafın yetki itirazının reddine karar verilerek, taraflar arasında davalıların oluşturduğu iş ortaklığının 2012 yılı KDV beyannameleri ile vergi dairesine sunulan davacıdan mal alımı yapıldığına ilişkin formların (BA Formları) bulunduğu, bunların davacı ticari defter kayıtları ile uyumlu olduğu, davalıların adi ortaklığın adına resmi bir kuruma mal alımına ilişkin BA formu verilmiş olduğu, buna göre asıl davada davacının takip konusu 23.12.2012 tarihli ve 021253 ve 021254 sayılı, 172.901,80 TL ve 31.559,60 TL bedelli faturalar nedeniyle alacağını talep etmekte haklı olduğu, yine birleşen davada davacının 23.12.2012 tarihli ve 021251, 021252, 021255, 021256 ve 021266 sayılı faturalara nedeniyle de davalılardan alacaklı olduğu anlaşıldığından asıl ve birleşen davanın kabulüne, asıl davada davalı ... yönünden ise ilk karara karşı temyiz yoluna başvurmaması sebebiyle ilk kararın kesinleşmiş olmasından dolayı yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece 18.06.2019 tarihli ek kararla davalı ... vekili Av. ...'ya 13.05.2019 tarihinde gerekçeli kararın tebliğ edildiği kararın davalı ...'ın diğer vekili olan Av. ...'e de 14.06.2019 tarihinde e-tebligat yolu ile tebliğe çıkarıldığı, bu vekil tarafından 17.06.2019 tarihinde maktu harç yatırılarak temyiz dilekçesi gönderildiği, Tebligat Kanunun 11/1. maddesine 'Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır'. göre davalı ...'ın vekili Av. ...'ya gerekçeli kararın tebliği temin edildikten sonra aynı davalının diğer vekili Av. ...'e yeniden gerekçeli karar tebliği çıkarılmış ise de davalı ... bakımından temyiz süresinin Av. ...'ya yapılan ilk tebligat tarihinden itibaren başlayacağı, daha sonradan aynı davalının diğer vekiline yapılan tebligatın bu davalı için yeniden bir temyiz süresi başlatmayacağı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiş, ek karara karşı davalı ... vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, istek halinde aşağıda yazılı 5.753,77 TL harcın temyiz eden davalıya iadesine, 18.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön