11. Hukuk Dairesi 2020/2910 E. , 2020/5148 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2020/2910 E. , 2020/5148 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 04.12.2017 tarih ve 2016/889 E. - 2017/1038 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 06.03.2019 tarih ve 2018/525 E. - 2019/332 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile dava dışı AGM Reklam... Ltd. Şti. arasında imzalanan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmeleri uyarınca adı geçen şirkete muhtelif krediler kullandırıldığını, davalının bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, sözleşme ile kullandırılan kredilerin geri ödemesinin yapılmaması nedeniyle hesabın kat edilerek gönderilen ihtara rağmen ödenmeyen borç için başlatılan icra takibine davalı tarafından haksız itiraz edildiğini belirterek icra takibinden sonra dava dışı şirket tarafından borca mahsuben 50.000,00 TL bedelli çek verilmesi nedeniyle 50.000,00 TL'nin tenzili ile davalının icra dosyasındaki haksız itirazının 106.340,53 TL üzerinden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının 02.08.2013 tarihli sözleşmeyi kredi kullandırılan dava dışı şirketin hissedarı olarak müşterek sorumlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını ancak şirkette ki hissenin 14.10.2015 tarihli hisse devri sözleşmesi ile devredildiğini, tescil ve ilan edilen devir nedeniyle şahsi kefaletin iptali için davacıya ihtarneme gönderildiğini, hissenin devrinden sonra davacı ile dava dışı şirket arasında imzalanan ve müteselsil kefil sıfatı ve imzası bulunmayan 31.08.2015 tarihli ikinci sözleşme kapsamında kullandırılan kredi nedeniyle icra takibine konu borçtan dolayı sorumlu olunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, bir sözleşmeye müteselsil kefil olunduktan sonra asıl borçlu şirketteki hisselerin devredilmesinin müteselsil kefalete herhangi bir etkisinin olmadığı zira, müteselsil kefilin asıl borçlu tüzel kişilikten ayrı olarak şahsi teminat verdiği, dolayısıyla hisse devrinin, müteselsil kefilin borçtan sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, takibe konu çek iştira kredisi ve ticari kredi kartı borcunun 31.08.2015 tarihli genel kredi sözleşmesi ve bankacılık hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı, davalının bankacılık hizmet sözleşmesinde ve genel kredi sözleşmesinde imzasının bulunmadığı bu nedenle davalının çek iştira kredisi ve ticari kredi kartı borcundan sorumluluğun olmadığı, gayri nakdi çek kredisi kapsamında istenen alacakta ise; davalının imzası bulunan 02.08.2013 tarihli genel kredi sözleşmesi uyarınca verilen iki adet çekten birinin nakde dönüştüğü, davalının ödenen bu çek bedeli ile faiz ve fer'ilerinden sorumlu bulunduğu, diğer çekin davacı bankaya iade edilmediğinden bedelininde depo edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, davacı banka ile asıl borçlu şirket arasında 31.08.2015 tarihinde imzalanan genel kredi sözleşmesinde önceki sözleşmelerin devamı niteliğinde olduğuna ilişkin bir kaydın belirtilmediği, bu sözleşmede davalının imzasının bulunmadığı ve bu kredi sözleşmesi gereğince kullandırılan kredi borcundan dolayı davalının sorumlu tutulamayacağı, takibe konu borçlardan mahkemece kabulüne karar verilen karşılıksız çıkan çek nedeniyle davacı bankanın ödemek zorunda kaldığı yasal bedelden kaynaklı çek kredisi alacağının talep edilebileceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle maddi hukuka ve muhakeme hukukuna uygun bulunan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2018/525 esas ve 2019/332 karar sayılı 06.03.2019 tarihli kararın ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 18.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön