11. Hukuk Dairesi 2020/2463 E. , 2020/4369 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08.09.2016 tarih ve 2014/810 E. - 2016/555 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'nce verilen 28.06.2018 tarih ve 2018/1509 E. - 2018/1100 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, davalılardan ...'den aralarındaki ticari ilişki nedeniyle 40.000,00 TL borç para aldığını, bu borç paraya karşılık davalı ...'e 30.09.2010 tanzim tarihli senedi verdiğini, senet karşılığında almış olduğu borç parayı, davalı ...'in Garanti Bankası Eskişehir/... Cad. Şubesindeki hesabına gönderdiğini, ancak borcu ödemesine rağmen davalının senedi kendisine vermediğini ve daha sonra bu senedi avukatlığını yapan diğer davalı ...'a verdiğini söylediğini, bir dönem kendisinin de vekilliğini yapan davalı ...'ı vekalet görevinden azlettiğini, vekalet görevinden azletmesi üzerine, ...'ın diğer davalı ile anlaşıp bedeli ödenmiş olmasına rağmen, söz konusu senede dayanarak Eskişehir 2. İcra Müdürlüğü'nün 2014/3910 esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, senet metnine sonradan eklemeler yapıldığını, senedin tahrif edildiğini iddia ederek senetten ve takipten dolayı borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyetli takip tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan ..., davacının babası ... ve iki arkadaşıyla birlikte TMSF'de yapılan bir ihaleden Esbeton olarak tanınan bir taşınmazı ortak olarak aldıklarını, ancak ...'ın ortaklık payından üzerine düşen parayı ödememesi üzerine diğer ortakların onu ortaklıktan çıkarmak istediklerini, kendisinin buna razı olmadığını ve 200.000,00 TL'yi ödünç olarak verip, ortak almış oldukları taşınmaza bila faiz 200.000,00 TL'lik borç ipoteği koydurduğunu, daha sonra davacının babası ...'ın hükümlü olarak cezaevine girmesi üzerine zor durumda kalan davacı ...'a 40.000,00 TL'yi 2010 yılında nakden ödünç olarak verip, 21.09.2010 tanzim tarihli davacının imzasına havi senedi aldığını, 4 yıl boyunca borcunu ödemeyen davacıdan ısrarlı talebi üzerine 40.000,00 TL'yi banka hesabına havale ettiğini ve söz konusu senedi de davacıya iade ettiğini, halen 4 yıl önce verdiği 200.000,00 TL'yi alamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı ..., davacının icra takibine konu senette tahrifat yapıldığını iddia ettiğini, davacının mahkemeye sunmuş olduğu senet fotokopisiyle, diğer davalı ...'in cevap dilekçesi ekinde sunduğu senet fotokopisinin çok farklı olduğunu, davacının iddialarını yazılı delille ispatı gerektiğini savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce, davada ispat yükünün davacı üzerinde bulunduğu, davacı vekilinin davaya konu senedin sahtecilik suretiyle düzenlendiği, açığa atılan imzanın kötüye kullanıldığı yönündeki iddiasının ise, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2015/5716 S. - 2015/13762 K. Sayısı ile verilen ve kesinleşen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar da gözetilerek kanıtlanamadığı, davacının davaya konu senet nedeniyle davalılara borçlu olmadığını senet bedeli de gözetilerek yazılı belge ile kanıtlaması gerektiği, davacının bu yönde herhangi bir yazılı delil sunamaması nedeni ile, davacı vekiline yemin teklifinin hatırlatıldığı, davacı vekilince yemin deliline başvurulacağının bildirilmesi üzerine davalılara yemin davetiyesi tebliğ edildiği ve davalı ...'ın 28.04.2016 tarihli celsede, davalı ...'in ise, 08.09.2016 tarihli celsede yemini usulüne uygun biçimde eda ettiği gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, davanın kambiyo senedinden kaynaklanan borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, davaya konu senedin incelenmesinden, senedin keşidecisinin davacı ..., lehtarının davalı ... olduğu, tanzim tarihinin 30.09.2010, ödeme tarihinin 15.05.2011 ve bedelinin de 40.000,00 TL olduğu ve senette ihdas sebebine ilişkin herhangi bir ibarenin bulunmadığının anlaşıldığı, davalı ... yönünden mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön olmadığı, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığının anlaşıldığı, davacının davalı ... yönünden istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği, diğer davalı ... yönünden ise menfi tespit talebine konu dava konusu senette sıfatının bulunmadığı, senedin keşidecisinin davacı ..., lehtarının davalı ... olduğu bu nedenle davalı ... yönünden davada taraf ehliyeti bulunmadığından hakkındaki davanın, HMK'nın 114/d ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken bu hususa riayet edilmemesinin yerinde görülmediği, açıklanan sebeplerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı ... yönünden davanın esastan reddine, davalı ... yönünden davanın HMK 114/d ve 115/2. maddesi gereğinde dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, işbu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
(1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
(2) Davalılardan ... yargılamada vekil ile temsil edilmediği halde anılan bu davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 28.06.2018 gün, 2018/1509 esas ve 2018/1100 karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bend uyarınca davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 28.06.2018 gün, 2018/1509 esas ve 2018/1100 karar sayılı kararının hüküm kısmının 3. maddesinin e bendinin hükümden çıkartılarak hükmün değiştirilen bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesi olan Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 22.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
11. Hukuk Dairesi 2020/2463 E. , 2020/4369 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 34 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 117 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat