11. Hukuk Dairesi 2020/3322 E. , 2020/4022 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Tüketici Mahkemesince verilen 06.11.2018 tarih ve 2018/167 E. - 2018/880 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı bankadan almış olduğu kredi kartından kaynaklanan borçları sebebiyle davacı hakkında başlatılan icra takibin kesinleştiğini ancak herhangi bir haciz kararı olmaksızın davalı banka tarafıdan davacının emekli maaşından ve yetim maaşından kesinti yapıldığını, bu işlemlere gerekçe olarak davacının daha önce kullandığı ve ödemesini tamamladığı tüketici kredisindeki virman takas mahsup talimatının dayanak gösterildiğini ancak kredi kartı açısından böyle bir talimatının olmadığını belirterek, davacının emekli maaşı ve yetim aylığı maaşlarına konulan bloklerle ile tahsil edilen 7.141,31 TL'nin tahsil tarihinden işleyecek en yüksek mevduat faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının talebi üzerine kredi kartı verildiğini ve imzaladığı virman takas mahsup talimatı doğrultusunda davalı banka nezdinde bulunan maaş hesabı ve yetim aylığı maaşından kesinti yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı hakkında verilmiş bir haciz kararı olmadığı, İİK 82. ve 83. maddeleri gereği mal ve hakların haczedilebileceğine dair önceden yapılan anlaşmaların geçerli olmadığı, temliknamede yer alan hükmün 4077 sayılı Kanun’un 6. maddesi uyarınca haksız şart olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/15805 Esas ve 2018/885 Karar sayılı ve 22.02.2018 tarihli ilamında yer alan “ Dava, taraflar arasında akdedilen bireysel kredi sözleşmesi ve kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan banka alacağı sebebiyle emekli maaşı üzerine konulan blokenin kaldırılması ve kesilen paranın iadesi istemine ilişkindir. Alacağın dayanağını teşkil eden sözleşmede bankanın rehin, hapis ve takas hakkı hüküm altına alındığı, bankaya hesap ve alacaklar üzerinde rehin, takas ve mahsup hakkı tanındığı görülmektedir. Bu durumda kredi sözleşmeleri ve davacıdan alınan ek sözleşmedeki taahhütü kapsamında davacının davalı banka nezdinde ki maaş hesabına bloke konularak kesinti yapılması haksız şart niteliğinde değildir. Taraflar arasındaki sözleşme ile bu husus taahhüt edilmiştir. Mahkemece bu açıklamalar karşısında sözleşme hükümleri ve verilen taahhüt değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış,” gerekçesi ile bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, gelir aylık ve ödeneklerin hak sahibinin muvafakati halinde haczinin
mümkün olduğu, dosyadaki takas mahsup virman talimatlı başlıklı yazıya göre davacının davalı banka aracılığıyla aldığı SGK maaşları üzerindeki haklarını borçlarına karşılık mahsup edilmesine açıkça muvafakat ettiği, böylece davacının maaşından kesinti yapılmasına kredi sözleşmesiyle muvafakat ettiği gibi ayrıca ve açıkça alınan takas mahsup beyanı nedeniyle davalının davacının maaşından kesinti yapabileceği, ancak bunun yasal nedenlerle ¼ ile sınırlı olması gerektiği, buna göre de bozma öncesi alınan bilirkişi raporunda hesaplanan miktardan ¾’e denk gelen miktarın iadesinin gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava taraflar arasında akdedilen bireysel kredi kartı ve kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan banka alacağı sebebiyle emekli maaşı üzerine konulan blokenin kaldırılması ve kesilen paranın iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da bozma ilamında belirtildiği şekilde hüküm kurulmamıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta yine taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümlerinin uygulanması gerekir. Sözleşme hükümleri gereğince de davalı banka, alacağından dolayı davacının banka nezdindeki hesabına bloke koyabilir. Mahkemenin hükmünde gerekçe yapmış olduğu 2004 sayılı Kanun’un 83. maddesi hükmü icra takibine konu edilen ve icra müdürlüğünce yapılan hacizlere ilişkin olup, sözkonusu davada uygulanma yeri bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 12.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
11. Hukuk Dairesi 2020/3322 E. , 2020/4022 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 45 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 61 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat