11. Hukuk Dairesi 2020/4625 E. , 2020/3743 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2020/4625 E. , 2020/3743 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 01/07/2019 tarih ve 2019/284-2019/641 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalıya akü şarj cihazı gibi malzemeleri sattığını bedelin ödenmediğini, bunun üzerine davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız itirazda bulunduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, akü bedellerinin kısmen ödendiğini, akülerin zamanında teslim edilmediğini bu nedenle firmalar nezdinde 51.310,63 TL gecikme cezasına maruz kaldıklarını, gecikme cezasının alacaktan mahsubu gerektiğini, ayrıca bazı akülerde gizli ayıp olduğunu, bu nedenle ayıplı malların bedelininde alacaktan düşülmesi gerektiğini belirterek davanın reddini ve davacının haksız takip yapması nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesin talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalıya teslim edilen akülerin açık veya gizli ayıplı olduğu kanıtlanamadığı gibi ayıp ihbarının süresi içinde yapılmadığı, davalının davacıdan tedarik etmiş olduğu akülerle ilgili olarak dava dışı şirket ile satış sözleşmesi imzaladığı, bu sözleşme ile davalının aküleri dava dışı şirkete en geç 20.04.2012 tarihinde teslim etmeyi yükümlendiği, süresinde teslim edilmemesi halinde ise sözleşme uyarınca cezai şart ödemeyi kabul ettiği, davacının ürünleri teslimde gecikmesi nedeniyle davalının 51.310,63 TL'lik gecikme cezasına maruz kaldığı, bu bedelin davacı alacağından mahsubu gerektiği, davalının 29.345,92 TL'lik alacağa vaki itirazının haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Hüküm Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2016/12327 Esas ve 2017/1186 Karar sayılı ile 16/12/2017 tarihli ilamında; “1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Taraflar arasında geç teslim halinde cezai şart ödeneceğine dair bir sözleşme hükmü bulunmamaktadır. Kaldı ki davacının, malları geç teslim edeceğine dair bildirimlerine karşı davalı tarafça ihtirazı kayıt ileri sürülmemiş ve mallar ihtirazı kayıtsız teslim alınmıştır. Davalının dava dışı 3. kişilerle arasındaki sözleşmeden kaynaklanan cezai şartı davacı alacağından mahsubu doğru değildir. Mahkemece bu yön gözetilmeden delillerin değerlendirilmesine yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı tarafça ihtirazı kayıt ileri sürülmediği ve malların ihtirazı kayıtsız teslim alındığı, gecikme nedeniyle taraflar arasında geç teslim halinde cezai şart ödeneceğine dair bir sözleşme hükmü bulunmadığı. davalının dava dışı 3. kişilerle arasındaki sözleşmeden kaynaklanan cezai şartın davacı alacağından mahsubunun mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının İstanbul 27. İcra Müdürlüğü'nün 2012/28586 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin 249.056,23 TL asıl alacak, 90,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 249.146,23 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava İcra İflas Kanunu’nun 67/1. maddesi gereğince açılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davaları icra takibine ve dava dilekçesinde belirtilen itirazın iptali istemine sıkı sıkıya bağlıdır. Davacı, davalı borçlu tarafından icra takibine kısmi yapılan itiraz nedeniyle 80.656,55 TL üzerinden itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Mahkemece talep aşımı yapılarak talep ve dava konusu olmayan takipteki toplam alacak üzerinden karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte belirtildiği üzere davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 01.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön