11. Hukuk Dairesi 2019/5209 E. , 2020/3191 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 16/05/2018 tarih ve 2017/206 E.- 2018/219 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 19/09/2019 tarih ve 2018/1386 E.- 2019/880 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 'WALDORF' 'WALDORF ASTORIA' ibare ve biçimli 43. sınıftaki hizmetleri içeren tanınmış markaların sahibi olduğunu, bu ibarelerin lüks oteller zincirinin ismi olarak birçok ülkede tescilli bulunduğunu ve kullanıldığını, davalının 04.08.2015 tarihinde 'TÜRKİYE WALDORF' ibareli, 41. ve 43. sınıf hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2015/64136 kod numarası verilen başvurunun Resmî Marka Bülteni'nde ilân olunduğunu, bunun üzerine müvekkilinin kötüniyet, iltibas ve tanınmışlık vakıasına dayanarak başvurunun reddi istemi ile itirazının Markalar Dairesi tarafından kısmen kabul olunduğunu ve başvurunun 43. sınıf hizmetler bakımından reddedildiği, buna karşın 41. sınıftaki hizmetler bakımından ise itirazın reddedildiği, bunun üzerine müvekkilinin başvurunun tümden reddi istemiyle yeniden itirazda bulunduğunu, YİDK tarafından itirazın reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, 'TÜRKİYE WALDORF' ibareli kötüniyetli başvurunun tescilinin müvekkilinin 'WALDORF' esas ve ayırt edici unsurlu markaları ile iltibasa sebebiyet vereceği gibi, onun tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp itibar ve ayırt edici karakterine zarar vereceğini ileri sürerek, TPMK YİDK'nın 23.03.2017 tarihli ve 2017/M-1941 sayılı kararının iptaline ve davalı markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, Waldorf eğitim yaklaşımının 1919 yılında Rudolf Steiner tarafından geliştirilmiş olduğunu, Waldorf yaklaşımının eğitimi bir sanata dönüştürmeyi amaç edinen bütüncül bir yaklaşım olduğunu, çocukların sosyal, duygusal, ruhsal, ahlaki, fiziksel ve zihinsel açılardan dengeli bir biçimde ve çok yönlü olarak gelişebilmesini amaçladığını, Dünya'da 1200 civarında Waldorf okulunun açıldığını, eğitim sistemi açısından tanınmışlığı bulunduğunu, davacı markaları ile başvuru konusu işaretin farklı sınıfları içerdiğini, karışıklık doğmasının mümkün olmadığını, kötüniyetli bir başvuru olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunmalar, toplanan deliller bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıya ait 'WALDORF' ve 'WALDORF ASTORIA' ibareli markalar ile davalının 'TÜRKİYE WALDORF' ibareli başvurusunun anlamsal, görsel ve sescil olarak benzer nitelikte oldukları, var olan farklı unsurların ayırt edicilikte yeterli farklılık yaratmadığı, başvuru kapsamında yer alan 41. sınıftaki 'Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil).' davacı markalarının kapsamında yer alan hizmetlerle aynı türden olduğu, zira ürün ve hizmetlerin birbirini tamamladığı, aynı dağıtım kanallarından geçtikleri, aynı işyerlerine sunuldukları, birbirleri yerine ikamet edilme ve rekabet etme olanaklarının bulunduğu, buna karşın başvuru kapsamındaki yine 41.sınıfta 'Eğitim ve öğretim hizmetleri. Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetlerinin', davacı markalarının kapsamındaki ürün ve hizmetlerle aynı türden olmadıkları gibi aynı tür sayılma kriterlerinin de bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, TPMK YİDK'nın 23.03.2017 tarihli ve 2017/M-1941 sayılı kararının 2015/64136 sayılı marka tescil başvurusu kapsamındaki 41. sınıfta 'Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil).' bakımından davacı itirazlarının reddi yönünden iptaline, sair yönlerden iptal isteminin reddine, davalı başvurusu marka olarak tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, tüm taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi tüm dosya kapsamına göre yaptığı istinaf incelemesi sonucunda; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, tüm taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, tüm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve davacı yanın 43. sınıf kapsamında otelcilik hizmetleri dışında diğer mal/hizmetler bakımından tanınmış olduğunu ispatlayamamış olmasına göre, yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 24/06/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
11. Hukuk Dairesi 2019/5209 E. , 2020/3191 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 2 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat