11. Hukuk Dairesi 2020/876 E. , 2020/6013 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 05.12.2017 tarih ve 2014/996 E- 2017/1114 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 24.10.2019 tarih ve 2018/802 E- 2019/1287 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davada davacılar vekili; yüksek faiz garantisi ve paraların her istendiği an geri çekilebileceği taahhüdüyle davalı yanca mevduat toplandığını, müvekkilinin de taahhütler nedeniyle para yatırdığını, anılan mevduat toplama faaliyetinin Bankacılık Kanunu, TTK, Sermaye Piyasası Kanunu ve BK maddelerine açık aykırı olması nedeniyle tahsil edilen paranın geri ödenmesinin gerektiğini ileri sürerek, asıl davada müvekkili ile davalı arasındaki ödünç sözleşmesinin feshine davalı tarafa verilen 111.113,98 Euro’nun ...den, 96.113,28 Euro’nun ise ...’den dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesine göre işleyecek faiziyle tahsilini; birleşen davada ise 103.622,24 Euro’nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesine göre işleyecek faiziyle Kombassan Tarım ve Sanayi İşletmeleri Ticaret A.Ş. ve ....den müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulü ile, davacıların davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine, 94.792,50’şer Euro’nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesine göre işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalı vekilinin istinaf başvurusunun, ilk derece mahkemesince SPK kayıtlarında yer alan tahsilat bedelinden davacılar vekilinin de kabulünde olan miktarın düşülmediği sair hususlarda istinaf istemlerinin yerinde görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine, asıl davanın kısmen kabulü ile, davacı ...'in davalı Bera Holding A.Ş'nin şirket ortağı olmadığının tespitine, 82.784,81 Euro'nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının bir yıl vadeli Euro mevduat hesabına ödediği döviz faizi işletilmek suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine; birleşen davanın kısmen kabulü ile, davacı ...'in davalı Bera Holding A.Ş'nin şirket ortağı olmadığının tespitine, 82.784,81 Euro'nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının bir yıl vadeli Euro mevduat hesabına ödediği döviz faizi işletilmek suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince yukarıda özetlenen şekilde asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararı istinaf edilmesi üzerine inceleyen Bölge Adliye Mahkemesince davalı şirket vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılarak yukarıda özetlenen şekilde asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'nun 41. maddesinde 25/3/1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması Ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu Ve 3182 Sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici maddenin eklendiği belirtilmiş olup, işbu geçici 4. maddede ''31.12.2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29.06.1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13.1.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez. Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanun'un 52/1-h maddesinde de işbu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır.
Bu durum karşısında, mahkemece taraf iddia ve savunmalarının Sermaye Piyasası Kanunu ve yukarıda anılan yasal düzenleme kapsamında değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir hüküm vermek üzere kararın re'sen bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) no'lu bentte açıklanan nedenle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının re'sen BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) no'lu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 23.12.2020 tarihinde oybirliyle karar verildi.
11. Hukuk Dairesi 2020/876 E. , 2020/6013 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 54 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 96 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat