11. Hukuk Dairesi 2020/2712 E. , 2020/5844 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2020/2712 E. , 2020/5844 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 05.04.2017 tarih ve 2015/848 E. - 2017/258 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nce verilen 09.10.2018 tarih ve 2017/1925 E. - 2018/1523 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin müdürlüğünü yapan kişinin davalı şirketin yeminli mali müşaviri ile işbirliği yaparak davacının da mensubu olduğu grup şirketlerini borç altına soktuğunu, davalı ile davacı ve davacının mensubu olduğu grup şirketlerinin borçların yapılandırılması için yapılan protokolün hata ve hile ile davacı tarafından imzalandığını, protokolde borç miktarı 4.600.000 TL olarak belirlenmesine karşılık gerçek borç miktarının 2.700.000.- TL olduğunu, davacının protokolü imzalaması konusunda tehdit edildiğini, ayrıca protokolde gabinin söz konusu olduğunu, protokol uyarınca borcun 200.000.- TL tutarlı sıralı çeklerle ödeneceği konusunda anlaşıldığını ileri sürerek, davalıya protokol uyarınca verilen 200.000.- TL bedelli çekten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitini ve çekin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, söz konusu protokolde davalı lehine gabinden söz edilemeyeceğini, davacının da aralarında bulunduğu grup şirketlerinin davalıya olan borcunu ödeyemeyeceğini bildirmesi üzerine tarafların anlaşarak borcu yapılandırdıklarını ve taksitlendirdiklerini, protokolün davalıdan satın alınan akaryakıt karşılığında verilen ödenmemiş çekleri ve vadesi gelmemiş çekleri kapsadığını, davacının protokol uyarınca vermesi gereken çekleri ve teminatı davalıya vermediğini, davacının borcunu ödememek için bu davayı açtığını belirterek, davanın reddini ve davacı aleyhine tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki protokolün 1. maddesinde davacının dahil olduğu dört grup şirketin protokolde borçlu ve taraf olduğu, protokolün 3. maddesinde borcun 4.600.000.- TL olduğunun belirtildiği, davacı tarafından gerçek borcun 2.700.000.- TL olduğunun iddia edildiği, protokolün borçlularından olan davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesinde davalı tarafından düzenlenen bir kısım faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı şirketin ticari defterlerine göre dava dışı grup şirketlerinden davalının halen 3.554.297,10 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, TTK’nın 18/2 maddesi gereğince tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği, davalının davacıya akaryakıt ürünleri sattığı, edimler arasında açık bir oransızlıktan söz edilemeyeceği, ayrıca davacı tarafından finans müdürünün her konuda geniş yetkili vekaleti bulunduğu, şirketi zarara uğratan işlemler yaptığını iddia ettiği, dava dışı kişilerin fiillerinden dolayı davalının sorumlu tutulamayacağı, davaya konu edilen çekin protokol kapsamında ödeme olarak davalıya verildiği ve davalının protokol kapsamında çek bedelinden daha fazla alacaklı olduğu tespit edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ile imzalanan 15.06.2015 tarihli protokolün mali açıdan zor durumlarından faydalanarak imzalandığını, imzalayan ...'ın yetkisini kötüye kullanarak ve asıl borç miktarından daha fazla miktarı protokole geçirdiğinin iddia edildiği, ...'ın bu işlemlerinde şirketi zarara uğrattığı konusundaki davacı iddialarının davalıya karşı ileri sürülemeyeceği, davacının bu konuda dosyaya delil de sunmadığı, davacının şirket olması sebebiyle basiretli davranmakla yükümlü olduğu, taraflar arasındaki alışverişin protokolden sonra da devam etmesi nedeniyle davacının gabin iddiasını ileri süremeyeceği, dava tarihi itibariyle davalı taraf davacıdan davaya konu çek miktarından daha fazla alacaklı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İstinaf mahkemesi tarafından verilen kararın davacı vekiline 09.11.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından temyize başvurulmuşsa da, başvurunun 2 haftalık yasal süre geçtikten sonra 06.12.2018 tarihinde yapıldığı görülmüştür. Her ne kadar ilk derece mahkemesince, hükmün sonuç bölümünde karara karşı 1 ay içerisinde temyize başvurulabileceği belirtilmiş ve davacı vekili tarafından da bir ay içerisinde temyize başvurulmuşsa da, HMK’nın 90. maddesi uyarınca Kanun’da belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim Kanun’daki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Bir başka deyişle, hakimin bu sürelere ilişkin tasarruf yetkisi bulunmamaktadır. Temyize ilişkin süreler de yasa tarafından düzenlenen kesin sürelerdir ve re´sen gözetilmesi gerekir. Bu nedenle, somut olayda, kararın tebliğ tarihi olan 09.11.2018 tarihinden itibaren temyiz süresi iki hafta olup, İstinaf Mahkemesince bu sürenin 1 ay olarak değiştirilmesi mümkün değildir. Bu durumda 6100 sayılı HMK’nın 366. maddesinin yaptığı yollamayla somut olaya uygulanması gereken aynı Kanunun 346/1. maddesi hükmüne göre, süresinde yapılmayan temyiz istemiyle ilgili olarak İstinaf Mahkemesi tarafından karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin süreden REDDİNE, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 14.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön