11. Hukuk Dairesi 2020/4583 E. , 2020/5785 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2020/4583 E. , 2020/5785 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 09.02.2016 tarih ve 2014/939-2016/47 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı ... vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı bankanın Kavaklıdere şubesiyle davalı KAR Mühendislik A.Ş. arasında akdedilen ve diğer davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunduğu Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden Gayrinakdi/Teminat Mektubu kredisi tesis edilerek teminat mektubu verildiğini, davalıların sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi üzerine 24.06.2013 tarihli ihtarname keşide olunarak teminat mektubu devre komisyonu faiz ve eklentilerinden kaynaklan 71.430,00 TL'nin ödenmesi, ayrıca teminat mektubu bedeli olan 294.500 USD’nin de depo edilmesinin ihtar edildiğini, ihtara konu teminat mektubunun 12.07.2013 tarihinde şubeye teslim edildiğini, ancak mektup teslim edilmiş olsa bile komisyondan kaynaklanan borcun devam ettiğini, 71.430,00 TL tutarındaki teminat mektubu komisyonu ile faiz ve eklentilerinin tahsili amacıyla Ankara 13. İcra Müdürlüğü’nün 2013/9165 esas sayılı dosyasıyla 27.06.2013 tarihinde girişilen ilamsız icra takibine yapılan itiraz ile takibin durdurulduğunu iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 25.06.2014 tarihli dilekçesinde, takipte borca itiraz etmeyen borçlular ..., ... ve KAR Mühendislik A.Ş.'nin HMK m. 124/3-4 doğrultusunda taraf değişikliği yoluyla taraf olmaktan çıkarılarak davaya yalnızca borca itiraz eden davalılar ... ve ...'a karşı devam edilmesini istemiştir.
Davalı ..., asıl borçlu KAR Mühendislik A.Ş.'nin Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/ 341 E. sayılı dosyasıyla iflasına karar verilmiş olması sebebiyle borcun iflas masasına devredildiğini, dolayısıyla tarafına husumet yöneltilmesinin yerinde olmadığını, deposu talep edilen teminat mektubunun 15.06.2002 tarihli olup 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, takip ekinde kredi sözleşmesinin olmadığını ve ortada mücerret borç ikrarı kabul edilmiş bir belgenin de bulunmadığını, dolayısıyla İİK m. 68 ve devamındaki belgelere dayanmaksızın yargılama gerektiren bir alacak için icra işlemi yapıldığını, bu nedenle davanın itirazın iptali davası olarak ikame edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, iflasına karar verilen şirketin borcundan dolayı ortaklarına sorumluluk yüklenmesinin yasal olmadığını, teminat mektubunun amacının ortadan kalktığını, garantörlüğü bulunmayan teminat mektubunun komisyonundan sorumlu tutulmak istenilmesinin yerinde olmadığını, kendisinin teminat mektubunun kefili olmadığı gibi kefaletinin de tüm teminat mektuplarını kapsamadığını, şirketin tüm borçlarına karşı limitsiz ve sonsuz süre ile sorumlu tutulmasının hakkaniyete ve ticari mevzuata aykırı olduğunu, talep edilen faiz oranının da fahiş olup kabul edilmesinin mümkün bulunmadığını savunarak davanın reddi ile %20 oranında kötü niyet tazminatı istemiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, bankaca verilen teminat mektuplarına ilişkin komisyon alacağının sözleşmeden kaynaklanan bir alacak olup şubece alacağın kayıtlara işlenmemiş olmasının bankanın sözleşmeden kaynaklanan haklarını bertaraf eder nitelikte olmadığı, borçlular ... ve ...’ın icra takibine itirazlarında, 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra takip başlatıldığını, teminat mektubunun kefili olmadıklarını savundukları, ancak davalıların genel kredi sözleşmelerini müteselsil kefil olarak imzaladıkları, sözleşme kapsamında müşteriye verilen teminat mektuplarından kaynaklanan hak ve alacaklar yönünden müteselsil kefil sıfatıyla asıl borçlu ile birlikte sorumlu oldukları, öte yandan teminat mektuplarının verildiği ve bankaya iade edildiği tarihler nazara alındığında, komisyon ücretlerinden kaynaklanan alacağın takip tarihi itibariyle zamanaşımına uğramadığı, takip talepnamesinde deposu istenen 294.500,00 USD tutarındaki teminat mektubunun davadan önce banka şubesine iade edildiği, davacı vekilinin dava dilekçesinde sadece 71.430,00 TL tutarında teminat mektubu komisyonu, faiz ve eklentileri bakımından takibin devamı için itirazın iptalini istediği, alınan 17.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda emsal banka uygulamaları da dikkate alınarak teminat mektupları bedeline, teminat mektuplarının verildiği tarihlerden iade edildiği tarihe kadar üç ayda bir % 0,625 komisyon oranı ve % 5 BSMV uygulanmak suretiyle yapılan hesaplamada davacı banka alacağının 77.944,00 TL olduğunun hesaplandığı, ancak banka tarafından borçlu lehine ihtarname tarihi itibariyle 71.430,00 TL talep edildiğinden taleple bağlı kalınarak yapılan hesaplamada takip tarihi itibariyle davacı banka alacağının 71.430,00 TL asıl alacak, 35,16 TL temerrüt faizi, 1,76 TL BSMV olmak üzere toplam 71.466,92 TL olduğunun hesaplandığı, hesaplanan bu tutarın davalı kefillerin kefalet limiti dahilinde olup davalıların söz konusu tutardan asıl borçlu ile birlikte sorumlu oldukları, alacak tutarının takip tarihi itibariyle likit ve hesaplanabilir nitelikte olduğu, işbu davada borca itiraz etmeyen borçluların da davalı olarak gösterildiği, kural olarak borca itiraz etmeyen davalılara yönelik itirazın iptali davası açılmasında alacaklının hukuki yararının olmadığı, davacı vekilinin 25.06.2014 tarihli dilekçesinde HMK 124. maddesi uyarınca taraf değişikliği yoluyla sadece borca itiraz eden davalılar hakkında davaya devam ettiklerini açıkladığı, ancak somut olayda makul ve kabul edilebilir bir hataya dayalı olarak davanın yanlış hasma yöneltilmesinin söz konusu olmadığı, bu nedenle borca itiraz etmeyen davalılar KAR Müh. A.Ş., ... ve ... yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalılar ..., ... ve KAR Müh. A.Ş. hakkında açılan davanın reddine, davalılar ... ve ... hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile Ankara 13 İcra Müdürlüğü’nün 2013/9165 esas sayılı dosyasına yönelik itirazın 71.430,00 TL asıl alacak, 35,16 TL işlemiş faiz ve 1,76 TL BSMV olmak üzere toplam 71.466,92 TL için iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmolunan tutarın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Eldeki itirazın iptali davasına konu Ankara 13. İcra Dairesi’nin 2013/9165 esas sayılı takip dosyasının takip talebinde alacaklı banka tarafından kredi sözleşmelerine bağlı olarak Kar Mühendislik A.Ş. lehine tesis edilerek kullandırılan kredili mevduat kredisi ve mer’i teminat mektubu kredi hesaplarından kaynaklanan ve 24.06.2013 tarihli ihtarnameye konu teminat mektuplarından kaynaklanan devre komisyonu, faiz ve eklentilerinin talep edildiği, ödeme emrinde ise alacaklı banka tarafından kredi sözleşmelerine bağlı olarak Kar Mühendislik A.Ş. lehine tesis edilerek kullandırılan kredili mevduat kredisi ve mer’i teminat mektubu kredisi hesaplarından kaynaklanan ve 24.06.2013 tarihli ihtarnameye konu kredili mevduat kredi hesabından kaynaklanan alacağın talep edildiği bildirilmiştir. Bahsi geçen 24.06.2013 tarihli ihtarnamede ise teminat mektubu devre komisyonu, faiz ve eklentilerinden kaynaklanan alacağın ödenmesi istenilmiştir. Takip talebinde ve ödeme emrinde mer’i teminat mektubundan kaynaklanan ifadesi kullanılmış olup mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise 2005 yılında bankaya iade edilen dört adet teminat mektubuna ilişkin komisyon hesabı yapılmıştır. Hesaplanan miktar ise teminat mektuplarının verilme ve iade tarihleri gözetildiğinde uyumlu gözükmemektedir. Banka kayıtlarında da davacının talep ettiği komisyon alacağının gözükmediği bilirkişi raporunda ifade edilmiştir. Hal böyle olunca itirazın iptali davasının takibe sıkı sıkıya bağlı olduğu gözetilerek, davacı tarafa talep ettikleri komisyon alacağının hangi teminat mektubundan/mektuplarından kaynaklandığı açıklattırıldıktan sonra bilirkişiden tarafların iddia ve savunmalarını, banka kayıtlarını, kredi sözleşmelerini, davalı ... vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, sair dilekçelerinde ileri sürdüğü savunmaları, temyiz dilekçesi ekinde sunduğu ibraname niteliğindeki belgeyi, beyanında belirttiği icra takip dosyalarını, tahkim kararına ilişkin itirazlarını değerlendiren, dosyada daha önce alınan raporları telif edici nitelikte, neticede davacının talep edebileceği bir alacak olup olmadığını belirleyen yeni bir rapor veya ek rapor alınıp dosyadaki deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön