11. Hukuk Dairesi 2020/2563 E. , 2020/5400 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2020/2563 E. , 2020/5400 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ16. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 29.12.2016 tarih ve 2014/671 E. - 2016/1457 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin reddine-kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 14.11.2018 tarih ve 2017/1015 E. - 2018/2435 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalıdan aldığı SMC ham maddesi ile kaporta malzemeleri üretip yurt içine ve yurt dışına pazarladığını, davalının satmış olduğu ham maddenin ayıplı olması nedeniyle davacının pazarladığı ürünlerde de ayıpların ortaya çıktığını, Konya 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/37 D. İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda ham maddenin ayıplı olduğunun tespit edildiğini, davalıdan alınan ham madde ile üretilen ürünlerin alıcıları tarafından iade faturaları ile davacıya iade edildiği için davacının zararı oluştuğu gibi ayıplı olduğundan kullanılamayan ve raf ömrü dolan 4.965 kğ ham madde bedelinin de davalı tarafından davacıya iade edilmesi gerektiğini ve bu olay nedeniyle davacının piyasadaki ticari itibarının zedelendiğini ileri sürerek 210.000,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığı gibi davalının davacıya sattığı ham maddenin de ayıplı olmadığını, Konya 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/37 D. İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunun davalıya tebliğ edilmediğini, ürettiği ürünlerde ayıpların ortaya çıkmasına rağmen üretime devam edip bu ürünleri gerekli kontrolü yapmadan piyasaya sattığı için davacının kendisinin kusurlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının sattığı ham maddenin ayıplı olduğu, ayıbın ancak üretim aşamasında anlaşılabilecek olması nedeniyle gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacının ham maddeyi üretimde kullandıktan sonra üretilen ürünlerdeki ayıbı derhal davalıya iade faturası keserek bildirdiği, davacının yurt içi pazarlama şirketi olan Kahveci Otomotiv Ltd. Şti.'nin müşterilerinden iade edilen 189.086,34 TL'lik 4 adet iade faturasının aynı mamul ham madde ile üretilen ürünlere ilişkin olduğu, davacının bu kapsamda ayıplı ürünler ile yapılan üretimden kaynaklanan zararının 189.086,34 TL olduğu, bu bedelden davacının cari hesap borcu olan 19.739,78 TL'nin mahsup edilmesi ile davacı zararının 169.346,56 TL olduğu, davacının elinde kalan ham madde bulunduğuna dair iddiasını ispat edemediği, ayıplı ham madde ile yaptığı üretimleri kendi kontrol mekanizmasını çalıştırmayıp piyasaya satması nedeniyle davacının da kusurlu bulunduğundan manevi tazminat talebinin yerinde olmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, 169.346,56 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya yönelik isteğin reddine karar verilmiş, hükme karşı taraf vekilleri tarafından istinafa başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; tüm dosya kapsamına göre, davaya konu satılan ürünlerde açık ayıp olmadığı, ancak davacı tarafından alınan ham maddenin üretime geçmeden incelettirilmediği, bir an için ayıbın ham maddenin üretime geçilip ürün haline geldiğinde ortaya çıktığının kabulü halinde de davacının TBK'nın 223/2 maddesinde düzenlenen derhal bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediği, zira tespit raporunu tebliğ aldığı 20.06.2013 tarihi ile davanın açıldığı 15.07.2013 tarihi arasında davacının bildirim yükümlülüğünü yerine getirdiği söylenemeyeceğini, davacı tarafından davalıya düzenlenen iade faturalarının ihbar olarak kabul edilse bile davacının davalıya düzenlediği 4 adet iade faturası bulunduğu bu faturlardan 2 tanesinin 2012 yılına ilişkin olduğu, davacının 2013 yılına ait mallarda ayıp çıktığını beyan ettiği, 2013 yılına ait 7.811,88 TL'lik iade faturasının davalı cari hesabında kayıtlı olduğu ve bedelden düştüğü, davacının düzenlediği 02.05.2013 tarihli 41.300,00 TL bedelli iade faturasının davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi bu fatura üzerinde iptal yazılı olduğu ve davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinin ispat edilmediği, davacının uğradığı zarara yönelik 3. kişiler tarafından dava dışı Kahveciler Otomotiv A.Ş.'ye yapılan iade faturaları nedeniyle bu şirkete yaptığı bir ödemenin de ticari defterlerinde yer almadığı gerekçesiyle davalının istinaf isteğinin kabulü ile ilk derece makemesi kararının kaldırılarak davanın reddine, yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf itirazlarının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne iadesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 25.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön