11. Hukuk Dairesi 2020/2564 E. , 2020/4668 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

11. Hukuk Dairesi 2020/2564 E. , 2020/4668 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Çerkezköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 09.02.2017 tarih ve 2016/661 E. - 2017/107 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 08.11.2018 tarih ve 2017/3677 E. - 2018/2380 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 2008 yılı sonuna kadar ticari ilişkinin devam ettiğini, davacı tarafından borcunu ödememesi üzerine davalı aleyhine İstanbul 8.İcra Müdürlüğü'nün 2018/26459 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının bu takibe karşı İstanbul 25.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/186 Esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açtığı ve yargılama sonunda takibe konu yapılan ve tahsil edilen bononun 407.047,41 TL'sinden davacıya borçlu olmadığının tespitine ve ödeme nedeniyle dava istirdat davasına dönüştüğünden 757.669,62 TL'nin davacıdan tahsiline karar verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, daha sonra davalının bu ilama dayalı olarak ilamlı icra takibi yaptığını ve alacağını tahsil ettiğini, davacının ticari ilişki devam ettiği dönemde davalıya mal verdiğini, ancak bedelini tahsil edemediğini, İstanbul 25.Asliye Ticaret Mahkemesi'nde alınan bilirkişi raporlarında davacının alacaklı olduğunun ortaya konulduğunu, yine davalı şirket yetkilisi ve davacının imzaladığı 05.07.2013 tarihli mutabakat metnine göre davacının 31.12.2005 tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olduğunun ortaya konulduğunu, ancak o tarihten bu yana davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacının bonodan dolayı yaptığı tahsilat nedeniyle ticari ilişkiden kaynaklanan alacağını tahsil yoluna gitmediğini, ancak davalının açtığı menfi tespit davasında kambiyo hukukuna göre yapılan şekli bir inceleme sonunda bononun teminat vasfında olduğu gerekçesiyle davasının kabul edildiğini ileri sürerek davacının bu nedenle büyük zarara uğradığını ileri sürerek 407.047,41 TL alacağın 31.12.2008'den itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddia ettiği hususları kabul etmediklerini, davacının alacaklı olmadığının İstanbul 25.Asliye Ticaret Mahkemesi kararıyla tespit edildiğini, ortada kesin hüküm olduğundan dava şartının ihlal edildiğini, davanın reddi gerektiğini, bahse konu mahkemede tüm delillerin toplandığını ve yargılama yapıldığını, sadece kambiyo hukukuna göre şekli bir inceleme yapılmadığını, davacının ileri sürdüğü hususların Yargıtay tarafından da değerlendirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, İstanbul 25. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen davanın menfi tespit davası olup tarafların ticari defterleri incelenerek bir kez asıl, üç kez ek rapor alındığı, tarafların tüm delillerinin toplanarak yapılan değerlendirme sonucunda takibe dayanak bononun 407.047,41 TL'sinden davalının, davacıya borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, kesinleşen dava konusuna ilişkin olarak dava açıldığı gerekçeleriyle HMK'nın 114/1 (i) ve 115.maddeleri uyarınca kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, hükme gerekçe yapılan İstanbul 25.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/186 Esas, 2014/64 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısının Armasan Ambalaj şirketi ile Temel Mahmutoğlu, davalısının ise Farmamak A.Ş olup davanın ise icraya konulan bononun teminat bonosu olup bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasına dayalı açıldığı, yargılama sırasında taraflar arasındaki ticari ilişkinin de ele alındığı, bu bağlamda kök ve ek raporlar alınarak değerlendirmeye gidildiği ve yargılama sonunda davalının, davacıdan alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davacının dava konusu bononun 407.047,41 TL'lik kısmından borçlu olmadığının tespitine ve yapılan ödeme nedeniyle istirdada karar verildiği, kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nce onandığı ve karar düzeltme istemi de reddedilerek kesinleştiği, bir davada kesin hükümden söz edebilmek için her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olmasının gerektiği, somut olaya bu açıdan bakıldığında ortada kesin hüküm olmadığı, mahkemece, kesin hüküm nedeniyle davanın reddi doğru değil ise de, İstanbul 25.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin bahse konu dosyasında taraflar arasındaki ticari ilişkinin ele alındığı, taraf defterlerinin incelendiği, yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda davacının, davalıya takip konusu bonodan dolayı 407.047,41 TL'sinden borçlu olmadığının tespitine ve ödenen bedelin istirdadına karar verildiği, eldeki davada, davacı tarafın bu 407.047,41 TL'nin tahsilini istediği, alacağın dayanağı olarak da taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayandığı, bahse konu dosyanın bu anlamda kesin delil niteliğinde olduğu, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddi gerektiğinden, sonucu itibariyle doğru olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 181,50 TL harcın temyiz eden davacıya iadesine, 03.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön